Yaşam Kalitesi Artarken Namus Standartları Düşüyor.

İnsanlar ticari, iktisadi ve idari noktadaki hayatlarının kalitesini artıttırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Mesela kurumsal ve ticari noktada var güçleriyle, ellerindeki imkânları kullanarak topluma kaliteli mallar, hizmetler sunmaya karşılığında para ve itibar kazanmaya çılışıyorlar. Mesela devletler hayat standartlarını yükseltmek ve daha mutlu bir toplum meydana gelmesi için hayatın her alananda standartlar koyuyor. Ve koyduğu bu standartlara her kesimden kurum, kuruluşların uymasını istiyor. Kimisi ürün, mal ve sektöründe, kimisi sağlık sektöründe, kimisi giyim sektaründe, kimisi siyaset sektöründe, kimisi eğitim sektöründe, kaliteyi artırmaya çalışıyor. Devlet iş, güvence, adalet ve eşitlik noktalarında belirlediği stardatlara ulaşmaya çalışırken; insanlarda kendileri için standartlar geliştiriyorlar. Mutluluklarını ve saadetlerini artıracak yenilikler peşinde koşuyorlar. Gerçekleştirmek için kişisel hedef ve amaçlar çiziyorlar. Kariyerde, liyakatta, aile kurmada hayatlarına bir standart koyuyorlar. Bu belirlenen hedef, gaye ve standartların tek amacı mutlu ve kaliteli bir yaşam sürmek içindir.
Dünyevi mutluluk ve kalite noktasında hep bir üst dereceyi hedefleyen insanlar nedense ahlaki ve dini hayatlarında her geçen gün gerilediklerinin farkında bile değiller. Hayatın her alanında kaliteyi yakalamak için zamanlarını, paralarını, ömürlerini, paralarını, güçlerini sarf eden insanlar maalesef uhrevi hayatları ve kulluk noktasında kuran ve sünnetin belirlediği standartlarda geriliyorlar. Dünyevi kariyer, para, mavki ve mlakam için, dünyevi mutluluk. Saadet ve rahatlık için, dünyevi emniyet, selamet ve keyif için, dünyevi hukuk, özgürlük ve adalet için standartlar koyup bunlara uymaya ve insanları kanuni yaptırımlarla uydurmaya çalışan insanlar ahlaki, dini ve İslami noktada ki standartları görmezden geliyorlar. Kariyer, liyakat ve mesleki noktada bir yerlere gelen insanlara bakıldı zaman namus, iffet şeref ve ahlaki noktada gerilediği görülmektedir. İktdisadi, içtimai ve siyasi kariyerler ve standartlar noktasında hep bir adım ileri giden insanların dini, kurani ve sünnetin standartları noktasında geriledikleri görülecektir. Dünyevi stardartlar yanında İlahi ve nebevi standartları en yüksek derecede tatbik eden insanlar hayatı en kaliteli bir şekilde yaşadıkları halde uhrevi standartları geri bırakıp dünyevi standartlara ehemmiyet verenlerin ise sadece bedeni hazları esas alan fani, nakıs ve cüzi dünyevi stardartlarda yaşadıkları ve hep hayatlarında bir şeylerin eksik olduğu görülecektir.
Bizler nasıl ki fani, zail ve bir hayatı en kaliteli bir şekilde yaşamaya çalışıyorsak, ebedi sonsuz saadet ve mutluluk kazandıracak olan ibadet, ahlak, iffet, ilim ve şükür standartlarınıda yüksek kalitede yapmaya ve yaşamaya çılışmalıyız. Kariyerimiz, işimiz, makamımız ve malımız bizleri manevi sukuta ve ahlaksızlığa itmemelidir.. Dünyadaki kulluğumuzun kalitesi ne kadar artarsa cennette alınacak lezzetlerin kalitesi de artacaktır. Allaha imanımız. Peygambere ittiba-ımız, farzları tatbikimiz, haramlardan nehyimiz ne kadar yüksek kalitede olursa manevi lezzetlerimiz de o kadar kaliteli olacaktır. Kalbin ve ruhun ve aklın safi, halis nezih lezzetleri almasıyla bu lezzetleri elemli ve zehirli olarak alması bir değildir. Bütün vaktimizi, ömrümüzü ve kuvvetimizi dünyevi lezzetleri artırmak için harcarsak Ebedi hayatımızın kalitesini artıracak amelleri yapamayız. Dünyevi kariyerlerimizi yükseltemek uğrunda haramlara ve günahlara batarsak uhrevi saadetimizi ya mahvederiz ya da kalitesini düşürürüz.
Nice insanlar vardır ki dünyevi üç kuruşluk mevki, makam, kariyer ve mutluluk uğrunda bütün mukaddesatını rüşvet verir. İnsani ve ahlaki değerlerini eskitir. İffet, namus ve şeref gibi değerlerini ayağa düşürtür. Mevkisine makamına ve kariyerine güvenerek mukaddes emanetlerini çar çur ettirir. Namus ve şeref ve ahlak standartları bu zamanda o kadar aşağılara düşmüş ki medyayı takip eden her kes bunu açıkca görebilir. Namus ve şeref standartları flörtle, aşk ile zina ile çağdaşlık ile kariyer ile makam hırsı ile para hırsıyla o kadar aşağılara düşürülmüş ki namus ve şeref sudan ucuza gidiyor. Öyle erkek var ki yüzlerce kadınla düşüp kalkmış. Öyle kadında varki yüzlerce erkeğin elinde namusunu ucuza bozdurmuş. Medyadan hayatımıza yansıyan öyle film, dizi ve görüntüler varki bu filmlerdeki namus standartı hayvanların altına düşürülmüş. Toplumlarda zina suç olmaktan çıkarılmış. Fuhuş yolu açılmış, nikâh yolu kapanmış. Tesettürlü sayısı düşmüş çıplaklık artmış. İffet ve hayâlı insan sayısı azalmış müstehcenlik artmış. Ahlaki, imani İslami standartlar toplumda realitesini yitirmiştir. Bu ahlaki ve dini erezyonun önüne iman, kuran ve sünnetin setleri çekilmediği takdirde ahlaki ve dini yok oluş tükeniş devam edecektir. İlimde, fende ve teknolojide en üst seviyelere gelen toplum ahlakta en aşağı seviyelere düşecektir. Maddi terakiyat artıkça manevi düşüş da artacaktır. En güzel surette yaratılan insan aşağıların en aşağısına düşücektir. Rabbim yaşam standartları yanında namus ve ahlak standartlarını yüksek tutmaya nasip etsin. Vesselam.


Konular