Ahmet Şahin

Yaz boyunca hangi duygularınız besleniyor?

Yaz sıcaklarının etkisini artırdığı şu günlerde mevsimlik konuyu bir daha düşünelim mi?
Evet, diyorsanız, buyurun, şu yorumu birlikte okuyalım. Bakalım siz nasıl bakacaksınız arz etmeye çalıştığım 'duyguların beslenmesi' olayına?

Bilindiği üzere insanda hem akıl ve iman vardır, hem de nefis ve şeytan... Her ikisi de insanı yönlendirme görevini yüklenmişlerdir. Bu sebeple insan hayatı boyunca ya aklının, imanının yönetiminde ya da nefsinin ve şeytanın etkisinde...

Cinsel öfkeden de kendinizi korumaya alın!

Bir adam, Efendimiz'e gelerek, "Beni cennete götürecek bir davranış haber ver de onu yerine getirince cennete gideyim." demiş. Efendimiz (sas) Hazretleri de adama kısaca şu tavsiyede bulunmuş: "Seni cennete götürecek şey, öfkene uymamandır. Öfkene kapılma, öfkeni yen, gerisi sana yeter!"

Kendinizi Korumaya Alın!..

Geçmişte sokak bozulmamış, toplum hayatında kötülükler kol gezer hale gelmemişti.

O yüzden o günkü insanlardaki dindarlık, ahiretini kurtarmaktan başka bir mânâya gelmiyordu. İnsanlar sadece ahiretini kurtarmak için dindarlaşıyor, mazbut olma gereği duyuyorlardı.




Ya bugün? Bugün de öyle mi?







Evet bugün öyle değil. İnsanlar ahiretlerini kurtarmak niyetinden önce dünyalarını kurtarmak için dindarlaşıyorlar, dindarlıktan faydalanıp kol gezen kötülüklerden kendilerini, çoluk çocuklarını korumaya çalışıyorlar.




İsterseniz bakın toplum hayatına. Her geçen gün bir yenisi çıkan kötülüklerden bağımlılık ve ahlakî sefaletten kendilerini en çok koruyanlar dindar olanlardır.

Gizli dini nikah yaptırmak doğru olur mu?

Zaman zaman kapıldığı öfkelerle pişman olacağı şeyler yapan bir adam Efendimize gelerek sormuştu:

– Beni Cennete götürecek bir iş haber ver ki onu yapayım da Cennete gideyim!

Efendimizin cevabı çok kısa ve net oldu.:

– Öfkeni yen, öfkene uyma, sana yeter!

Evet, öfke basite alınacak bir hal değildir. Nitekim öfkesini yenemeyen adam, tetiğe basar; bir insanı gözünü kırpmadan öldürüverir. Bundan sonrası ise ömür boyu pişmanlıktır...

Öfkenin bu türlü sonucundan dolayıdır ki Efendimiz sık sık ikazlarda bulunur:

– Öfkene uyma, öfkeni yen, öfkeni yut, öfkeye götüren tahrikten uzak dur, şayet cennete götürecek bir amel sahibi olmak istiyorsan!. diyerek çevresine uyarılarda bulunmuştur.

Yaz mevsiminde kendinizi korumaya aliyor musunuz?

Geçenlerde yazdığım bir yazıda şöyle demiştim:


- Hayatını Yaratan’ın emrine uygun şekilde yaşamayı düşünmeyenlere bir diyeceğim yoktur. Onlar kendi hayat gayelerini kendileri tespit ederler. Nefsi alışkanlıklarının önüne kutsal doğrularla, haram helal inançlarıyla çıkılmasını uygun bulmayabilirler. Ben, hayatını inancına uygun şekilde yaşamak isteyenlere seslenmek istiyor ve diyorum ki:

-Bilhassa sizler dikkat ediyor, tedbirli oluyor musunuz bu sıcak yaz mevsiminde!

-Neye mi dikkat ediyor musunuz bu sıcak yaz mevsiminde?

-Dünyevi ihtiraslarınıza, makam mevki arzularınıza, para pul hırslarınıza.. dikkat edin demiyorum. Dindarlığınız, haram helal inancınız sizi bu türlü hırs ve arzularınızın baskı ve tazyikinden kurtarabilir. Ama mevsimlik fitnenin baskı ve tazyikinden asla!..

Dünyasını da, ahiretini de kurtarmak isteyen...

Bilindiği üzere geçmişte sokak bozulmamış, toplum hayatında kötülükler kol gezer hale gelmemişti.


O yüzden o günkü insanlardaki dindarlık ahiretini kurtarma gayretinden başka bir mânâya gelmiyordu. İnsanlar sadece ahiretini kurtarmak için dindarlaşıyor, mazbut olma gereği duyuyorlardı.

Ya bugün? Bugün de öyle mi?.. Hayır, bugün durum farklı. İnsanlar ahiretlerini kurtarmak niyetinden önce dünyalarını kurtarmak için de dindarlaşıyorlar, dindarlıktan faydalanıp kol gezen kötülüklerden kendilerini, aile ve çoluk çocuklarını korumaya almaya çalışıyorlar...