Allahı Çokça Zikreden Kulların Ulaştığı Dereceler.

“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin”. (Ahzab, 41)ayeti kerimesi rabbimizi çokça anmamızı ve zikretmemizi istiyor. Çünkü Bütün nimetlerin sahibi, aldığımız havanın, yediğimiz içtiğimiz giydiğimiz yaşadığımız ve sevdiğimiz muhabbet ettiğimiz ve muhtaç olduğumuz her şeyin sahibi rabbimiz olduğu için ona anarak ondan istemiş onun iznini almış onu hatırlamış oluruz.

“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin”. (Ahzab, 41 ayeti kerimesi halıkımızı çokça anmamamızı emrediyor. Çünkü Hayatı, ölümü, nimetleri, sevgiyi muhabbeti, aşıi,malı mülkü ve sevgiyi yaratan rabbimiz bu güzel ve sevimli şeyleri severken onları Allah hesabına onu anarak hatırlayarak sevmemizi istiyor.Onun namına hesabına hatırana sevmemizi istiyor.Onun adı anılmadan geçmeden ve zikir edilmeden yapılacak olan muhabbetlerin, sevgilerin,isteklerin muhabbetlerin batıl ve nakıs olacağını beyan ediyor.

“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin”. (Ahzab, 41 ayeti kerimesi mahbubu bakimiz alan rabbimizi çokça hatırlamayı ve anmamızı istiyor. Çünkü insanın kalbi ve aklı ve ruhu ister istemez bela, musibet, keder, elem, iyilik, güzellik, çirkinlik, kötülük, nefis, heva, şeytan ve dünyevi arzuları istekleri sıkıntıları celp eder ve bu faydalı zararlı iyi güzel çirkin hücumlar karşısında kesmekeş olur bir teselligah huzur sükûnet arar.Dünyevi teselli ve sükunetler ona tatmin etmez.Ancak ilahi bir güç ve teselli o kalbe huzur,saadet ve sükunet verip onu tatmin eder.,Ya baki entel baki ile huzur verir. Onun içindir ki, ayeti kerimede:’Kalpler Ancak Allahın zikriyle tatmin olur. Denilmiştir.

Ey iman edenler“Allah’ı zikredin” “Ve O’nu sabah-akşam tesbih edin” ayeti kerimesi insanın rabbini sabah akşam zikretmesini istiyor. Çünkü İnsan dünyanın dağdağası, keşmekeşliği ve kasaveti ve sevgisi ve meşgalesine dalıp muhabbetini kalbini ve sevgisini bütün bütün dünyaya verip Allah ve yaratılış gayesini unutur. Allah’ı unutmaması için sabah akşam rabbini zikretmesi emredilmiş ki, ta gaflete dalıp hakiki vazifesi olan ibadeti ve kulluğunu ihmal etmesin. Ezanlarla ve namazla günde beş kere ubudiyete çağırıp rabbi hatırlatılır ki nisyana düşmesin.

Ey iman edenler“Allah’ı zikredin” “Ve O’nu sabah-akşam tesbih edin. Ayeti kerimesi kulların rabbini çokça anmasını istiyor çünkü: Ebû Musa (r.a) Peygamberimiz (s.a.v)’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Rabbini zikredenle zikretmeyenin misali, diri ile ölünün misali gibidir”. (Buhârî, Müslim).rabbini anmayan hatırlamayan ve anmayan bir kalp ve hayatın hali ölünün üzerine toprak saçılması gibidir. Ruhu, hayatı ve canı şuuru olmayan inan gibidir. Canlı olanın her şeyi hayattar iken ölü olanın hali ise memattır. Rabbinin nimetlerini yiyen onun verdiği hayatı yaşayan ama onu zikretmeyen milyarlarca yaşayan ölünün halini işte bu hadisi şerif ölü gibidir sözüyle açıklıyor.

Ey iman edenler“Allah’ı zikredin” “Ve O’nu sabah-akşam tesbih edin. Ayeti kerimesi kullardan rabbini yatarken, kalkarken, giyinirken, yerken, içerken, konuşurken, bakarken görürken, temennide bulunurken, bir şey isterken, korkarken, sakınırken, çokça anmasını istiyor çünkü hayır, şerri, iyilik, kötülük, güzellik, çirkinlik, nimet, hakikat ve hayat onun elinde olduğu için kötülükleri def edecek, iyilikleri celp edecek, hayrı getiricik,çirkinliği güzelleştirecek o olduğu için rabbini çokça anmayı istiyor.

“Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah-akşam tesbih edin vb.gibi ayeti kerimeler ve hadisler sevilmeye en layık ibadete anılmaya takdis edilmeyi tazim edilmeye anılmaya an layık olan zatın rabbimiz olduğunu beyan ediyor. Bir nevi rabbimize olan muhabbetimizi aşkımızı sevgimizi ve yakınlığımızı ölçüyor. Rabbin isminin anıldığı yerlere gidip anılmadığı yerlerden uzak durmayı emrediyor. Kalbimizde onun sevgisi haricindeki sevgilileri mecazi olarak sevmemizi istiyor. Rabbimizi çokça anarak onun sevgilisi olmayı onun sevgililerine sevgili olmamızı istiyor. Çokça zikir ederek rabbimizin cennetini ve cemalini kazanmamızı istiyor.Ondan bir an bile gafil olmamamızı ve gaflet ile ölmemizi istiyor.Şükür , tesbih , hamd ,tazim,dua,tazarru ve niyaz ile rabbimizi zikir edip onun şefkatini,merhametini,inayetini ve nimetlerini celp etmemizi istiyor.Hayatımıza ,kendimize,imanımıza ve çevremize faydası olan boş,batıl,fuzuli ve işe yaramaz kelamları,terk edip rabbimizin zikriyle amel etmemizi istiyor.

Zikir demek sadece sesli olarak Allah’ı anmak değil. Yada bir köşeye çekilip sessizce ve gizlice dahi Allah’ı anmakta değildir..İlim ile marifet ile ve kainat kitabını okuyarak ve tefekkür ederek dahi Allah’ı anmak,hatırlamak dahi zikirdir..Güzel bir iş görünce hayırlı bir iş görünce veya sanat görünce maşallah demek,Sıhhat,afiyet ,güzellik ve iyilik görünce elhamdülillah demek,Kainattaki rabbani azametli sanatları ve olayları görünce Allah’u Ekber demek,İyilik yapılınca ve faydası dokunana Allah razı olsun demek,Bir iş yapılmadan ve işe başlanmadan Bismillah demek,Bir işe girişince ve sonuçlandırmak ve temenni için İnşallah demek,hadisatlar ve olaylar karşısında hayret belirtmek için sübhanallah demek hayır ve zaferde la ilahe illallah demek dahi zikirdir.

Kim rabbini Kuran okuyarak, salavat çekerek, kelimeyi tevhid çekerek, namaz kılarak, dua ederek, tasbih, tazim ve takdis ederek çokça anar, hatırlar ve zikrederse ve ondan gafil olmazsa alemlerin rabbi olan Allah(ta o kulunu çokça anar, meleklerine, mevcudatına, mahlukatına hatırlatıp andırır. Rabbini zikir,fikir ile kim memnun ederse ve razı ederse rabbide onu bütün asırlara ,zamanlara ve insanlara sevdirir.Hatırlatır ve unutturmaz.Sevdirip hürmet ve muhabbet gördürür.Velev ki o insanlar binlerce sene önce yaşamış olsun.Razı olduğu kullarını kuranla,peygamberleriyle ve melekleriyle tanıttırıp sevdirir.Sahabiler,Evliyalar,Şühedalar ve Abidler ve Zakirler buna şahittir.Kendini razı eden kullarını herkese razı ettirir.Kabul ettirir.Kendisini çokça zikreden kullarına cennetini ve cemalini hediye eder.Vesselam.15/03/2012.Tahkik.Org


Konular