GÖNÜL AVCILIĞI:

Kanun açısından zina, kadın-erkek, iki vücudun cismen bir­leşmesi olayıdır. Fakat ahlâk ölçülerine göre, evlilik çerçevesi dışında cereyan eden her türlü seksüel ilişkilere denir. Hatta bu konuyu düşünmek ve hayal etmek de zina sayılır. Meselâ ya­bancı bir kimsenin, karşı cinsten olan herhangi bir insanın göz güzelliğinden bahsetmesi, bu gözlerden sevk almayı düşünmesi zimanın kapsamına girer. Mahrem olmayan kadın-erkek ara­sındaki ses alışverişi, birbirinin sesinden hoşlanılması olayı veya bu sesin sahibine karşı sevdalı sözler söylenmesi de böyledir. Bir insanın, karşı cinsten olan bir "yabancı"nın yürüyüşüne gönül vermesi veya onun dikkatini çekecek, seksüel duygularını coşturacak şekilde hareket etmesi, hep, zinanın başlangıç olay­larıdır. Yani bu gibi fiiller manen zina sayılır. Gerçi kanun bun­lara "zina" gözüyle bakmaz ve böyle yapanları zina suçuyla yakalamaz. Fakat bu tip hareketler, aslında "gönül avcılığı"dır. Gönül avcılığı ise zinanın manevî şekillerine ait habercilerdir. İşte hadis meali:

"Gözlerin zinası bakışmak, ellerinki ise dokunmaktadır. Ayaklar, bakanın duygularını kamçılayacak şekilde yürümekle; dil, söylediği sözlerle zina eder. Gönül ise istemekle... Neticede cinsiyet organları, bunları ya kabul veya reddeder."