dinimizde burçların yeri nedir evlilikte önemlidir?

dinimizde burçların yeri nedir evlilikte önemlidir?
bir hadiste ''dünya öküz ve balık üzerinedir'' denilmiştir. bu hadisin yorumunda burçlardan bahsedilmektedir ama detay yoktur.
burçlara inanmalımıyız?
eşler arasında yada insanlar arasında ki uyumlarda burçların yeri varmıdır varsa ne kadardır?
nasıl bir kaynaktan bu konuda bilgi alabiliriz?


16 yorum

Sözlükte kale, kule, hisar

Sözlükte kale, kule, hisar mânâlarına gelen “burç” kelimesi, astronomi dilinde, güneş sisteminde yer alan on iki takım yıldızının her birisine verilen addan ibârettir. Çoğulu burûctur.

Buruc, aynı zamanda Kur’ân’ın 85. sûresinin de adıdır. Bu sûre, gökyüzünün burçlarına yeminle başladığı için Burûc Sûresi adını almıştır. İfâde ilk âyette geçer. Mânâsı şöyledir: “Yemin olsun burçlarla dolu gökyüzüne.”1

Dînimizde burçların yeri, astronomi ilminin konusunu teşkil edecek derecede vardır. Astronomi ilmi bu konuda derinleşebilir. Araştırmalarını ilerletebilir ve bu yıldızlarla ilgili bir çok bilinmeyeni ortaya çıkarabilir. Teleskop ve sâir uzay inceleme araçlarından istifade edebilir. Bu yollar açıktır. Nitekim, NASA’nın ve sâir uzay merkezlerinin yaptığı iş bundan ibârettir. Netice olarak, konu genel itibarıyla pozitif bilimlerin, özel olarak da astronomi ilminin konusu oldukça İslâmiyet’e ters düşmez.

Fakat konuyla astroloji denilen, gök bilgilerini fal alanına çekerek kullanan fal-bilim (!) de ilgileniyor. Her ne kadar insanoğlu astrolojiye, yani yıldız falıyla ilgilenen bu özel alana bilim süsü vermeye çalışsa da, bunun pozitif bilimlerden uzak, yıldız ve galaksi hareketlerine dayalı olarak yapılan muhtelif kişilik ve karakter yorumlamalarından ibâret bir dal olduğu açıktır. Bu yorum dalı (bilgi dalı veya bilim dalı değil), yıldızların, galaksilerin, takım yıldızlarının veya gezegenlerin hareketleriyle insan kişiliği, insan karakteri ve insan davranışları arasında ilişki kuruyor, insanın doğumunun veya önemli olayların meydana geliş tarihine göre insanları gruplara ayırıyor. İnsanların karakter yapılarını doğum tarihlerine göre çözmeye çalışıyor. Bu yorum dalına eskiler yıldız falcılığı mânâsında “müneccimlik” diyorlardı.

Böyle ispattan, delilden ve burhandan, yani pozitiflikten uzak yorumlamaları İslâmiyet’in onaylamasını “beklemek bile” doğru değildir. Yapılan yorumlar sadece yapanları bağlar. Yorumun yanlışlığının sorumlusu kişinin kendisidir. Nitekim kişinin karakter yapısını doğrudan Allah’a vermek gibi bir Tevhid inancı dururken; bu yapıyı Allah’ın elinden alıp yıldızların bir takım hareketleriyle ilişkilendirilecek biçimde doğum tarihlerine vermek, Tevhid inancıyla da, pozitif gerçeklerle de bağdaşmaz.

Tevhid inancına göre kişiyi karakteriyle birlikte yaratan Allah’tır. Kişinin, sahip olduğu karakteri çerçevesinde terbiye edicisi de Allah’tır. Allah kullarını doğrudan terbiye ettiği gibi, din göndererek kullarının irâdesine kapı açmak sûretiyle de terbiye eder. İnsan davranışlarını sahip oldukları karakterler içinde eğiterek dizginleyen müessese dindir. Neticede kul, karakteri nasıl olursa olsun, terbiye edilmeye hazır bir potansiyel hüviyetindedir.

Oysa yıldız falcılığında doğum tarihine göre kişiye sabitlenen karakter, eğitilir olmaktan uzaktır. Kişiye doğum tarihine göre bir karakter biçeceksiniz ve onu bu biçilmiş karaktere göre yargılayacaksınız, ona buna göre davranacaksınız. Meselâ, eğer müneccim (yıldız falcısı) hesabına göre kişiye çok alıngan olduğu söylenmişse, artık kişiye alıngan nazarıyla bakılacak, artık ona bu yaklaşımla davranılacaktır. Alıngan olmasının sebepleri araştırılmayacak. Kişi eğitime alınmayacak. Alıngan değilse bile, bu ithamla kişinin kendisini alıngan bilmesi gibi bir ucube ortaya çıkacaktır. Oysa alınganlık belirli ölçülerde herkeste vardır. Eğer birisinde fazla miktarda alınganlık varsa da, bu, doğum tarihiyle ilgili bir olay olmadığı gibi, olumlu yaklaşımlarla ve eğitimle kişinin bu yanını düzeltmesi zor değildir. Oysa yıldız falcılığı anlayışında bu çabaya yer yoktur.

Kaldı ki, kişinin karakterini doğum tarihine göre tespit etmenin pozitif bir değeri de yoktur. Konu pozitif bilimle ispatlanmış değildir. Binlerce yıldır insanoğlu boş yere yıldız falcılığıyla uğraşıyor. Konu hâlâ burhana, delile ve ispata muhtaçtır. Konu hâlâ zanna dayalı yorumlamalardan ibârettir.

Risâle-i Nûr Kur’ân’a bağlı olarak ayı, güneşi, yıldızları, gök cisimlerini ve semâvâtı bolca tefekkür sâhâsına çekiyor; ama hiçbir zaman astroloji malzemelerini kullanarak ve burçlara dayanarak gelecekle ilgili veya gaybî yorumlara yer vermiyor. Hiç şüphesiz, bu mânâda burçlarla ilgili yorumlara inanılmasını da onaylamıyor. On Dördüncü Lem’a’da değinilen burçlar, İlm-i Nücumun teşbîhâtı arasında yer alan burçlardan başka bir şey değildir.2

Netice olarak, eskiden “ilm-i nücum” olarak bilinen astronomi, bir ilimdir. Kur’ân’dan destek alır. Fakat, astronomi bilgilerini burçlara dayalı bir takım gaybî haberler üretmekte ve gelecek hesapları yapmakta kullanmanın, yani “astroloji” olarak bilinen falcılığın gerçekliği yoktur. Bu açıdan, Tevhîd inancı da böyle fiillere değer vermiyor.

Dipnotlar:
1- Buruc Sûresi: 1
2- Lem’alar, s. 96

11.06.2009 - iremhan

güzellikler

degerli abi yada ablala..hepinizin yorumları cok güzel hakkaten...ama yalnız savaşcı apayrı bir mana katıyor cok güzel yorum ve örnekleriyle...hepinize yüce mevladan hayr ve afiyet diliyorum...sevgilermile

29.04.2007 - kemall

FIKIHSIZ DIN!

FIKIH kisa ve oz bi deyisle bilmek,islam hukuku anlamlarina gelir ve konusu mukelleflerin kalbi ve ameli fiilleridir.!
Islami konularda hic bir delile dayanmadan sahsi kanaatleri keyfi yorumlari belirtmek mukellef icin tehlikedir!IMAM I AZAM (rh.a) ALLAH in dini hususunda sahsi kanaatinize gore hukum vermekten sakininiz,sunnete tabi olunuz,kim ki sunnetten ayrilirsa dalalete dusmus olur buyuruyor.
HZ SABI(RH.A) ye bi adam gelir ve bir soru yoneltir,hz sabi ibni mesud su sekilde izah etti diye cevap verir.Soruyu soran kisi sen kendi kanaatini soyle deyince;su adama bakin!Ben ona ibni mesud(r.a)soyle dedi diyorum bana sahsi kanatimi soruyor,ben dinimi bundan tenzih ederim,vallahi muzikle mesgul olmayi sahsi kanaatimle fetva vermeye tercih ederim diye haykiriyor.
IMAM I MALIK(rh.a) e 40 sual soruluyor ve 36 si hakkinda bilmiyorum diyor.Kesinlikle sahsi kanaatim budur demiyor.Islami konularda sahsi tercih ve goruslerine ittiba edenlere BIDAT EHLI denir.
Kendisine KURAN ve SUNNETLE konusuldugunda muslumana yarasan isittik ve itaat demektir.Sure ve ayet no sunu hatirlyamadigim bi ayette ALLAH ve RASULU bi konuda hukum verdikleri zaman inanmis kimseler icin kendi tercihleri yoktur deniyor.Hal boyleyken bazi kimselere ne oluyorda verilmis bi hukmu kale almayip inanamiyorum,bence oyle degil deme luksunu kendinde gorebiliyor,madem ki kalbinin bas kosesinde aklini yuceltip rehber belledigin egon var niye hukum soruyorsun.!Yoksa suc ortagi bulup cesaretmi kazanmak istiyorsun?HZ OMER(HZ ALInin sozude olabilir) in bi sozunu hatirlatmakta fayda var.SERIAT akil isi degildir!Islami durus geregi musluman idrakinde aciz oldugu bi hususta da isittik ve itaat ettik diyebilmelidir....
RABBIMIZ AYAKLARIMIZI DININ UZERE SABIT KIL VE CANLARIMIZIDA DININ UZERE AL.AMIN.AMIN.AMIN.

26.04.2007 - MASLAHAT_1

burclar insanlarin

burclar insanlarin karakterleri üzerinde etkili olabilir. fakat gazete dergi vs. yayin kuruluslarinda yazanlarin dinle imanla hic bir alakasi yoktur. atesi-su-toprak-hava bu 4 tabiat burclara göre dagilmistir. yildizlarin uyuysmamasi vs. deyimlerde burclar arasi uyuysmama ile cikmistir.

17.04.2007 - imdat sezer

Burçlar

Ebu Katade(RA) Peygamber Efendimizden Rivayet "Allah bu yıldızları üç şey için yaratmıştır: Onları semanın zineti kıldı, (semaya yükselip haber toplayan) şeytanlara atılacak taşlar kıldı, kendileriyle istikamet tayin edilen alametler kıldı. Kim yıldızlar hakkında başka yorumlar yapmaya kalkarsa hata eder ve nasibini zayi eder, kendisini ilgilendirmeyen ve bilgisi olmayan hatta bilmekte peygamberler ve meleklerin bile acze düştükleri bir hususta kendini külfete sokar."

Burçarın İnsan Hayatında ve kişilinde bir etkisi yoktur.İslamdada yoktur. Yıldızname diye bir şeyde yoktur. Burçlara ve yıldızlara inanarak imanınızı zedelemeyin.

25.04.2007 - nsanir

Rüya'nın gerçeklik Payı nedir ?

Rüyanın gerçeklik payı var mı varsa ne kadar ve ne şekilde ?Bilen kardeşlerimizden kaynaklarıyla beraber rica etsem.
Kuranı kerimde hangi ayetlerde geçer lütfen bilen varsa ...

saygı ve sevgilerimle......Allaha emanet olunuz.....

25.04.2007 - sela

Bir başka rüya tabiri...

Bir adam rüyasını tabir ettirmek için Çevrede bu işi bilmesiyle ün salan bir bilgenin yanına gitti.Bilgeye rüyasını anlatmaya başladı:

-Efendim rüyamda seher vaktinde çok tatlı bir meltem esiyordu.Ben bir gül bahçesindeydim.Esen meltemden güller tek tek açmaya başladı.Etrafa mis gibi kokular serpilmeye başladı.Bu anın tadını çıkarırken birden pat küt sesler duymaya başladım.Sesler az öteden geliyordu.Yüzünü göremediğim çok heybetli bir adamda odunları baltayla ikiye ayırıyordu.Her oduna bir kez vuruyor ve onları ikiye ayırıyordu.Balta sesleri bana yaklaşırken ben korkudan uyandım.Bu rüyanın tabiri nedir efendim?

Yaşlı bilge tebessüm ederek cevap verdi:

-EVLADIM BİLİYORSUN GÜLLER SEHER RÜZGARIYLA UYANIR VE AÇILIR.AMA ODUNLAR SEHER RÜZGARIYLA AÇILMAZ, ANCAK İYİ BİR BALTAYLA AÇILIR.RÜYANIN TABİRİ BUDUR EVLADIM.

SEN GÜL OL,SEHER MELTEMİYLE AÇILMAYA BAK,SAKIN, BALTAYLA AÇILAN ODUN GİBİ OLMA.


----------------------------------------------------
"ZALİME YARDIM ETMEYİN,YOKSA ATEŞ SİZEDE DOKUNUR."KK.

"MUİNİ ZALİMİN DÜNYADA ERBABI DENAETTİR,
KÖPEKTİR ZEVK ALAN SEYYADI Bİ-İNSAFA HİZMETTEN."

25.04.2007 - yalnız savaşcı

RUYA

Buyur kardesim islamoglu hocanin yazisindan alintiladim.
Rüyalarla amel edilmez. iyi adam kötü, kötü adam iyi rüya görebilir. salih rüya yine de tanınabilir:
1. Abdestli ve selim bir kafayla yatmak
2. Gördüğünüz rüyanın o gecenin gündüzünde kafanıza takılan bir meseleyle ilgili olmaması,
3. Gördüğünüz rüyanın dolunay gibi açık olması ve her karesinin net hatırlanması,
4. Uyanınca rüyanın etkisinin aynen gerçekmiş gibi hissedilmesi. Hatta rüyada ağlanmışsa kalkınca gözünde yaş olduğu halde kalkması, tokat yemişse, vurulan yerde kızarıklık hissedilmesi.
Rüya-nübüvvet ilişkisi müsellem bir hakikat. Rüyanın bilgi kaynağı olamayacağı da. Bunun sebebi kategorik olarak rüyanın güvenilemezliği değil, rüyanın kaynağının belirsizliğidir. Bilinçaltı ve içgüdülerin baskısı da olabilir bu kaynak, ruh ve onun alemi lahuttaki çevresi de. Bunu nasıl ayırmalı? Zor mesele. Onun için, ayırmanın zorluğundan naşi rüya sahibinden başkasına delil olmaz. Sahibi de rüyasının salih olduğuna inanıyorsa delil olur.
Kisa ve oz bi sekilde anlaisilir bi uslupta kaleme almis hocamiz istifadenize olur insaallah.
sela metle...

25.04.2007 - MASLAHAT_1

MASLAHAT_1 kardeşim sağol !

Yardımcı oldunuz .Allah razı olsun gayret ve paylaşımınıza..
Bende seni allaha emanet ediyorum. canım kardeşim.
saygı ve sevgilerimle..

25.04.2007 - sela

CANIM

Sende sagol olmasinada canim sozu pek kibar geldi.Soylemesi ayiptir koylu cocuguyuz sehir sivesi tarzi bize uzaktir,anlamayiz pek canim cicim sozlerinden,saygi ve sevgi dileklerin basim ustune canim geri iade!

25.04.2007 - MASLAHAT_1

MASLAHAT_1 kardeşim'e

"Sende sagol olmasinada "bu cümleyi sarf etmemen lazımdı.

konuyla ilgili gayretin ve çaban,faydan için tekrar teşekkür ederim. ama bu gayret ve çabana, şu ettiğin cümle birazcık zedeliyor ve gölgeliyor gibi kardeşim. kusura bakma.sana göre haksız olabilirim.......üzgünüm.
Ben seni çok daha güzel yerlerde görmek isterdim,doğrusu.

Bizde doğu ve güneydoğuda "CANIM " kelimesi, daha doğrusu Canım kardeşim, canı kadar sevmek,saygı ve sevgiye işarettir. Ama sizin bu algılamanız, ve tanımınız pekte ılımlı ve hoşgörülü değildi...üzülmemek elde değil,itiraf etmek gerekirse...........................................
Burda canım kardeşim nedemek acaba,bundan daha iyi ve sıcak bir hitap şekli olabilirmi. !!!!!

İşte burda bozuyoruz herşeyi,gayreti,faydayı,çabayı neden böyle yapıyoruz !!!
Sana olan şükranlarımı, saygı ve sevgimi iletirken iyi niyetle ,neden bir kelimenin üzerinde durup, kötü tarafından ele alarak bu hoşgörü ,sevgiye soğuk su döküyorsun kardeşim . neden ?????????

yinede sana saygı ve sevgilerimi iletirim. ne diyim daha kardeşim....Allah hepimize kardeşlik,ılımlı,höşgörülü bir hava kalbimize koysun diyelim.

27.04.2007 - sela

Canım kelimesiyle ilgili olarak...

DÜŞMANIN CANI

Şair Nefi bir toplantıda konuşurken, düşmanlarından biri içeri girmiş, fakat herkese selam verdiği halde kendisine:
-Merhaba canım! demiş.
Nefi durur mu? Hemen cevabı yapıştırmış:

-Derhal çıkıyorum:-)


-----------------------------------------------------
"ZALİME YARDIM ETMEYİN,YOKSA ATEŞ SİZEDE DOKUNUR."KK.

"MUİNİ ZALİMİN DÜNYADA ERBABI DENAETTİR,
KÖPEKTİR ZEVK ALAN SEYYADI Bİ-İNSAFA HİZMETTEN."

27.04.2007 - yalnız savaşcı

Şair Nefi,Canım kelimesi için değil,uygunsuz diye çıkmış

"Canım" kelimesi, ortama,şahsa ve duruma göre, değişik anlamlar ifade edebilir.
Bizde yani yöremizde,sık kullanılan,saygı ve sevgiyi gösreten bir ifade, ama bazılarına görede "canımcık, cık eki takılarak hafif ve değişik anlamlara çekilebilir.
Hatta bir gayrimüslim ağzıyla bir müslümana hitap etme örneğiyle ortaya atılmasıylada,değişik yorum ve anlam verdirilebilir.ve bu kelimeyi yanlış ve uygunsuz getirilmeye çalışılabilir. Ama tek bildiğim, Canım kelimesi sevgiyi,saygıyı, içten belirtmeyi gösterdiğini biliyorum. ve genelde böyle bilmektedir.Bu kelimeye değişik,anlamsız,ve olumsuz anlamlar getirmek çok üzücü ve yanlıştır bence....
Her kelime uygun şartlarda, kalıbında,uygun ortamlarda ve zamanda kullanıldıysa anlamını bulur. Yoksa kelimenin asıl amacı ve anlamını bozmak için binbir bahane ve örnekler verebiliriz.

Saygı ve sevgilerimle.........

29.04.2007 - sela

SELA EFENDI..!

Daha 2 gun evvel yazmisken bugun hangi maksatla yazdin bilemiyorum.Sana laf yetistirmek gibi bi kaygimda yok umarim aynisi sendede husule gelir.
Gozlerimi yasarttin be kardes.!Nasil yasarmasin ki kahrolayim ben napmisim:-)Bana olan sukranlarini saygini,sevgini iletirken nasil da bi kelimeye takilmisim,ahh bu ben yokmu ben,aglasam yeridir simdi.Ozur dilerim CANIIMMM kardesim:-)Demis olsaydim sayet:-)O engin muhabbetlerinle hosgorunle beni bagrina basardin sanirim:-)
HAHAHAHAH:-)
Gorunen o ki takilan sensin ve hizini alamadin bugunde yorum yaptin.Yazmasan catlardin herhalde:-)
Neyse sela efendi polemige girmenin alemi yok!
Say ki sen bi sen kussun ama kanadi kirik bi kus,artik iyilestin ucma vaktin geldi:-)Artik metin limanindan mana ve maksad a dogru yol alma vaktidir:-)
Hadi iyi ucuslar sana bye cusss...
Yolun acik olsun....

27.04.2007 - MASLAHAT_1

Sevgili Maslahat:-)

Bu fıkrayı hoşuna gider diye aldım.Fıkıhsız din başlıklı yazın mükemmeldi.Biliyorsun Mevlana çok papazın müslüman olmasına vesile olmuş,ama bazı papazlar müslüman olmamış.Birazda nasip meselesi bu.Sözü fıkraya bırakıyorum.Kal sağlıcakla.

Ünlü gazeteci ve yazarlardan Velid Ebüzziya, İstiklâl Mahkemesinde yargılanıp beraat ettikten sonra, genç meslektaşlarına nasihat etmiş:

- Şu sıralarda sakın fincancı katırlarını ürkütmeyin...
Yusuf Ziya Ortaç, başını sallayarak:

- Bu söylediğin imkansız üstadım, demiş. Zira ortalıkta o kadar çok katır var ki!..

-----------------------------------------------------
"ZALİME YARDIM ETMEYİN,YOKSA ATEŞ SİZEDE DOKUNUR."KK.

"MUİNİ ZALİMİN DÜNYADA ERBABI DENAETTİR,
KÖPEKTİR ZEVK ALAN SEYYADI Bİ-İNSAFA HİZMETTEN."

27.04.2007 - yalnız savaşcı

Konular