İNSANOĞLU SIRF DÜNYA İÇİN Mİ YARATILMIŞTIR.

Farkındaysanız insanların dünyalık işleri hiç bitmiyor. Yüzler, binler on binler sene ömür bile verilse insan yine yapacaklarım yarım kaldı diyecek. Fani ve geçici dünyanın işleri betmezken; Ebedi ve sonsuz olan ahret işlerinden sual edilse belki elle sayılacak kadar az insan ahiret işleri bitmiyor diyecekler. Ahiret, dinim ve İslam için şunlar ve bunları yapacaktım diyenlerin sayısı hep az olmuştur. Ama dünyalık işleri bitmeyenler ise çoktur. Bütün ölmüş insanlar kabrinden kaldırılsa ve yapmayı planlayıp yapamadıkları işleri sorulsa günlerce aylarca yapacaklarını sayar dökerler. Belki ciltlere sığmayacak kadar işleri vardı ömürleri yetmediği için yapamadılar.... Dünyalık işleri bitmeyen insanların ahiret işleri nedense çabuk bitiyor. Namaz 5 dakika, oruç yarım yamalak ,şükür saniyelerle, dua çabuk çabukYani kulluk ve cennet kazanma işleri kısacık ama dünyevi işler uzun. Günlük 50 lira kazanmak için 8 saat mesai yapmayı normal gören insan ebedi sonsuz bir hayatı kazanmak için ise günde 1 saat vermeyi yeterli görüyor.Bazen onu bile vermiyor.Sadece Allah affeder diyor.. Nefsi dünyalık işlerde yorulmayıp , küçük lezzetler için her türlü zahmet ve meşaketlere katlanırken, zevk ve sefa için bir çok zahmetlere razı olurken, iş Ahirete gelince ibadet,kulluk,namaz ve şükrü yapmak ve uygulamak istemiyor.Uhrevi mükafatları uzak görüyor. Ruhu ve kalbi için gerekli ibadetlerden çabuk usanıyor.Elle tutulur ve gözle görülür uhrevi şeyleri görmediği için dünyalık ücreti peşin istiyor. Dünya nimetleri peşin ahiret nimetleri ise veresiye diye herkes peşin verilene çalışıyor.Bediüzzaman hazretlerinin dediği gibi:Sanki sırf dünya için yaratılmış gibi ona çalışıyor.Dünyada bin sene kalacakmış gibi dünyanın basit adi işlerini öncelikli yapıyor,Ücretini tam ve eksiksiz olara sverecek olan zat için yarım yamalak çalışırken,ücretini eksik ve az veren dünyalık için ise dört elle çalışıyor. En fuzuli işlerin ardından koşarken en ehemmiyetli işleri ise geriye bırakıyor. İstidat ve kabiliyetleri noktasında belki hayvanlardan üstün iken, elinde techizatı, kuvveti ve ilmi olduğu halde maişet ve geçim noktasında hayvana yetişemiyor. Bütün çalışması ve koşuşturması küçük maişet ve rızkını temin için. Halbu ki taklit ettiği hayvan insan gibi saatlerce çalışarak değil küçük bir hareketle rızkı elde ettiği halde insan rızkını elde etmek için 8 saat çalışmak zorunda kalıyor.Bu hakikat insana gösteriyor ki, sırf dünya için yaratılmamışsın ki bir rızık cihetinde hayvanata yetişemiyorsun, onun altında kalıp onu taklit ediyorsun. Yüzlerce kabiliyetin ,ilmim , aklın var. Ama rızık kazanma noktasında akılsız, fikirsiz, zaif aciz hayvandan daha çok meşaket çekiyorsun. Rızkı kazanma noktasındaki zahmeti bile o insana ibret olarak yetmesi gerekirken maalesef yetmiyor.Sırf dünya için yaratılmadığını anlamıyor. Dünyanın fani meşgaleleri ile kendisini tüketiyor. Ömürden,sermayeden,haktan ve ebedi hayattan tüketiyor.,

Fani hayat uğruna baki hayatını tüketmek yerine dünyevi hayatın meşgalesi ve endişesi ile hayatını kuşatmak yerine cennet sevdası, cehennem korkusu, iman, islam tasası kaygısı insanı kuşatıp yada meşgul edip oyalaması gerekir.. Nefis, dünya ve hayatın büyüsü ve heyecanı ardında sürüklenmek yerine ahiretin büyülü ve şaşalı hayatı ardında sürüklenmeli, rızayı ilayi ile oyalanması elzemdir.. Yakılan kaloriler, dökülen terler, çekilen çileler ve meşaketler uhrevi olmalı. İman kalelerini kurtamak, imanı batanları çıkarmak, küfürde boğulanlara el atmak, haram bataklıklarını kurutmak olmalı işlerin çoğunluğu.. Dünyanın mevki,makam ,kariyer , eğlence, stersleri ile tükenmek yerine cennet, ahiret ,ebedi mutluluk ve ebede gençlik stresleri çekilmelidir. Çekilen çileler kudsi, meşaketler kutsi, dava kutsi, meşgale kutsi olsun. Alınan ve verilen nefes kutsi, işler ve meşgalelerin çoğusu kutsi olsun. Zamanın çoğunluğu islam için olsun. Sevilenler islam için olsun. Eve çocuğa, aileye ve sevdiklere vakit ayrıldığı gibi dine, imana ,islama ,davaya da vakit ve zaman olsun. Kudsi ve ulvi vazifelerden alıkoyacağı ve zamanı çalacağı için geceler,kırmızı ışıklar,yemek araları,boş konuşmalar sevilmeyen nefret edilen zamanlar olsun.

Ardına düşüp durduğumuz,arkasından koşup yetişemediğimiz,tutmaya,almaya muvaffak olamadığımız, bizi boğan ,bizi mahveden,, bizi sıkan bizi strese sokan, bize hayatı karartan, bize lezzetleri acılaştıran hep dünyevi meşgalelerdir. Nasıl penceresiz evde insan boğulur, ışıksız evde insan korkar,havasız evde insan bunalır, ıssız yerde insan ürperir , yerde insan kurur,iletişimsiz yerde insan sukut eder, güneşsiz yerde insan hastalanır,unutulmuş yerde insan çürür. Öyle de namaz penceresi olmayan ruhlar boğulur,ibadet ışığı olmayan bir ruh korkar, zikir ve fikir havasını almayan ruh bunalır, rabbinden uzak kalan ruh yalnız kalınca ürperir, kurandan ve sünnetten uzak kalan ruh ve kalp kurur,rabbiyle iletişimi olmayan kalp yalnız kalıp sukut eder. Ama namaz ile ruhuna ahiretten pencere açan,kalbini kulluk ile havandıran, ruhuna dua ile ışık veren, tevekkül ile ümit veren, sabır ile enerji veren, Kuran ile gıda veren, zikir ile rabbine yakınlaştıran ruh, kalp ve akıllar hem emin, hep güven, hep neşe, hep selemet, hep saadet, hep emniyet, hep sükunet içerisinde olur. Ölüm ile dünyevi hayatın kapısı kapansada saadeti ebediyenin kapısını güvenle çalar.zahmetinin,meşaketinin karşılığını alır.vesselam


1 yorum

bu bende cok mevcut deil

cunku surekli gecmisteki ibadet eksiklerini nasil telefi ederim diye dusunuyorum... dunyalik seyler pek de ilgimi cekmiyo acikcasi giyim disinda bazen oda olmuyo...dolaysiyla ölum beni korkutuyo... sidetli bi sekilde gunahlarim af olanacak mi dusuncesi mevcut...

02.06.2011 - kül kedisi

Konular