İMAM SEÇMEKTE ÖLÇÜ

Cemaatle namaz, İslâm dininin toplu hareket etmeye verdiği ehemmiyeti ortaya koyan en canlı bir örnektir. Namaz kılacak kimse-ler, iki kişi olsalar bile, cemaat olmayı terk etmemelidirler. Zira mühim olan husus, cemaatin sayısı değil, dinî bir mükellefiyetin yerine getiril-mesidir. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), yolculuğa çıkmak isteyen Mâlik bin Hu-veyris ile onun amcazadesine, "Yaşça büyük olanınız size imamlık yapsın" buyurmuştur (1).

İmamlık yapmaya memur bir kimse yoksa veya namaz bir şahsın mekânında kılınacak değilse, ibadet için toplanmış müslümanlar, kendi aralarından bir kimseyi tercih edip namazlarını cemaatle eda etmelidir-ler. İmamlık yapacak kimsenin bu vazifeye liyakatli olması icap eder. İmamlık için yapılacak tercihte isabetli karar verebilmek için dinimizin hükümlerini önceden ve etraflıca bilmemiz lazımdır. Bu sahada arana-cak ehliyet şartlarını, ehemmiyet derecesine göre, şöyle sıralayabiliriz:

a) Namazla alâkalı bilgisi en fazla olan kimse imamlığa tercih olun-malıdır. Ashabtan Ebû Huzeyfe (r.a.), evinde imamlık yapmak üzere, hane halkından bir kimsenin tensibini Resûl-i Ekrem'den ricada bulunmuştu. Fahr-i Kâinat (s.a.v.), bu zatın kölesi bulunan Sâlim'i tensip etti.



b) Kur'ân okumayı en iyi bilen imam olmalıdır. Bu ehliyeti hâiz olan birden fazla kimse varsa, ezberi daha çok olan imamlığa geçmelidir. Dinî hükümlerin tahlilini yapan Resulullah (s.a.v.), "Sizin Kur'ân oku-yuş yönünden en çok (ezberi) olanınız size imamlık yapsın" (3)
buyurmaktadır.

c) İmamlığa geçirilecek şahıs, "verâ" sahibi olmalıdır. Çünkü İslâm dininin haram kıldığı şeylerden sakınan ve emrettiği vazifeleri yapan bir kimsenin peşinde namaz kılmanın feyzi ve değeri büyüktür.

d) Yaşça büyük olan kimse tercih olunmalıdır. Bahsi geçen yaşlı-lık, İslâmiyet ile alâkadar olarak geçen uzunca bir ömür demektir. İslâmî şuura ermemiş, ömrünü gafletle geçirmiş ve isyan vadisinde kartalmış bir kimse, böyle bir tercihin dışında tutulacaktır.

e) Huy itibarıyla daha güzel olana imamlık yaptırmalıdır. Zira güzel huy, kâmil bir inancın semeresidir.

f) Siması daha güzel ve nuranî olanı tercih etmelidir. Çünkü suret güzelliği, siretin iyiliğine delâlet eder.

g) Şerefli bir soya mensup olanı takdim etmelidir.

h) Sesi güzel olanı tercih etmelidir. Çünkü güzel seste huşû duymak ihtimâli galip bulunmaktadır.

i) Ve nihayet, elbisesi temiz olanı tercih etmelidir.
İmamlığa ehliyeti bulunanlar, bahsi geçen sıfatlarda birbirlerine eşit durumda olurlarsa karar için iki yol kalmaktadır: Kur'a atarak tesbit yapmak veya cemaatin seçmesini istemek. Cemaat arasında farklı kimseler tercih edilirse ekseriyetin beğendiği imamlığa geçirilir (4).

(1) Merâkı'l-Felâh Tahtavisi, şh. 164.
(2) et-Tâc, c. 1, sh. 230.
(3) Feyzü'l-Kadir, c. 5, sh. 348.
(4) Nûru'l-İzah, sh. 60.