Şeytan Sizi, Allahın Rahmetiyle Günaha Sokmasın…

“İnsanlar! Allah’ın vâdi elbette gerçektir, öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o çok hilekâr şeytan da Allah’ın kerem ve merhametini ileri sürerek sizi aldatmasın.” (Fatır suresi, ayet 5) vartalarına ve tuzaklarına çok düşmektedirler. Şeytanın bu ayette belirtilen telkinlerle, insanları aldatmasını allame Zemahşeri şöyle açıklar: Şeytan insanlara günah işlettirdikten sonra onlara :
“Allah çok bağışlayıcıdır, en büyük günahları bile affeder; bu kadarcık günahtan bir şey çıkmaz” gibi telkinlerde bulunarak işledikleri günahları küçük ve basit gösterir” der.. Yine şeytan insanlara, günahları ve haramları kendine tabi ettiği insanların vasıtasıyla öyle cazibeli ve süslü ve çekici hale getirir ki, insanlar o günahlara severek girerler. Bazen o günaha girerken ihtiyarı bile elden çıkar.O günahın ve haramın, cazibe alanına kendini öyle kaptırır ki düştüğü bataklığın veya haramın farkına varamaz ya da farkına varsa bile çıkamaz. Şeytan önce günahı veya haramı öyle tatlı, güzel gösterir ki insan o lezzeti kaçırmamak için günahı işlemeye kendini mecbur bilir. Günahı işleyen insan, o günahın verdiği pişmanlık ve vicdan azabına düşünce ise şeytan ikinci planı olan ”Allah kerîmdir, senin ibadetine ihtiyacı yoktur. O gafurdur, rahîmdir. İbadet etmezsen bile seni affeder. Senin günahın günah değil ki , senin günahın ona zarar vermez. Allah affeder.” diyerek günahlara sürükler ya da günahta kalmasını sağlar. Bazen günaha sürükleyip Allah affeder telkini verir ki, o günahkar insan; ölümü, ahreti ve hesap gününü aklına bile getirmez. Allahın emirlerini çiğnettirdiğini, Allahın verdiği bu kadar nimete karşı nankörlük ettiğini, Allahın mahlukatına karşı onların hukuklarını çiğnediğini hatırlatmaz. İsyanda ve dalalette öyle noktalara vardırır ki insanı helak edecek günahları işleyen insan, Allah affeder telkinleriyle battıkça batar.

Şeytanın, insanı helaka ve cehenneme göndermek için ona telkin ettiği Allah affeder sözü o insana tövbeyi ve istiğfarı ertelettirir. Ölümün her an, saniye gelebileceğini uzak gösterip, sanki bin sene ömrü varmış gibi, sanki dünyada bin sene yaşayacakmış gibi, sanki dünya başıboş sahipsizmiş gibi, sanki iyilik veya kötülük karşılıksız kalacakmış gibi, sanki cehennem yokmuş gibi bir tevehüm ve telkin ile yüz binleri, milyonları hatta milyarları aldatır. Kabir hesabını, haşir hesabını, sırat köprüsünün dehşetini unutturur.

Allah affeder sözüne güvenip, günahta ve isyanda kalan insanlar bilmelidir ki; Allah, evet rahmeti ve şefkati mutlaktır. Sevaplara iki verirken günahları bazen bir yazar. Bazen yapılan amelin cinsine yani ihlaslı veya Salih olarak işlenmesine göre insana hac, umre, şehit, binlerce köle azat etmiş gibi sevaplar verir. Bazen okyanuslar kadar sevap verir. Rahmeti gereği olarak kulları cennete gitsin diye onların salavatlarına, ibadetlerine, zikirlerine, dualarına ve sadakalarına, zekatlarına ve oruçlarına sevap verir. Kulları cennete gitsin diye hayır kapılarını açıp şer yollarını gizler. Ama o kullar giderler, zorla o şerleri bulup çıkarırlar ve o şerlere batarlar. Rahmeti mutlak olan Rabbimiz, rahmetinin onda dokuzunu ahirete bırakmış onda birini dünyaya vermiştir. Onda biri dünyada bile insanları mutlu eden Rabbimizin emirlerine, yasaklarına uymayanlar hadsiz nimetlerine karşılık şükür ve kulluk ücreti ile mukabele etmeyenler nasıl Allahın rahmetini sadece umarlar. Rabbimizin rahmeti olduğu gibi azabı dahi çetindir. Bir çok cehennem ayetleri ve Peygamber Efendimizin miraçta cehennemde gördüğü acıklı manzaralar gösteriyor ki, Allahın merhameti sonsuz olduğu gibi azabı ve kahhariyeti dahi sonsuz olacaktır. Evet belki Allah, kullarını imanlı ölmeleri halinde affedecektir. Ama dikkat edin imanlı ölmek şartı var. İnsanı helak edecek olan günahlarda gidenlerin imanlı ölmemeleri tehlikesi de vardır. İmanlı ölen için af olacaktır. Allah affedecektir. Ama belki trilyonlarca seneler cehennemde yandıktan sonra affedilecekler. Rabbimiz kendi hukukundan vazgeçse bile ibadının ve mahlukatının hukukunu, o insanlardan alacaktır.Mahlukatın hakkını, o kullardan alması belki milyonlarca sene cehennem hapsini gerektirebilir.

Eğer Rabbimizin merhameti hak ise, azabı dahi haktır ve gerçektir. Kuranda bir çok ayeti kerimelerde kendisine hakkıyla kulluk edenler için, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladığını haber verirken; Kendisine itaat etmeyen, isyan eden, asi olan, haram ve günahlarda giden mucrim kullar için ise acıklı bir cehennem azabı hazırladığını haber verir. Hem günah işleyip hem de pişmanlık ve tazarru göstermeden, huzura varmadan, elleri açmadan, aczini ve pişmanlığını göstermeden, gözyaşı dökmeden kuru bir dil ve hal ile Allah affeder demek şeytanın telkinidir .Hem de “Ne olacak cehenneme gireriz cezamızı çekeriz çıkarız” demek şeytanın telkinidir. En basit bir diş ağrısına dayanamayan, günlerce ağlayan veya küçük bir ameliyat olunca ya da bir yeri yanınca yanık acısını günlerce çeken bir insan nasıl olurda dünya ateşinden milyonlarca kat daha dehşetli olan cehennem azabı ve dehşetine dayanır.Akıllı bir Müslüman ne Allah affeder der ne de cezamızı çekeriz der.Kulluk vazifesini yapar Selametle cennete girer.http://tahkik.org/


Konular