Medya

Mehmed Şevki Eygi'nin yazısı

M. Şevket Eygi, Sevda Türküsev'i yazdı
Nurcuların en büyük liderlerinden Mehmet Şevket Eygi, Sevda Türküsev'i köşesine taşıdı...

Son Güncelleme: 12:34 09 Ağustos 2010, Pazartesi
ÇOK takdir ettiğim Sevda Türküsev hanımefendinin (sevdaturkusev.com) "Ar Damarları Patlamış mı? Yoksa alınmış mı?" başlıklı yazısından birkaç cümle:

"Evli erkekler bekarım diye kız peşinde koşarlar...

Kelli felli iş adamları internete çıplak resimlerini koyup kendilerini tatmin ederler...

Kadınlar internette kendilerini pazarlar...

Resulullah'a (s.a.v.) yapılan iftira ve karalama "Innocence of Muslims" filmi ve şimdide "Charlie Hebdo Magazine" adlı karikatür dergisi

Gün geçmiyorki müslümanlara karşı bir provakasyon girişiminde bulunulmasın...
Geçtiğimiz günlerde medyada "youtube" internet video paylaşım sitesinde yer alan "Innocence of Muslims" Müslümanların masumiyeti adlı filmi duymuştum youtube'da bir araştırdım ki rezalet!...

İslama ve tevhid inancına düşmanlık besleyen siyonist güçler yine nefretini kusuyor ve yeni bir provakasyon yaratmak için islama ve manevi değerlerimize yine saldırıyorlar

Hollandalı Irkçı Milletvekili Geert Wilders'in Güya İslam'ı Karalamak İçin Hazırladığı "FİTNE" adlı filmden sonra

Muhteşem Yüzyıl Rezaletine Toplum Neden Sessiz Kalıyor......

Ülkemizde ifsatçı unsurlar eliyle yüzyıla yakın bir süreçtir uygulanan maziye sövmek, küfretmek, karalamak ve inkar etme geleneği kanunlara, sanata, sinemaya ve kitaplara dahi girmiştir. Bu milletin bin senelik tarihinin belgeleri başka ülkelere kağıt niyetine satılmış. Bin senelik yazısı bir gecede değiştirilerek toplumun mazi ile ceddi ile kültürü ile bağları kesilmiş. Topyekün uygulanan inkar politikaları anlı ve şanlı tarih ve ecdad yok sayılmıştır. Güya bütün bunlar ilerlemek Avrupalı olmak adına yapılmış.

Şeytanın Sanal Alemdeki Batakhaneleri.

İnsanlığın düşmanı olan ve her asırda milyonlarca insanı kendine köle ,hizmetçi ,asker ve arkadaş yapan şeytan, o insanlar vasıtasıyla toplumlara kötülükleri yaymış ve yaymaya devam ediyor.Kıyamete kadar Allahtan aldığı vaate binaen insanları saptırmak için akla gelmeyen yollar yöntemler ve telkinlerle insanları yoldan çıkarmaya devam edecektir..Her asra,zamana, duruma, konuma, yaşayışa göre eğlenceler ,zevkler, sapkınlıklar ,oyunlar , fantaziler telkin ederek insanları oyalamaya devam edecektir.

İSLAMİ SİTELERDE YAYINLANAN REZİL GOOGLE REKLÂMLARI

Öyle bir asırda yaşıyoruz ki kapitalizm ,sefih medeniyet ve materyalist zihniyetin tesiriyle Müslümanların iktisadi ,içtimai, idari ve siyası hayat tarzı ve yaşamı ile kafirlerin hayatları bir seviyeye gelmiş ve aralarında pek fark kalmamıştır..Akıl kalp ve ruhları etkisi altına alan dünyevileşme akımları ile hak batıl ,igüzellik çirkinlik, haram helal ,aynı dükkanlarda aynı saflarda satılmaya başlanmış.lüks ve cazibeli yaşama tutkusu ile helal ve haram kavramları unutulmuş.para kazanma uğrunda bütün mukaddesatlar feda edilmeye başlanmış.

Boyalı Eşek Sezonu Açıldı.

Hani adamın biri sattığı merkebi boyayıp yeniden satmış ya, dikkat kesilirseniz, seçim zamanları bizim memleketi de böyle sahtekâr tüccar tıynetinde ve boyalı eşek sûretinde yığınla poli­tikacının kaplayı­verdiğini görürsünüz.. Az-uz boyalı eşek satılmadı göz göre göre yıllardır şu diyâr-ı garîbanda!

MEDYA VE DİN İSTİSMARI

MEDYA VE DİN İSTİSMARI

Türkiye'de bir takım basın yayın organları var. Bunların din konusunda, islam konusunda herhangi bir hassasiyetleri yok. Bunlar Türkiye'yi soyan belli güçlerin güdümüyle hareket ediyorlar. Halka zulmetmeleri yetmiyormuş gibi, üstüne birde halkı sömürüyorlar. Bir de bazı İslami kavramları kullanarak sık sık manevi değerlerimize hakaret ediyorlar. " kahrolsun şeriat, kahrolsun İslamcılar " gibi başlıklarla bu cehaletlerini utanmadan sergiliyorlar. Bunu da malum medya yapıyor.

"Kadın"ı taciz ve istismar eden medya ve reklâmları

Reklâm kadını…

Taciz; uğrayan kişi tarafından hoşlanılmayan, rahatsızlık duyulan, sözlü, yazılı yahut davranışsal tavırdır. Taciz, kadına yönelik bir insanlık suçudur.


Televizyon, kitleleri biçimlendirmek üzere planlanmıştır ve öyle de hizmet vermektedir.

Televizyon ile belli yaşam tarzlarını -özendirerek-sunmak ve bunun kabul gördüğü topluluğu yönetmek, istediğini yaptırmak özellikle günümüzde çok daha kolaylıkla mümkün oluyor. Bunun başarıyla uygulandığı hedef kitle ise, kadınlardır.

Camide Dans Var

Günlerden Cuma. Vakit öğleye yaklaşıyor. “Namaz için hangi camiye gitsem?” Aklıma, hep gidip durduğum camiler yerine, şehrin oturduğum kesimini ikiye bölen anayolun öbür yakasındaki gecekondular arasında gündüz konmuş camilerden birine gitmek düşüyor. Yola koyuluyorum. Kimine göre nüfus artışının getirdiği bir zorunluluk, kimine göre ise büyüklenme tutkusunun tezahürü olan apartmanları yavaş yavaş ardıma alıyorum. Yürüdükçe, kat sayıları düşüyor. 10, 9, 8, 7, 6 derken, tek katlı, nadiren iki katlı evlerin ortasına varıyorum.

Çocukların odalarında 24 saat açık bomba var!

Murat ilköğretim 5. sınıf öğrencisi. Babası ona bilgisayarı bir yıl önce aldı. Bu yılın başından beri de internete girebiliyor. Her akşam saatlerce internette geziyor. Çünkü Türk Telekom’un ADSL kampanyası ile sabit bir ücretle sınırsız internet imkanından faydalanıyor. İnternet birçok ödevini yapmada ona büyük fayda sağlıyor. Ama interneti sadece ödev yapmak için kullanmıyor. Anne Feride Hanım, oğlunun bu sene çok ders çalıştığını ve odasından çıkmadığını söylüyor.

ANTİ-CİHAD ÖRGÜTÜ

arkadaslar danimarkaya artık dur demenin zamanı geldi.9 mayıs 2007 tarihinde sabah gazetesinde yayınlanan haber aynen şöyle;danimarkada şiddet içeren ifadeler taşıdığı iddiasıyla kuran'ın yasaklanmasını isteyen aşırı sağcı derneğin başkani,şimdide 'cihada karşı müslümanlarla silahlı mücadele örgütü' kurdu."anti-cihad danimarka"derneğini kuran Gravers,ülkedeki müslümanlara karşı silahlı mücadele vereceklerini söyledi.yeni oluşum ülkedeki diğer aşırı sağcı dernekleride aynı çatı altında toplamaya çalışıyor.yalnızca ülke içinde değil

Azınlık Gibi Düşünmek

Image Hosted by ImageShack.us

İki sene önceydi. İstanbul’da kış. Eminönü’nden kalkan vapur, nefeslerini soğuk havaya buhar buhar savuran insanlarla dolu. Herkes bozukluklarını çıkarıp çay söylüyor. Isınmak lazım. Rengarenk atkıların, eldivenlerin, berelerin, şalların arasından kaşık sesleri şıngır da şıngır duyuluyor. Şehir beyazları zarif bedenine bir geçirmiş ki görmeyin. Hırıltılı, kaba, huysuz taraflarını kapatmış. Hoş bir bakışı var şimdi İstanbul’un. Sanki Peygamberimizin: “İstanbul bir gün fetih olunacaktır” sözlerini ilk duyduğu an gibi siması: Utanmış. Bembeyaz utanmış.

Çocuk ve İletişim Ortamları

Image Hosted by ImageShack.us

Çocuk hem üzerinde kavramlar üretilen hem de bir birey olarak toplumsal yaşamın bir parçasıdır. Çocuğun varlığı, yokluğu yanında oluşan sorunlar kadar çocuğun yaşam içinde toplum ile iletişim ortamları ile nasıl bir ilişki kurduğu da önemlidir. Günümüz toplum yapısında aile kavramının ve bu aile kavramı içindeki çocuğun değişik biçimlerde etkilere maruz kalması çocuk kimliğinin de değişip, dönüşmesine neden olmaktadır.

Allah´sız teklif

Önce mafya dizilerini gördü bu vatandaş. Yeraltı dünyasını tanıyıp ayak uydurmaya çalıştı. Sonra Aliye geldi. Aldatma ve ayrılık örgüsüyle çocukların durumu konuşulmaya başlandı. Şimdi ise son günlerin en gözde dizisi Binbir Gece ile ahlaksız teklifi tartışır olduk. Yarın başka bir dizi çıkacak ve arkasından laf kalabalıkları yine havada uçuşacak.
Bu yapımcılar Türkiyeye ne konuşturacaklarını gayet iyi biliyor doğrusu. Onlar aldıkları reytinglerle ceplerini doldururken milletin sosyal yapısı bozulmuş çok mu? Meğer ne meraklıymışız bu tür dizilere.

Manevi çöküntü ve medya çıkmazı

İnsanı iyi tanıyalım

Teknoloji güzel bir nimet. İnsanın hayatını kolaylaştırıyor, aklını iyi kullananlar için güzel imkânlar hazırlıyor. Elbette, teknolojinin yan tesirlerini de gözardı etmemek lâzım. Cep telefonu, TV ve bilgisayarların radyasyon yayması gibi. Bunların da tedbirini almak ayrı bir çalışma konusu.

Her çalışma insan için olmalı. İnsanın mutluluğu ve insanın ihtiyaçlarını karşılamak için. İnsanı merkeze almayan çalışmaların kıymeti harbiyesi yok. Bu sebeple, insanı iyi tanımak gerekiyor. Maddî ve manevî özelliği, aklı, iradesi, ünsiyet duygusu ve hissetme gibi cevherleriyle bir bütün olarak tanımalıyız insanı.