hak üzerine dair bir açıklama

Allah-u Teala nın selamı rahmeti bereketi acıması sevgisi bütün müslüman kardeşlerimizin üzerine olması dileğiyle.

Cenab-ı Allah herşeyi malum hak üzerine,belli dengeler ve sistem üzerine inşa etmiştir.Hiç kimseye zulüm etmez kimsenin de kötülemesine ve noksan sıfat yakıştırmalarından da münezzehtir.Hak edileni yerine getiren Rabbimizin acıması merhameti sevgisi lanetinin azabının üzerine çıkmıştır.Bu yüzden Yüce Mevla kullarına ve yarattığı canlılara karşı hak ettikleri iyilikleri misliyle vermek ve kötülükleri ise sadece adedince vermektedir.

Örneğin iman eden imanında samimi olmak isteyen imanını ilerletmek ve daimi bu yolda yürümek isteyen bir kuluna Rabbimiz bu isteğini nasip eder samimiyeti ölçüsünde sabrı neticesinde bu isteği yerine getirir çünkü o kul bunu hak ediyor.Zulüm üzere ilerlemek isteyene ise dünyada iken bu isteğini gerçekleştirir ve imanı tadtırmaz ve herkesin nefretini kazanır hak ettiğini ona verir.Asla haksızlık yapmaz.

Hak din İslam dır Yüce Mevla Haktır Birdir Son Peygamber Aleyhisselam Hak Peygamberdir.Doğrular haktır doğruyu söyleyen hakikati söylemiştir.Örneğin bir insan yolda yürürken önüne gelen bir taş parçasını kenara alsa Rabbim bu iyiliğin meyvesi olarak ona hak ettiğini dünyada iken misliyle verir ve namaz kılmıyorsa namaza başlar namaz kılıyorsa haz alır çevresi ile iyi ilişkiler içine girer.Bakın ne de çok hak ettiği varmış bu silsile yumağı büyür ve onu hak ettiği doğru yola götürür.

Ama yumak bir taşa takılsa örneğin bu kişi yine yolda geçerken bir kardeşine selam vermezse ve onu üzerse o yumak ayrılıp yeniden iplik oluverir ayrışır.Namazını kazaya bırakabilir.Kazaya bıraktığı namaz onun namazlarından haz alamamasına kadar götürebilir ve morali bozulur.Morali bozuldu mu sinirlenir yine başkasının kalbini kırar ve bu sefer evinde işler ters gider vs.Her şey sırasını takip eder.

Yüce Yaratıcı asla haksızlık yapmaz nasip ettiği zamanda kul o fiili işler o kulun başına hak ettiklerini Rabbimiz nasip eder.Dünyayı isteyenlere hak ettikleri dünyayı verir.Leşin başına üşüşen çakallar gibi onu leşe yönlendirir leşten(dünyadan)nasiplerini alırlar kavga ederek birbirlerini üzerek ben önce yapayım başkaları naparsa yapsın anlayışıyla(günümüz çevresi)sürüp gider.Ahireti isteyene ise namaza ibadete hayıra yönlendirir ve hak ettiğini dünyada iken misliyle verir.Kendi sevgisini isteyen bir kulu ta anne karnında bu işe hazırlar kul kendi istemediği halde olaylar gelişir düşündüğü istediği şeylerin tam tersi olur ve dünyadanda ahirettende sadece nasibi kadar alıp hak ettiği Sevgiliyi bulur rızık kaygısına düşmez sadece bekler.

Kimseyi suçlamak haddimize değil ama yazılanlar anlatılanlar hep rızık endişesine düşen kişilerin ruh halini yansıtan dünyayı isteyen ve onu yani ahireti dünyanın aracı olarak yapan kişilerin iç alemini yansıtan yazılar olarak göze çarpıyor.

Örnek verecek olursak;(kimse üzerine alınmasın)evleneme korkusu(endişesi) yaşayan bir bayan nette veya çevresinde biriyle tanışmak ümidiyle nete girer yada çevresinde arar aradığı kişiyi bulduğunu sanır o kişi ya onunla ilikiye girer terk eder ve ya onu arzular amacına iki tarafta ulaşamayınca(evlilik-nefs tatmini)ayrılık olur vs.Halbuki beklese nasibinde evlilik varsa vaktinde ona gelecek.Beklemediği için sabırsız davranıp şeytana uyduğu için hem günaha girdi(mahremi olmayan birisiyle konuştuğu için)hem evleneceği kişeye bu ahlaksızlığı yapmış oldu hemde üzüntüsü boyunu aştı.Hak ettiğini Rabbimiz verdi iki tarafada çünkü onlar dünyayı istediler kişi kendinin düzeltmeden itikadını düzeltmeden evlenmeye çalışırsa olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Aceleciliğin kinin nefretin kumarın isyanın küfrün kapısını ilk şeytan açmıştır.Bunları kim yaparsa isterse arzularsa Mevla onu şeytana dost yapar halbuki şeytan insanın en büyük düşmanıdır ama o hak ettiğini Mevla aracılığyla alıyor ve hak ettiğini buluyor.

İşlediğimiz günah ne olursa olsun hak ettiğimiz bizi bulacak yani kısa bir örnek yine bir kul sabah namazına uyanamasa rızıktan mahrum olur ve o gün namazlarından gerektiği hazzı alamaz cemaati kaçırabilir hatta kazaya bırakabilir hak ettiği bu.Bunun çözümü yine zikirdir tevbe ve duadır.Günah işleyen kişi işlediği hak ettiğini mana aleminden madde alemine yönelmesini isterse yani dinine değilde dünyasına gelmesini isterse Rabbim elbette duayı kabul edendir ve dünyalıkta onun hak ettiği olur yani az kazanır o gün işleri ters gider ama namazlarını zamanında kılar dikkat edilirse hayırdır günah az işler ve dini iyi olanın dünyasıda iyi sözünden hareketle bozulan dünya işlerini düzeltebilir Rabbimizin izniyle.

Nette çevresinde arkadaş-dost-evleneceği kişileri arayanlar hayal dünyasında yaşayanlar normal yaşantısında işleri gerektiği iyi gitmeyenler dinlerini askıya almalarından yani işlediği günahların hayatlarına yansımalarından ötürü gerçekleşen fiillerdir.Dinine yeterince bağlı kalmayıp ibadetlerinde gevşekşeklik yapmalarından ötürü Mevla o kişilere hak ettiğini veriyor rızık kaygısına düşüyor nette chatte olmayacak işlere girişiyor faiz şans oyunu günah fiilerede giriyor evinde huzur bereket azalıyor ve böyle sürüp gidiyor tıpkı yuvarlanan kar topunun büyük kar kütlesine dönüşmesi o kar kütlesinin çığa dönüşmesi kişinin altında kalması hak ettiğini Hak Teala verdi bu kadar basit.

Rabbimiz bizleri günahlardan tevbe eden kullarından nasip ediver.Allah ımız işlediğimiz günahlarıma hemen tevbe etmeyi nasip ediver ve günahlarımızdan ötürü hak ettiğimizi ahiretimize dinimize mana alemimize değilde madde alemimize dünyalığımıza nasip ediver Allah ımız.Bizleri dinini dünyasına değişen isnanların şerrinden koru Mevla mız.Senin sevgisini bizlere nasipe diver Rabbimiz.Bizleri koru bizlere acı Yaratıcımız AMİN.


Konular