ALLAH SÖZÜ DİNLENİLMEYE EN LAYIK OLANDIR

İnsan neyden çok faide görürse onu tapınma derecesine getirir..Mesela mısırda öküz ve inek geçim kaynağı olduğu için o zamandaki insanlar inek ve öküzleri tapınma derecesine getirmişler.O zamanda en çok tapınılan şeylerin başında hayvanlar gelirken,bu zamanda ise para, kariyer, kadın ve mal tapınma derecesine gelmiştir...Trilyonlarca nimetin sahibi olan hakiki nimet sahibi rezzakı kerime itaat ve muhabbet edilmesi gerekirken ; Aczi ve fakrı mutlak olan ,eli ,ömrü ,kudreti ve sabrı kısa olan insanların küçük, geçici, zaif ve fani hediyelerine, hürmet ,muhabbet ve itaat edilmeye başlanmış.sanki kemal ,cemal ve ihsanın sahibi insanlarmış gibi bir hareketle insanlara minnet edilip boyun eğilmeye başlanılmıştır.

Halbu ki 24 saat zararlı gazlardan arındırılmış oksijeni bizlere ikram eden, parasız ve pulsuz güneşin ısı ve ışığını her saniye bizlere ikram eden,her sabah yeniden safi ve nazif hayatı bize bahşeden,evlat ,mal ,yer ve yurtları ve içerisindeki hadsiz nimetleri bizlere ikram eden kerem ve lütuf sahibi rabbimizdir.Her an hatırlanmaya anılmaya ibadet edilmeye sevilmeye ve tazim edilmeye en layık olan odur.Nimette mün-imi görmeyen insanlar sanatta sanatçıyı görmeyenler,fiilde faali görmeyenler ikramda keremi görmeyenler zahiri sebeplere muhabbet ve sevgilerini rabıta ederek gaflete ve dalalate düşmeleri kaçınılmazdır.

Mesela bir fakire bir araba alsanız o fakir yaptığınız o ihsan sebebiyle bir ömür boyu sizi yad eder,sizi nerede görse hürmet ve tazim eder,muhabbet edip dua eder,önünüzde eğilip el ayak öper.bir ömür boyu sizi unutmaz.iyiliğinizin ve ihsanınızın altında hep ezilir.Bir insandan gördüğü küçük bir iyilik için böyle bir halet sergileyen ve o iyilik sahibine tapınma derecesinde hürmet ve muhabbet eden insan ;kendisine trilyonlarca nimetleri ve hediyeleri ikram eden rabbine karşı böyle muhabbet ve taazim göstermez.Yüz araba kıymetindeki gözün sahibine,bin araba kıymetindeki bedenin sahibine, her gün kendisine hayatı ve pek çok nimetleri ikram eden rabbine karşı ibadetle kulluk ile mukabele edip itaat etmez.Had ve hesaba gelmez Rabbani hediyelere teşekkür etmez iken basit ve fani bir kulun küçük bir hediyesi için ona ömür boyu minnettar kalıp tapınma derecesinde onu sever.

Yine bir çocuk düşünün keremi, iyiliği ,ihsanı ve cemali anne ve babasından bildiği için onlara koşulsuz ve şartsız bir şekilde itaat eder.Onların sözünden dışarı çıkmaz.Onların sözlerinde iyilik ve hayır umduğu için itaat eder.Sözlerinden çıktığı halde azar,bazen tokat veya yaptırıma maruz kalacağını bildiği için azami olarak onlara itaat eder.Onların üzülmesini istemez.Nede onların gazaplanmasını ister.Yada bir öğrenci düşünün öğretmeni kendisine ilim ,ders veya eğitim verdiği için onlara karşı tazim gösterir ve itaat eder.Hürmet ve saygıda kusur etmez.İtaat etmezse sınıfta kalacağını yada okuldan atılacağı endişesi taşıdığı için öğretmenine boyun eğer..Bir askerde düşünebiliriz.Asker komutanına koşulsuz itaat eder.Emirlerinden dışarı çıkmaz.Bilir ki, çıksa ceza alacak yada azar işitecek.Bu yaptırımlara maruz kalmamak için koşulsuz komutanın sözünü dinler.Sürün dese hemen sürünür.Nöbete dese hemen nöbete koşar.Ceza almamak için komutanına itaat eder.Memur için de aynısı söz konusudur.Amirine itaat edip sözüne boyun eğer.İşinden atılmaktan,düşük sicil almaktan çekinir.Amirinin verdiği işleri usanmadan ve yorulmadan hemen yapar.Menfaatin amirinden geldiğini düşündüğü için o menfaati kesilmesin diye itaat eder.Yine evli kadında eşinin sözünden çıkmaz ki, sevgisini ve muhabbetini kaybetmesin.Eşinin emirlerine ses çıkarmaz.Onun sözüne sadık kalır.Eşinin sevgisini kaybetmemek ve onun azarını işetmemek veya tokadını yememek için itaat eder ve sözünü dinler.

İşte kemal,cemal ve ihsan gördüğü kişilere karşı böyle bir halet sergileyen, menfaat, sevgi ve muhabbetin hatırı için onların sözünden dışarı çıkmayıp, her sözlerini dinleyen insan, acaba ömür boyu rızkını gönderen, nimetlerin milyonlarca çeşidini kendisine her gün ikram edip, bedava veren,hadsiz hediyeleri aksatmadan gönderen,ebedi,sermedi, baki ve sonsuz nimetleri ona hazırlayan rablerine karşı koşulsuz ve şartsız itaat edip muhabbet etmez.İnsanların sözlerinden kıl kadar dışarı çıkmayan ,cezadan ,yaptırımdan ve mahrumiyette korkan insan; Rabbinin yaptırım, ceza ve azabından neden korkmaz.Rablerinin sevgisini ve muhabbetini kaybedeceklerinin endişesini taşımaz.Rabbi o zalim nefisli insana namaz kılın der kılmaz.Oruç tutun der tutmaz.Kulluk edin der yapmaz.Halbuki itaat edilip muhabbet ve tazim edilen ve sözünden dışarı çıkılmayan insanın tek sermayesi aldığı nefestir. Elinde hiçbir kudret ve iktidar yoktur. Kendine tapınanlara verecek ne ebedi gençlik ikramı, ne ebedi saadet ikramı, ne de ebedi güzellik mükâfatı elinde yoktur. Sözü dinlenilmeye en layık olan Kudreti mutlak olan rabbimizin sözüne zerreden tut ta şemse kadar bütün mevcudat boyun eğip, itaat ederken zalim insan ise isyan etmektedir. Menfaat gördüğü insanları ilahlaştırarak Cenabı Hakka şirk koşmaktadır. Cismi küçük ama cürmü büyük olan bu insanın tapındığı ve boyun eğdiği ve sözünden kıl kadar çıkmadığı şeyler yarın yevmi mahşerde ona asla faide vermeyecektir. Bu hakikate işaret eden ayeti kerimede Cenabı Hak” Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki,”Nerede o bir şey sanıpda ortak koştuklarınız”gidin ve kime tapınıp sözüne itaat ettiyseniz o size muradınızı versin. Dediği zaman gafil ve zalim işte o zaman sözü dinlenilmeye ve tapınılmaya en layık olanın kimin olduğunu anlayacaktır.


Konular