İnsanların Şeytana Uydum Mazereti..

Sırrı imtihan gereği olarak insanın terakiyatı maneviyesinin zenbereği, büyük hayırların ortaya çıkmasının medari sebebi, insandaki elmas cevherlerle kömür olan cevherlerin ayrılması ve ali ruhlar ile alçak ruhların ayrışması için yaratılan şeytan, insanın cenneti kazanmasına da vesile olabilir. Cehenneme gitmesine de vesile olabilir. Şeytana uyup onun hilelerine, oyunlarına ve desiselerine aldanan, kanan, tabi olan insanlar manen tedenni edip aşağıların aşağısına düşebileceği gibi, ona uymayarak da insanlar Peygamberler derecesine çıkabilirler.Ona uyarak istidat ve kabiliyetlerini, şer ve çirkinlik için kullanıp o azaların değerini kömür terekesinede geçirebilirler.Ona tabi olmayarak istidat ve kabiliyetlerini, hayır yönünde kullanarak elmas hazineleri hükmüne geçirebilirler.Daima kötülük ve şer üreten, daima dalelet ve sapıklık üreten, daima kin ve adevat üreten yani bütün kötülüklerin eline verildiği şeytanın o yoluna süluk edip, kulluktan uzaklaştırıp o insanları azgın, zalim, cebbar, kafir, nemrutlar ve firavunlar hükmüne geçirirken ona tabi olmayıp, hakka ve güzele tabi olanları ise Peyğamberliğe veliliğe mazhar eder.

İnsanların en büyük düşmanı ve bütün şerlerin ve kötülüklerin kaynağı olan şeytana, insanlar uyduğu takdirde bu kötülüklere sebep olacağı gibi, ona uyulmadığı zaman ise insanlar hayır güzellik ve kemalata ereler. İmtihan gereği gayp olarak yaratılan ve varlığı bilindiği halde görünmeyen şeytanı ve avanelerinin vazifesi, insanları Allahtan uzaklaştırıp onları sapkınlığa atmak iken, onlara karşı gönderilen Peygamberler ise insanları hayıra, iyiliğe, kulluğa ve ibadete çağırmışlardır. Bu gizli ve görünmeyen şeytanın fitneleri ve vesveseleri ve desiselerene karşı gönderilen Peygamberler insanları uyarmıştır. Onların desiselerinin, hilelerinin ve oyunlarının neler olduğunu insanlara öğretip o büyük düşmana karşı hangi imani, Kurani ve İslamı silahları kullanmaları gerektiğini, onların fitnelerini nasıl izale edileceğini insanlara Kuran ve kitaplar vesilesiyle gösterdikleri gibi alimler, veliler dahi o büyük düşmana karşı hangi silahlar ile mukabele edilip korunacağını insanlara bildirmişlerdir.Her asırda gelen alimler ve peygamberler ve veliler şeytanın mahiyetini, hakikatini ve tehlikelerini insanlara anlatıp onlara karşı uyardıkları halde ve onlara uyanların manevi zararlara ve azaplara ve isyanlara düşeceklerini bilirdikleri halde bilerek, görerek, aldanarak ona uymaları maazur görülecek bir şey değildir. O şeytana uymayan ve kanmayan bir kısım insanlar peygamberlik kazanmış bir kısmı alim veli olmuş. Demek ki insan, şeytanı ve düşmanını tanıdığı zaman ona uymayarak onun tehlikelerinden kurtulabilir. Çünkü şeytanın hile ve tuzaklarının, zafi olduğunu Kuran bildirmektedir. İnsan üzerinde maddi tesiri, icraati ve etkisi olmayan şeytanın, insana verdiği sadece telkin ve desisedir. Kuranı, Peygamberleri ve alimleri dinleyen Müslümanlar o şeytanın hilelerine aldanmazlar. İnsanların her hareketine, fiiline, haline, tavırlarına parmak karıştıran şeytana aldanmamak ya da aldansa bile anında tövbe etmek gerekir.

Haram ve günahlara düşüp o eksende hayat yaşayıp ya da şeytanın desiseleri ve telkinlerine karşı kendisini uyaran Kitap, Peygamber ve velilerin sözlerini dinleyip, bilerek, görerek, hissederek, severek günaha harama girenlerin şeytana uydum mazaretlerine sığınmaya hakları yoktur. İnsana vereceği hiçbir şeyi olmayan, insanlara ebedi saadeti, cenneti, gençliği verecek imkanı olmayan ve cehennemlik olan şeytana uyup, onun telkin ettiği gayri meşru lezzetlere aldanan kendini kaptıran insanların işi bittikten sonra şeytana uydum demesi bir gaflettir, mazeret değildir. Bilerek, görerek, anlayarak şeytana uymak demek Rabbimin vereceği nimetleri küçümsemek, onlara kavuşmaya sabır göstermemek demektir. Şeytana uydum bahanesi ve mazeretini çürüten bir çok Alim, Peygamber olduğu gibi Kuran dahi onun tuzaklarını ve yollarını göstermiştir.

Yarın cehenneme şeytan yüzünden düşenler “Allahım şeytan bizi yoldan çıkardı. Ona uyduk.” dedikleri zaman, şeytan: “Allahım benin bunlar üzerinde hiçbir icat ve tesirim yoktu, ben sadece onlara telkin ettim onlarda yaptılar.” diyecek.Yani şeytan dikkat edilirse insanlara yaptırım yaparak, tehdit ederek, korkutarak, yıldırarak ya da tehdit ederek değil sadece telkin ederek o alacağı lezzeti büyük, güzel, göstererek sadece kaybetmemesini telkin ederek, sadece elinden kaçırma ya da hakkındır ya da haramsa helal göstererek yapmıştır.Rabbim Kuranda, Peygamber hadislerinde, Alimler kitaplarında şeytana uyanların cehenneme gideceğini, ona tabi olanların dalelete düşeceklerini ona aldananların günaha ve isyana düşeceklerini binlerce kitaplarda ihtar ettikleri halde, bu ihtarları görmeyerek, umursamayarak, önem vermeyerek, uyanlar kendilerine vaat edilen azabı ve ikabı çekmeleri adalettir.

Rabbimin vereceklerini ve vaat ettiklerine değil, şeytanın küçük, zail, basit, gayri meşru lezzet ve telkinlerinin peşinde koşanların şeytana uydum mazeretleri boş ve batıldır. Onlara faydası yoktur. Şeytanı bilen, onu tanıyan, ona uyanların, Allaha asi isyankar olduğunu, emirlerini çiğnediğini bilenlerin mazeretleri mazur nasıl görülebilir. Milyonlarca insanın ittifak ederek şeytan sizin düşmanınızdır. O sizi asiliğe, isyana, dalalete, küfre, şirke atandır dediği halde, onları dinlememek nasıl bir zarardır. Kendi eliyle bile bile zarara gidene islamda acınmaz. Çünkü yaptığı işin haram olduğunu, işlediği günahın haram olduğunu bilen bir insanın bilerek şeytana ve nefsine uyması onu helakete götürecek bir harekettir.

Bizler nimeti verene ve nimeti yedirene tabi olup inkar ettirene tabi olmayacağız, biz hayatı verene tabi olup hayatı haramla zehirleyene tabi olmayacağız. Biz sevgiyi ve muhabbeti vereni sevip, muhabbeti gayri meşru yollarda kullanmaya sevk edeni sevmeyeceğiz. Bizler, bize kulluğu, ibadeti, vazife verene talebe olacağız, bize nönkörlüğü, kötülüğü emredeni sevmeyeceğiz. Bizler helal ve güzeli vereni sevip, haramı çirkini sevdirmeye çalışanı sevmeyeceğiz.

Şunu bileceğiz ki namaz kılmıyorsak şeytana uyduğumuz içindir. Zina ediyorsak ona uyduğumuz içindir. İbadet etmiyorsak ona tabi olduğumuz içindir. İyilik ve hayır yapmıyorsak şeytana tabi olduğumuz içindir. Kumar, içki, fuhuş yapıyorsak şeytana uyduğumuz içindir. Haydi insan bir iki basit işlerde, hatalarda şeytana uysa mazur görülür ama her şeyde her seferinde şeytana uyuyorsa o zaman ortada büyük bir zarar ve dalelet vardır. Bu müthiş şeytanlara karşı Kuran tezgahında dokunan takva zırhı giyilmezse, sünneti seniye siperine girilmezse ve istiaze ve istiğfar silahları kullanılmazsa akibet şeytanın gideceği yer olur.Allah muhafaza. Muhammed Şamil KAFKASYALI


Konular