Ruh da gayemiz açısından iki mânâ için kullanılır.
1.Lâtif bir cisimdir, kaynağı, cismanî kalbin oluklarıdır. Bu
bakımdan bedene yayılan damarlar vasıtasıyla bedenin diğer âza
larına ve parçalarına dağılır. Onun bedene dağılışı ve ondan kok
lamanın, dinlemenin, görmenin, hissetme ve hayat nûrlarının be
den âzaları üzerine dağılıp yayılması, tıpkı evin bir köşesinde
yakılan lâmbadan çıkan ışığın dağılıp yayılmasına benzer. Çünkü
o lâmbanın ışığı, evin hangi parçasına ve hangi köşesine ulaşırsa
mutlaka orası onunla aydınlanır. Hayatın misâli ise duvarlarda
meydana gelen ışık gibidir. Bunun misâli ise lâmbadır. Ruhungeçişi ve bâtındaki dalgalanması ise, çıra ışığının evin etrafına
hareket edicinin hareket ettirmesiyle dalgalanması misâlidir.
Doktorlar, ruh kelimesini kullandıkları zaman, bu mânâyı kaste
derler. Bu lâtif bir buhardır. Onu kalbin hareketi oluşturur. Bu
mânâdaki ruhun îzahını yapmak, bizim vazifemiz değildir.
Çünkü bu, doktorların hedefiyle ilgilidir. O doktorlar ki bedeni te
davi etmektedirler. Kalbi, Allah Teâlâ'nın komşuluğuna
varıncaya kadar tedavi eden din doktorlarının hedefine gelince,
onların hedefi kesinlikle bu ruh ile ilgili değildir.
2.Ruh insandaki idrâk edici ve bilici lâtifedir. O lâtife ki biz
onu daha önce kalbin mânâlarından birisinde îzah ettik. Allâh
Teâlâ'nın şu ayetinde kasdettiği ruh da bu ruh'tur: De ki: Ruh,
rabbimin emrindendir' Ruh, rabbânî ve acâib bir şeydir.
Onun hakikatini idrâk etmekten akılların ve anlayışların çoğu
âciz kalmaktadır.
Tr: 1 8 15 22 29 36 43 50 57 64 71 78 85 92 99 106 113 120 127 134 141
En: 7 14 21 28 35 42 49 56 63 70 77 84 91 98 105 112 119 126 133 140 147 154 161 168 175 182 189 196 203 210 217 224 231 238 245 252 259 266 273 280 287 294 301 308 315 322 329 336 343 350 357 364 371 378 385 392 399 406 413 420 427 434 441 448 455 462 469 476 483 490 497 504 511 518 525 532 539 546 553 560 567 574 581 588 595
Yorumlar
Yeni yorum gönder