Medyum

AYETÜ'L KÜRSî ve CiNLER

Ebû Eyyub Ensarî radıyallahu anh'ın bodrum şeklinde bir yeri vardı. Hurmalarını buraya koyardı. Gül denilen cinlerden biri gelir, oradan hurmaları kaçırırdı. Ebû Eyyub radıyallahu anh, bu durumu Peygamber aleyhisselâma şikâyet etti.

Allah'ın Resulü de:

— Git ve cinni gördüğün vakit; «Allah'ın adı ile Resûlullah aleyhisselâma git» diye söyleyiver, buyurdu.

Ebû Eyyub radıyallahu anh geldi ve o cinni yakaladı. Fakat cin tekrar gelmeyeceğine dair yemin ettiği için bırakıverdi. Sonra Peygamber aleyhisselâmın yanına geldi.

Resûlullah aleyhisselâm:

— Yakaladığın esiri ne yaptın? diye sordu. Ebû Eyyub radıyallahu anh de:

— Bir daha gelmeyeceğine yemin etti, dedi. Peygamber aleyhisselâm:

CİNLER NEREDE YAŞARLAR VE NE YERLER

Cinler hamamlarda, mezarlıklarda, pis yerlerde, ahırlarda, çöplüklerde, ıssız yerlerde, duvar deliklerinde ve ağaç kovuklarında yaşarlar.

BİLAL BİN EL-HARİS ‘ den rivayettir :

"Bir yolculuk sırasında Resulullah'la birlikte bir yerde konakladık, defi hacet için dışarıya çıktılar. Bende peşinden ibrik götürdüm. Yanına yaklaştığımda bazı insanların birbirleriyle kavga eder gibi, ağız dalaşı yaptıklarını gösteren sesler işittim. Hiç böyle ses işitmemiştim, sonra Resulullah geri döndüler, kendisine YA Resullullah ; senin yanında bazı erkeklerin kavga seslerini duydum. Ama ağzından konuşan kimseyi görmedim, dedim.

CiN VE SEYTANDAN KORUNMA

Bütün kötülüklerin başı olan Şeytan, insanların en azılı düşmanıdır. İlk insan Hz. Adem'in yüzünden ilahi huzurdan kovulduğu zaman, Allahu Teala'dan kıyamete kadar ömür istemiştir. Allahu Teala da bu ömrü kendisine vermiştir, iblis, insanları azdıracağına dair yemin etmiştir.(Sad 76-85)

Name-i Peygamberi - Cin Mektubu !

Selamun aleyküm kardeşlerim,

aşağıda ki mektubu Peygamber Efendimiz (s.a.v.),

şeytan ve cinlere karşı yazdırmıştır. Böyle bir belaya

maruz kalanlar, bu mektubu yazdırıp yastığının altına

koymalıdırlar. İnşaallah şifa ve deva Allahü Teala´dandır.


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيْم ِ

CİNLERİN ALLAH'A ORTAK KOŞANLARI

Bazı insanlar cinlerin kendilerine ait bir güçleri olduğuna inanmaktadırlar. Oysa bu çok büyük bir yanılgıdır. Çünkü onları yaratan Allah'tır ve onların kendilerine ait hiçbir güçleri yoktur. Allah dilemedikçe onların herhangi bir kişiye zarar vermeleri ya da fayda sağlamaları mümkün değildir. Ancak buna rağmen insanların bir bölümü cinlerden medet umar, onları veli kabul ederler:

Cinleri Allah'a ortak koştular. Oysa onları O yaratmıştır. Bir de hiçbir bilgiye dayanmaksızın O'na oğullar ve kızlar yakıştırıp-uydurdular. O, ise nitelendiregeldikleri şeylerden yücedir, uzaktır. (Enam Suresi, 100)

Bir Kuran ayetinde Allah, insanların cinlerle temas kurmak suretiyle saptıklarını şöyle haber verir:

CiNLERIN INSANLARLA GÖRÜSMELERI

Ayetlerden Allah'ın dilemesiyle cinlerle insanların görüşebilecekleri, hatta insanların emrine girebilecekleri anlaşılmaktadır. Allah Hz. Süleyman'ın emrine cinleri vermiş, Hz. Süleyman onları türlü işlerinde kullanmıştır.

"IMAN EDEN VE INKARCI" CiNLER

Ayetlerde cinlerden bir kısmının Allah'a iman edip, hidayet yoluna uyduklarından bahsedilirken, bir kısmının da isyankar ve inkarcı olduklarından bahsedilir. Müslüman olanlar Kuran okunurken dinlemektedirler:

De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: "Doğrusu biz (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur'an dinledik. O (Kur'an,) 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız. Elbette Rabbimizin şanı yücedir. O ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk. (Cin Suresi, 1-3)

Kuran'da Cinler

Hz. Süleyman'ın emrine cinlerin verilmesinin onun için Allah'tan çok büyük bir destek olduğunu biliyoruz. Bu noktada Kuran'da verilen bilgiler üzerinde durmak gerekir.

Kuran'da cinlerin ateşten yaratıldıkları bildirilir. İlgili ayetler şu şekildedir:

Cann'ı (cinni) da 'yalın-dumansız bir ateşten' yarattı. (Rahman Suresi, 15)

Ve Cann'ı da daha önce 'nüfuz eden kavurucu' ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 27)

Sihir Yapmak ve Yaptırmaktan Sakınmak

"Helak edici şeylerden (bulunan) Allah'a şirk koşmaktan ve sihirden sakının" (Buharî c. 7, s. 29).

Sihir, sebebi gizli olduğu için, hakikate aykırı ola­rak tahayyül edilen göz boyacılığı ve hilekârlık yo­lunda cereyan eden bir şeydir. Esrarengizlik, sihrin sebebindeki gizlilik ve incelik zahiri bir câzibe, hile ve kötü maksat sihrin mâhiyetini teşkil etmektedir.

Sihir, muttarid sebepler hilâfına olarak bizzat Al­lah Teâlâ'nın dilemesiyle meydana gelen ve hârika sayılan işlerden değildir. Zira sihrin bir sebebi var­dır. Ancak bu sebebin herkes tarafından bilinmeme­sinden dolayı harikaymış gibi hayal edilir.

Kehanet endüstrisi örgütleniyor

Falcılık ve medyumluk dev bir sektör halini aldı. İstanbul’a Anadolu’dan falcı transferleri yapılıyor. Gizli kapaklı çalışanlar artık kurumsallaştı. Hatta “cinci hocalar” bile internete taşındı. Bazı web sayfaları reyting rekorları kırıyor. Gelişmeleri endişeyle izleyen uzmanlar uyarıyor: “Ümit tacirliği yapan bu kişiler toplumun ruh sağlığını tehdit ediyor.”


“Siz bir periyle evlisiniz, 3 çocuğunuz da bu periden; perilerden kurtulmak için bir beyaz, bir siyah tavuğun kanını alıp bunlarla banyo yapacaksınız; martın 20’sinden sonra şirketiniz büyük ciro yapacak, çok para kazanacaksınız; üç vakte kadar eşinle sorunların çıkacak, kötü günler yaşayacaksın; size kaynananız tarafından muska yapılmış, üç katlı bir evin bahçesindeki ağacın altına gömülmüş. Onu bul, bana getir; sorunların çözülecek.”