2.Tevekkül'ün Fazileti

Ayetler
Eğer mü'min iseniz Allah'a tevekkül ediniz.(Mâide/23)

Tevekkül edenler, Allah'a dayansınlar.(İbrahim/12)

Kim Allah'a tevekkül ederse, Allah ona kâfidir.(Talâk/3)

Çünkü Allah, kendine dayanıp güvenenleri sever.(Âlu İmran/159)

Allah o makam sahibini sever. Onun sahibi Allah'ın zimmetindedir. O ne büyük makamdır. Allah'ın kendisine kâfi olup, sevip koruduğu kimse, muhakkak büyük bir zaferi elde etmiştir; zira mahbub, azap vermez, uzaklaştırmaz ve mahrum bırakmaz.Allah, kuluna kâfi değil mi? (Zümer/36)

Bu bakımdan Allah'tan başkasına güvenen tevekkülü terkedendir. Böyle bir kimse bu ayeti yalanlayanın ta kendisidir. Çünkü bu ayet, hakkı söyletmek hususunda bir suâldir.
İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan birşey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?(İnsan/l)

Kim Allah'a tevekkül ederse muhakkak Allah Aziz ve Hakîm Air,(Enfâl/49)

'Aziz'dir'; kendisine sığmanı zelîl ve cenâbına iltica edeni zayi etmez. 'Hakîm'dir'; tedbirine tevekkül eden bir kimsenin tedbirinde kusur etmez.

Allah'tan başka taptıklarınız size rızık veremezler. Siz rızkı Allah'ın yanında arayın, O'na ibadet edin!(Ankebût/17)

Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Fakat münâfıklar anlamazlar.(Münâfikûn/7)

Bütün işleri O idare eder. O'nun izni olmadan hiç kimse şafâat edemez.(Yunus/3)

Kur'an'da Tevhid'den her ne zikredilmişse o, Allah'tan başkasından ilgiyi kesip Vâhid ve Kahhâr olan Allah'a tevekkül etmeye çağırmaktadır.

Hadîsler
Hz. Peygamber (s.a) İbn Mes'ud'un rivayet ettiği bir haberde şöyle buyurmuştur:

Mahşerde bana bütün ümmetler gösterildi. Ümmetimi dağ ve ovaları doldurduğu halde gördüm. Onların çokluğu ve görünüşleri hayretimi çekti. Bana denildi ki:
- Razı oldun mu?
- Evet! Razı oldum.
- Bunlarla beraber yetmiş bin kişi vardır ki cennete hesapvermeden gireceklerdir.
Ashab Hz. Peygamber'e şöyle sordu:
- Onlar kimlerdir ey Allah'ın Rasûlü!
- O kimseler dağlanmazlar, kuşları uçurmak suretiyle uğurtutmazlar ve başkasından muska istemezler. Ancak rablerine tevekkül ederler.
Hz. Peygamber bunları söyledikten sonra Ukkaşe b. Mıhsan el-Esedî ayağa kalkarak dedi: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Allah'tan beni onlardan kılmasını dile!' Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: 'Ey Allahım! Ukkaşe'yi onlardan kıl!' Bu sözünden sonra başka bir sahabî ayağa kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasûlü! Allah'ın beni de onlardan kılmasını dile' dedi. Hz. Peygamber (s.a) 'Ukkaşe bu hususta seni geçti'1 buyurdu.

Yine Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur:
Eğer sizler gereği gibi Allah'a tevekkül etseniz, muhakkak kuşların rızkını verdiği gibi, sizin rızkınızı da verir. Kuş sabahleyin aç çıkar, akşam tok olarak yuvasına döner!2

Kim her şeyden yüz çevirip Allah Teâlâ'ya yönelirse, Allah Teâlâ her sahada ona kâfi gelir ve ummadığı bir yerden onun rızkını verir. Kim dünyaya yönelirse Allah Teâlâ onu dünyaya havale eder.3
İnsanların en zengini olmak kimin hoşuna giderse o, Allah'ın nezdindeki şeye elindekinden daha fazla güvenmelidir.4

Hz. Peygamber aile efradının başına bir sıkıntı geldiğinde şöyle buyururdu:
Namaza kalkın! Çünkü rabbim bana bunu emretti: 'Ailene namazı emret, kendin de ona devam et! Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz besliyoruz. Güzel âkibet takvâ sahiplerinindir'.(Tâhâ/132)

Kim başkasından muska talep eder veya dağlanırsa o, tevekkül etmemiştir.5

Rivayet ediliyor ki: İbrahim (a.s) mancınıkla ateşe atıldığı zaman Cebrail yaklaşıp 'Bir ihtiyacın var mı?' diye sorunca, İbrahim (a.s) 'Sana hiçbir ihtiyacım yoktur' dedi. Bu sözünü daha önce Hasbinallahu ve ni'mel vekîl (Allah bana kâfidir ve O ne güzel vekildir) sözünü yerine getirmek için haykırdı; zira İbrahim (a.s) ateşe atılmak üzere tutulduğunda böyle demişti. Bu nedenle Allah Teâlâ şu ayeti indirdi:
Ve çok vefâkâr İbrahim'in...(Necm/37)

Allah Teâlâ, Hz. Dâvud'a (a.s) vahyederek şöyle buyurmuştur: 'Ey Dâvud! Herhangi bir kulum halktan yüz çevirip bana sığınırsa, o kuluma gökler ve yer ehli hile yapmak istese bile ona mutlaka bir çıkış yolu ihsan ederim!'
Ashab'ın ve Alimlerin Sözleri

Tâbiînden Saîd b. Cübeyr şöyle anlatıyor: 'Bir defa beni akrep ısırdı. Bundan ötürü annem muska yapmam için bana yemin verdirdi. Bunun üzerine ben de ısırılmamış elimi muskacıya uzattım'.
Ve (hiçbir zaman) ölmeyen (Allah'a) tevekkül et ve O'nu överek tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter.(Furkan/58)

İbrahim b. Ahmed el-Havvas bu ayeti sonuna kadar okuduktan sonra dedi ki: 'Bu ayetten sonra bir kul için, Allah'tan başka hiç kimseye sığınması uygun değildir'.
Uyku âleminde bir âlime denildi ki: 'Kim Allah'a güvenirse o, kuvvetini veya nafakasını korumuş olur!'

Bir âlim şöyle demiştir: 'Senin için Allah'ın zimmetinde bulunan rızık, sana farz kılınan amelden seni alıkoymasın ki o zaman ahiretin zayi olur. Dünyadan da ancak Allah'ın sana takdir ettiğini elde edersin'.

Yahya b. Muaz şöyle demiştir: 'Talep etmeksizin kulun rızık elde etmesinde, rızkın kulu talep etmekle görevli olduğuna dair açık bir delil vardır!'

İbrahim b. Edhem dedi ki: "Bir rahibe şöyle sordum: 'Nereden yiyorsun?' Bana 'Bunun ilmi bende değildir. Fakat bana nereden yedirildiğini rabbimden sor' diye cevap verdi".

Harem b. Hayyam6 Veysel Karanî'ye şöyle sordu: 'Nerde olmamı emredersin?' Veysel Karanî, Şam'a işaret etti. Harem 'Orada geçim nasıldır?' deyince Veysel 'Şu kalplere yazıklar olsun! Onların içine şüphe düşmüştür. Nasihat olanlara fayda vermez' dedi.

Bazıları şöyle demiştir: 'Ne zaman ki Allah'a, vekil olmak yönünden razı olursan, her hayra giden yolu elde edersin'..
Allah Teâlâ'dan güzel edep talep ederiz.



1) Müslim,Buhârî
2) Tirmizî,Hâkim
3) Taberânî
4) Hâkim, Beyhâkî
5) Taberânî, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce
6)İbn Abdilberr Ashab 'ın küçüklerinden olduğunu söylemiş, İbn Ebî Hâtim ise bu zâtı Tabiîn'in sekiz zâhidi arasında saymıştır.