Erkekler Babalık Yapmayınca...

Eskiden erkek çocukları erkeklerin içinde büyürdü. Geniş ailede doğan erkek çocuk kendi akrabaları olan erkek çocukları ile oynar, mahallede erkek çocukları ile koşturur, erkek hocaya gider, ailede; baba, dede, amca, amca çocukları ile erkek olmayı öğrenir, kısacası erkeklerle birlikte büyürdü.

Modernleşme ve şehirleşme ile birlikte geniş aileler çekirdek aileye dönüşmeye başladı. Sanayinin gelişmesi ile erkeklerin işleri evlerinden uzaklaştıkça babalar çocuklarından uzaklaştılar. Tarlada, dükkanda, evlerine yakın mekanlarda işlerini yaparken küçük yaştan itibaren oğulları ile ilgilenme imkanı olan babalar ile evlatları arasına mesafeler ve yoğun iş temposu girdi. Akşam yorgun gelen babalar çocukları ile yeterince ilgilenemez oldular. Geniş aile yapısında babaların yapamadıkları vazifeleri yakınlarda olan dedeler, amcalar, dayılar doldururdu fakat çekirdek ailede erkek çocukları tamamen annelerin ellerine kaldı. Ve anneler oğullarını istedikleri gibi şekillendirmeye başladılar.

Çocuklar yetişirken önünde model olması çok önemlidir. Kız çocukları anneyi modellerken erkek çocukları babayı modeller. Baba yoksa akrabadan bir erkeğin model olmak ve eksikliği gidermek için erkek çocuğu ile yakından ilgilenmesi gerekir. Bütün gün anneyle vakit geçiren erkek çocuğunun babası o uyuduğu zaman eve geliyorsa o çocukta babasız demektir. Ya da baba bütün akşam televizyon izliyor ya da bilgisayar başında ise çocukları ile bir paylaşımı yoksa o çocuklar da model görmeden babasız büyüyorlar demektir.

Erkek çocuğu etrafında model alacağı bir erkek yoksa bir süre sonra anneyi modellemeye başlar. Günümüzde erkek çocuklarını anne büyütüyor, anaokuluna gidiyor öğretmenler yine kadın, anaokullarında erkek çocukları kızlarla aynı eğitimi alıyorlar ve aynı şarkıları söyleyip aynı oyunları oynuyorlar ve ilköğretimde de öğretmenlerin çoğunluğu kadın.

Kısacası erkek çocukları kadınların ellerine kaldı. Erkekler babalık görevini yapmayınca babalık yapmak annelere kaldı, bu durum kadınların erkekleşmesini de hızlandırdı. Çocuğu kontrol etmek için kadın otorite kullanmaya başladı. Otorite kadına yakışan bir şey değildir. Baba otoriteyi sağlamalı anne şefkatini göstermelidir. Babanın yokluğu ya da var iken çocuğa model olacak kadar evde bulunmaması ya da evde olan fakat kendini kadın otoritesine teslim etmiş pasif bir baba modeli erkek çocuğunun erkekliği öğrenme sürecini bozar.

Anne otoritesi ile büyüyen kız ve erkek çocuklarının kendi evliliklerinde problem yaşama ihtimalleri yüksektir. Otoriter anne ve pasif baba ile büyüyen kız çocuğu kendi evliliğinde de gördüğü modeli hayata geçirmeye çalışır ve kocasına hükmetmeye çalışır.

Anne otoritesi ile büyüyen erkek çocuğu ise ailede reislik görevini yapmakta zorlanır, evinde kavvam olamaz. Bu erkekler hükmetmeye meraklı bir kadına düştüğü anda evde reislik bayrağını karısına teslim edip bir köşeye çekilirler. Onlar da kendi çocuklarına yanlış örnek olurlar.

Ve günümüzde anneler erkek çocuğunu kız çocuğu gibi yetiştirmeye başladılar. Erkek çocuğunun yapması gereken pek çok işten onları muaf tutuyorlar ve oğulların yapması ve öğrenmesi gereken pek çok işi anneler üstleniyorlar. Gerçi son dönemlerde kızlarda da durum hemen hemen aynı. Sınav sistemlerimiz yüzünden anneler çocuklarının hizmetkarı durumundalar. Geçen aylarda yapılan bir araştırmada üniversitelilerin portakal soyamaması annelerin ne kadar hamarat olduğunun değil; çocuklarının büyümesine izin vermediğinin işaretlerinden biridir.

Anneler erkek çocuklarını eskiden “paşam, aslanım” diye severken günümüz anneleri “bebeğim, gül yanaklım” diye seviyor. Anne “bebeğim” demese de bebek muamelesi yapıyor. Annesinin bebeği evlenince kavvamlık gibi ağır bir sorumluluğun üstesinden doğal olarak gelemiyor. Anneler oğulları ile göbek bağını bir türlü kesmek istemiyorlar.

Evli hanımların en büyük şikayetlerinden biri kocalarının yeterince sorumluluk almaması oluyor. Bütün işi annesi tarafından yapılan bir erkeğin evlenince birden sorumluluk almayı öğrenmesi pek de kolay değil. Kadında acele edip güçlü kadın moduna girip her şeyi üstlenince ortaya söylenen şikayet eden ve çok yorulan kadınlar çıkıyor. Böylece bir kısır döngünün içine giriyoruz.

Erkeklerin evlerinden uzaklaşması ve babalık yapamamaları ile ataerkil sistemden anaerkile doğru bir geçiş süreci başladı. Feminizm de bu süreci hızlandırdı. Aile sistemimiz ataerkil gibi görünse de aslında anaerkil. Etrafınızdaki ailelere bakın pek çoğunda evde reis kadındır. Erkeğin sadece adı vardır. Her ne kadar siyasetçilerimizin çoğu erkek olsa da görünürde bir ataerkil sistem var gibi dursa da önemli olan ailelerin nasıl idare edildiğidir. Ailelerin çoğu kadın hükmünde yani anaerkil sistemle idare ediliyor. Anaerkil ve ataerkil sistemde geçmişte önem arz eden soyun kadından ya da erkekten devam etmesi konusu günümüzde değerini kaybetti. Artık önemli olan idarenin kimde olduğu. Konuyu bu perspektiften değerlendirmek gerek.

Ailenin çöküşü ve boşanmaların bu kadar artması anaerkil sistemin yaygınlaşması ile doğru orantılıdır. Çünkü kadının otorite olması yaratılışa terstir. Bu hem kadın hem erkek fıtratını bozar. Bu yüzden erkeğin evde idareci olduğu, saygı gördüğü ataerkil sistemi yeniden yaygınlaştırmak gerek. Fakat maalesef ki gidişat anaerkil sistemi güçlendirecek şekilde gidiyor.

Boşanmaların artması ile çocukların daha çok anne tarafından alınması ve boşanma sonrası yeni eşin korkusundan çocukları ile yeterince ilgilenmeyen baba sayısının artması ya da anne tarafından babaya gösterilmeyen çocuklar sebebi ile çocukların babayla aralarının açılması yüzünden sadece anneyle büyüyen erkek çocuk sayısı hızla artıyor. Bir yandan da feminizm rüzgarları anaerkil sisteme geçiş sürecini destekliyor.

Kadın-erkek ilişkilerinde toplum olarak gelmiş olduğumuz noktada erkeklerin en büyük hataları babalıktan vazgeçmeleri ve erkek çocuklarına model olmamaları oldu. Hızla değişen sistem içerisinde olacakları hesaplayamadılar. Bilgisayar başına gömülüp erkek çocuklarının eğitimini hanımlarına bırakıp sonra da anneye “Oğlanı kız gibi yetiştiriyorsun” diye eleştirilerde bulunarak babalık yaptığını zanneden baba sayısı oldukça yüksek. Sen baba ol ki o çocuk erkek gibi yetişsin. Bir kadının tek başına erkek yetiştirmesi zordur. Ayrıca babalık yapmak erkeğin vazifesidir ve dini bir yükümlülüktür.

Çocukların anne kadar babaya da ihtiyacı vardır. Kız çocukları babanın sevgisine ve otoritesine, erkek çocukları babanın model olmasına ihtiyacı duyarlar. Babalar erkek çocuklarına acilen sahip çıkmalı ve erkeklerin yaratılışında olan fakat oğullarında bastırılmış olan özellikleri gün yüzüne çıkarmalı ve oğullarının erkek olmasına destek vermeliler.

Bu konu erkeklerin yanlışlarında ilk adımdı. Devam edeceğiz.


Konular