AH ŞU ERKEKLERİN İKİNCİ EŞ MUHABBETLERİ!

Ah şu erkeklerin ikinci eş muhabbetleri!

Kendi alanında çok başarılı bir iş adamı olmuştu. Beş sene önce bu işe başladığında bu kadar mesafe alabileceğini o bile tahmin etmiyordu. Zenginliğin vermiş olduğu çevre değişikliğiyle muhatap olduğu insanlar da değişmişti. Etrafında alanının uzmanı, en az bir yabancı dil bilen, dünyanın değişik ülkelerini gezip dolaşmış, şık giyinen bay ve bayanlar vardı. Kendisi de en az onlar kadar donanımlıydı.
Aileden gelen muhafazakâr bir yapıya sahipti. Evliliğini de bu yapı içerisinden birisiyle yapmıştı. Ancak o, zamanla işinin gereği kendisini geliştirirken eşi hep evde olduğu, ev işlerini yürüttüğü için kendisini yenileme fırsatı bulamamıştı.
İş ortamında ve sosyal hayatta daha donanımlı, bakımlı, kültürlü hanımlarla bir arada olduğu için hanımını kendisine uzak bulmaya başlamıştı. Zamanla aralarında tartışmalar da oluyordu.
- Artık bana eskisi gibi ilgi ve alaka göstermiyorsun. En son ne zaman bana iltifat ettin, hatırlıyor musun?
- Hayır. Hatırlamıyorum.
- Hatırlamazsın tabi. İlgi sahana girmiyorum ki. Eve çok geç geliyorsun. Sabah erken çıkıyorsun. Seninle beraber geçirdiğimiz zaman dilimleri neredeyse kalmadı gibi. Benimle konuşurken burada değilsin sanki. Başka yerlerdesin. Bana bir şey derken yüzüme bile bakmıyorsun!
- Fazla üzerime gelme. Şikayet ettiğin şeylerin sebebini biraz da kendinde ara!

İKİNCİ HANIMI ALAYIM DA GÖR!

Bu tartışmalar sonucunda konuyu hanımını kırma pahasına hep ikinci evlilik meselesine getiriyordu.
- Bu iş böyle yürümeyecek. Sen görürsün. Senin üzerine bir evlilik daha yapayım da hem sen rahatla, hem de ben!
Aslında böyle bir niyeti yoktu. Ancak bunu hep hanımına karşı bir silah olarak kullanıyordu. Çünkü çok iyi biliyordu ki, hanımının en hassas olduğu nokta burasıydı. Ayrıca bu, ona tarifi imkânsız bir keyif de veriyordu. Ancak bu defa hanımı donanımlıydı. İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman Hoca'ın konuyla alakalı bir makalesini okumuştu. Bir yandan ağlıyor, bir yandan da şunları söylüyordu:
- Senin otorite olarak kabul ettiğin Hayrettin Hoca ne diyor biliyor musun? Aynen okuyorum: Ortada önemli bir zaruret bulunmadıkça sırf zevk için ikinci bir kadınla evlenen erkekler, herkesin tek kadınla evlenip yaşadığı bir ortamda bunun, birinci eşi ile onun çevresini ve aileyi nasıl etkilediğini de hesaba katmak durumundadırlar. "Her şeyden önce bir din kardeşimiz olan birinci eşlerimizi, sırf zevkimizi tatmin etmek için bu kadar üzmeye, yıkmaya, hasta etmeye, din ve imanını tehlikeye atmaya hakkımız var mı?" diye düşünmek mecburiyetindedirler. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), Hz. Ali'nin, Hz. Fatma üzerine ikinci bir eşle evlenmesine izin vermemiş, bu evliliğin Hz. Fatma üzerinde muhtemel kötü etkisini gerekçe olarak ileri sürmüştür.
Bu açıklamalar üzerine ne denilebilirdi ki. En güzeli sükût etmekti. Zaten o da onu yapmıştı. Ertesi akşam elinde bir demet çiçekle evine gelmişti ve kendisini kırdığı için hanımından özür dilemişti. Bir de ona şöyle bir söz vermişti: "Bundan sonra seni kırmamaya çalışacağım ve şakayla bile olsa ikinci evlilik meselesini bir daha ağzıma almayacağım."

ŞAKASI DAHİ YAPILMAMALI

Evet, evli çiftler arasında böylesi tartışmalar olabiliyor. Şunu ifade edelim ki, özellikle erkekler ikinci evlilik muhabbetleri konusunda dikkatli olmalılar. Çünkü hanımların "kuma" hususundaki hassasiyetleri meydanda. Bu fıtrat ile alakalı bir husus ve bunun önünü almak mümkün değil. Dolayısıyla her şeyden önce bu gerçek, erkekler tarafından kabullenilmeli ve bunun şakası dahi yapılmamalı.
Hanımlar da etraflarında var olan ikinci evlilik örneklerinden hareketle kendi yuvalarını cehennem haline getirmemeliler. Onlara göre kötü olan bu tür örnekler çevrede her zaman için var ve bulunabilir. Bu durum hanımları, "Bir gün benim de başıma gelebilir." vehmine götürmemeli.
Son bir hatırlatma daha: Eşler birbirleriyle olan tartışmalarında kesinlikle perdeyi yırtmamalı, her kelimenin hesabını verme sorumluluğu içinde ve mutlaka düşünerek konuşmalılar. Unutmayalım, düşünmeden konuşmanın cezası konuştuktan sonra düşünmektir. Nitekim bugün etrafımızda konuştuktan sonra düşünen pek çok dul insan vardır.

BU YAZI BİZE NE ANLATIYOR?

1. Erkekler, ikinci eş alma meselesinin şakasından dahi uzak durmalı.
2. Hanımlar etraflarında var olan ikinci evlilik örneklerinden hareketle kendi yuvalarını cehennem haline getirmemeliler.
3. Eşler birbirleriyle olan tartışmalarında kesinlikle perdeyi yırtmamalı!

Ali DEMİREL


5 yorum

büyük günah

selamun aleyküm size bir şey sorcam lanetli bir kişi tövbe ederse dine dönerse namaz kılarsa kuran okursa ezberlerse lanetli olanın laneti gidermi

12.12.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

Re: büyük günah

kişinin lanetli olduguna nasıl karar verdın vahy mı geldı sana

03.04.2013 - ramazan toprak

Re: büyük günah

konuyla çok alakalı olan sorunuz için teşekkür ediyorum!

13.12.2012 - yusuf a.s

CVP:büyük günah

Lanetli bir kişi diye birşey yoktur. Bunu da nereden çıkarıyorsunuz? Birilerinin size lanet okuması sizin lanetli oldugunuz anlamına gelmez.

Eğer lanetlenmiş bir hayat sürmüşse tövbe ederse dine dönerse namaz kılarsa kuran okursa ezberlerse lanetlenmiş bir hayattan uzaklaştığı için o pislikte üzerinden uzaklaşır yok olur.. Sütten çıkmış ak kaşık kadar olabilir..

13.12.2012 - bilgi

Re: AH ŞU ERKEKLERİN İKİNCİ EŞ MUHABBETLERİ!

.....hanımını kendisine uzak bulmaya başlamıştı.
cümlesiyle/
-Artık bana eskisi gibi ilgi..... cümlesi arasında şu cümleler var(gözden kaçırmışım):

(Her şeye rağmen iffetini koruması gerektiğinin farkındaydı.Ama bazı zamanlar nefsine mağlup oluyordu.İşyerinde çalıştırdığı bir hanıma ilgi duymaya başlamıştı.İçinden,"İşte benim evleneceğim hanım böyle olmalı!"diyordu.

Artık eve akşamları geç gelmeye başlamıştı.Bahanesi de hazırdı:İş toplantıları.Eve geldiği zaman da eşiyle tartışıyordu.

Bir gün yine eve geç gelmişti.Aralarında şöyle bir diyalog yaşandı:
)

diye bir paragraf mevcut....

sayın Ali Demirel'in İffet Ya Hu isimli kitabından bir hikaye....

11.12.2012 - yusuf a.s

Konular