Bizi internet mi mahvetti?

37 yaşındaki Ulviye Hanım yün örgü hırkası içinde başı önde oturuyor ve "Bizi bu chat işi mahvetti" diyor:


"Eşim internette chat (sohbet) yapıyor, tanıştığı çiftleri evimize çağırıyordu. Toplu seks yapıyorduk."


"Olay mahalli" Teksas'ın Dallas'ı değil; Manisa'nın Salihli'si...



Zamanla Ulviye Hanım, grup çalışmasından bıkmış ve yine internetten tanıştığı Mustafa Bey'le birlikte olmaya başlamış. Bir gün Mustafa Bey'le eve geldiklerinde kocayı alkollü bulmuşlar. Başına teflon tavayla vurup 3 yerinden bıçaklamışlar.
"Hayatımızı bilgisayarda chat mahvetti" diyordu Milliyet'teki haberde Ulviye Hanım...


* * *





Sahi, bütün bu "melanet"i eve internet mi soktu?
Aynı soruyu, her gün televizyon haberlerinde hayretle izlediğimiz "hunharlık - sapıklık" karışımı öyküler için de soracağım:



Bütün bu musibetlerin müsebbibi televizyon mu?
Yani evimize televizyon ya da internet girmeden önce biz kendi halinde, edebiyle yaşayan mazbut bir toplumduk da bu ışıklı kutular mı bizi yoldan çıkardı?
Grup seksi, seri cinayeti, küçücük oğlanların popo fotoğraflarını dünyaya dağıtmayı, 6 yaşında kızımıza alem önünde göbek attırmayı, aşığımızı eve alıp kocamızı bıçaklatmayı, şişme kadın uğruna arkadaş canına kıymayı, alacaklısına silah zoruyla etek giydirip şişeye oturtarak şantaj fotoğrafı çekmeyi, öldürdüğümüz adamı önce parçalara ayırıp bir güzel yaktıktan sonra küllerini saksılara bölüştürüp bahçemizin değişik köşelerine yerleştirmeyi...
...bütün bu "icat"ları televizyon ve internet mi öğretti bize?


* * *





"Evet. 10 yıl öncesine kadar biz melek kadar masumduk, bizi onlar kirletti" demek, suçu bu ışıklı kutulara atıp kurtulmak ne kolay olurdu.



Lakin televizyonun icadından beri "medyanın etkisi" üzerine yapılan araştırmalar, işin bu kadar basit olmadığını gösteriyor.



Elbette gününün ortalama 4 saatini - yani eşine, çocuğuna, arkadaşına ayırdığı vakitten fazlasını - ekran karşısında geçiren bir toplum, gördüklerinden etkilenecektir.
Ancak burada önemli bir ayrıntı var:
"Araştırmalar iletişim araçlarının etkisini doğrulamakla birlikte, bunun mevcut toplumsal ilişkiler, kültür ve inanç sistemleri çerçevesinde açığa çıktığını saptamışlardır." (McQuail, 1979)



Pek çok araştırmacı (Klapper, Pool, Hyman gibi) medyanın izleyicisini bambaşka bir kişi yapmaya gücünün yetmediğini, olsa olsa istekli ve yatkın kişilikleri uyarıp harekete geçirebildiğini ortaya koymuştur.
Çünkü izleyici, kendi tutumunu destekleyen mesajlara ilgi göstermektedir. O yüzden de medya, davranış değişikliği yaratmaktan ziyade, yerleşik davranışı pekiştirici etki yapmaktadır.




* * *





Buradan çıkan sonuç şu:


Medya bizde var olmayan "bir şeytan yaratmadı".
İçimizdeki şeytanı "uyandırdı" ve yerelden ulusal, global ölçeğe taşıdı.
Paparazziler, komşu evi dikizleme huyumuzu meşrulaştırdı.
Sübyancılık siteleri, saraylarımıza damgasını vuran bir adeti alenileştirdi.
Evde veya mahalle düğünlerinde zil takıp oynattığımız kızlarımız artık TV stüdyosunda oynuyorlar.
Eskiden, öldürüp köy mezrasına gömdüğümüz cesetleri ise büyük şehirlerde -yersizlikten - saksılara dağıtmak zorunda kalıyoruz.
Demem o ki, dostlar; bizi azdıran, baştan çıkaran, katil eden, günaha sokan, nesebimizi bozan, tek başına medya değil.
O sadece, nicedir gözümüzü diktiğimiz yasak elmayı dişleme cesareti verdi ve günaha mütemayil ar damarımızı "chat"lattı.


Can Dündar


8 yorum

gerçekten kardeşim

gerçekten kardeşim haklısın ya Allah senden razı olsun çok doğru ve mantıklı konudan bahsedip doğru şeyleri yazmışsın.benimde sözlendiğim insan namazlarını kılan ve sohbetlerine devam eden biriydi ve okadar çok seviyodum ama sonradan netloga facebooka ve bazı arkadaş arama sitelerine üye olduğunu gördüm şok oldum meğer gerçek yüzünü çok profesyonelce saklaıp beni internetlerde aldatmış e tabi nsıl olsa gören tanıyan bilen yok heryere üye olmuş kız arıyomuş benle beaber herkeside idare etmiş bir yıl boyunca çok yıkıldım ve bende internete buldum suçu ama içinde olduktan sonra internetin hiçbir suçu yok çok haklısın be kardeşim araç olarak kullanılıyo sadece mantığım anca kabul ediyo...allah tekrardan razı olsun bu mümin kardeşinizide dualarda unutmayın..

02.10.2008 - gönül hezeyanda

tek sebeb

Namazlarını doğru kılıp faiz yiyen,tanımadığı mahremi olmayan insanlarla konuşan,nette pornogrofik içeriklere bakan,olur olmadık yerde annesine büyüklerine bağıran,eşini aldatan insanlar maalesef tanıyoruz.Bunun gerçek nedeni nefsi düşman ilan edilememekten kaynaklanıyor.Çünkü abdest namaz ibadet kulun kendisi için yaptığıdır.

Kul Allah-u Teala için bir şeyler yapmadığı müddetçe Rabbim onu kendi haline bırakıyor ve fırsatını buldumu kötülükleri işliyor ve günahtan sonra Allah ım ben ne yaptım diyor kısa süre sonra tekrar işliyor. Çünkü Mevla onu kendi haline bıraktı Rabbi için için bir şeyler yapmadı.Yapılacak şey nefs denen azgın canavarın yularını elimize geçirip sıratı müstakim üzere bağlamaktır yoksa bağlanmazsa ne kadar ibadet edilir edilsin şeytan o yuları kendi eline alır istediği yere şartların el verdiği ölçüde götürür.Nefsi düşman bilmek en büyük ibadettir çünkü nefs Rabbimize şirk koşmuş inkar etmiştir.Evliyalar büyükler hep nefsi ile mücadele edip onu yendikleri için onun sımsıkı sıratı müstakim e bağladıkları için o mertebeye gelmişlerdir.

Yapılacak şey önce bir büyüğün sohbetine katılmak yoksa kitaplarını yayınlarını okumak ve işlenilen haramlar derhal terk edilmeli dinimize ve dünyamıza faydası olmayan işlerde sırasıyla terk edilmelidir.Nefse birden yüklenmek onun kaçmasına neden olur nefsi ürkütmeden yavaş yavaş üstüne gidilmelidir.Nefs küfür ve nifak ateşini bize yönelttiği vakit bizde tavkva ve iman ateşini ona yöneltmeliyiz.Zaman ve sabır en büyük aşamadır. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun.

29.09.2008 - smart_doğan

İnanamıyorum

Bu doğru olabilir mi? Bu nasıl bir iğrençliktir.Allahıııım ıslah eyle yarabbim.

05.04.2007 - nurs

ne diem ki allah hepimizi

ne diem ki allah hepimizi affetsin
her şeyin hayırlısını versin çocuklarımızı bu beladan korusun

01.04.2007 - fatma_33

...

içimizde vardı açığa çıktı
evveldende vardı ama şartlar hasebiyle bunların yayılma süreci daha az ömürlüydü
teknoloji geliştikçe şartlar rahatlaştıkça insanoğlu olarak dengemizi şaşırdık herşey sadece daha gözönünde bize verilen nimetleri kullanma yönümüz ise apayrı bir sıkıntı teşkil ediyor
Allah sonumuzu hayr etsin
dua dua yalvarmalıyız içinde bulunduğumuz zamana ve getilerine yenik düşmemek adına

12.03.2007 - dolunay

Hâl-i Pür Melâlimiz

Ahvâlimizin gidişatı hiç de hoş değil. Rabbim yardım eylesin cümlemize.

12.03.2007 - ankebut-57

inandığın gibi yaşamazsan yaşadığın gibi inanmaya başla

Burada medyanın sucu yoktur denilmiyor zaten insanlar zamanla bu ortamları doğal kabul edip her şeyi yapar

11.03.2007 - cigerci

Sözün Özü

Evet bizi ne çet nede medya mahvetti sadece onlar bize bir araç bir sebeb oldular bizi bizim içimizdeki
şeytanın dışarı çıkması hortlaması azgın nefsimizin bitmek tükenmek bilmiyen arzu ve istekleri mahvetti..kısacası sözün özü
"islamdan"uzaklaşmamız tam mağnasıyla yaşıyamamız amel eksiklimiz...içimizdeki bütün kötülükleri gün yüzüne çıkardı...VESSELAM VEDDUA

07.03.2007 - vuslat gülü

Konular