ZULMÜN VE ZALİMİN PSİKOLOJİSİ

Mahmut Kahraman


Zulüm kelime anlamı olarak, ışığın olmaması yani "karanlık" anlamına gelir. Ancak daha geniş anlamıyla, bir şeyi yerinden etme, hakkı yerine koymama, baskı şiddet, hak yeme, eziyet ve işkence gibi anlamlara gelİE Kısacası bütün büyük ve küçük haksızlıklar ve dengesizliklerdir.Zalim ise bütün bu yukarıda saydığımız tanımları bilerek ve isteyerek, sözüm ona kendince haklı olduğunu bir takım gerekçelere dayandırarak işleyen kişi ya da kurumdur.Anlatılır; kedi yavrularını yemeyi kafasına koyduğunda onları fareye benzetirmiş. İşte zulümlerin ve sonuçta da zalimlerin psikolojisi buradan başlar. Yani zaten yapmak istediklerini ve tasarladıklarını bir takım ön gerekçeler bularak, haklı bir zemine oturmak isterler.Kur'an'da sıklıkla bahsedilen, tarihin en meşhur zalimlerinden olan Firavun dahi, Hz. Musa'ya karşı zulmünü meşru gösterebilmek için, halkına; "Size zarar vermesinden ve sizin dininizi değiştirmesinden korkuyorum" demişti. Bu gün de eskinin zalim Firavunlarından hiç de altta kalmayan dünya Firavunlan da yaklaşık aynı gerekçeleri ileri sürmektedirler. Çünkü asıl varılmak istenen mevcut işgal düzenini sağlamlaştırmak için karşı tarafı adete "yemek"tir.

Esen gücün rüzgârıdır

Bugün bütün dünyada aslında tek bir rüzgar esmektedir. O da "gücün" rüzgarıdır. Eğer güç varsa ezme, yok etme, evini elinden alma hakkı da var demektir. Çünkü temelde bütün insanlar başarılı ve üstün olmayı istemektedirler. Ancak bunun biraz daha derinine inildiğinde karşımıza çıkan şey güç olacaktır. Güç insanların ortak amacı olagelmiştir. Eğer gücün varsa gözüne kestirdiğin ya da evine ve toprağına gözünü diktiğin, haince emellerini, bütün dünyanın gözünün içine tebessümle bakarak gerçekleştirirsin ve kimse de bu zulme ses çıkaramaz. Çünkü güç herkese kendisine "secde" ettirmiştir. Allah, Adem'e secde etmesini istediğinde, şeytan da kendisinin üstün ve güçlü olduğunu düşünüyordu. Ancak çok geçmeden Allah onu oradan aşağıya indirmişti. Bu böyledir, çünkü zulüm mutlak değildir. Ve bütün zalimler bunu mutlaka öncekilerin tattığı gibi tadacaktır!

Zalimin psikolojisi

Zalimlerin zulüm yapmalarının doğuran en büyük etken, zulmetmeyi kendine haklı gördüğü kesimin, kendisine "mutlak itaat" beklentisinde olmasıdır. Çünkü zalimler "mutlak otorite" olmayı isterler. Eğer karşı tarafta birileri ona itaat etmezse, o zaman orası onun gücünün bittiği yer olacaktır. İşte bu durum zulmedenleri çileden çıkarıcı bir durum olacaktır. Çünkü kendisine itaat etmesi gerektiğine inandığı halk, itaat etmiyorsa, orada onun gücünün geçmediği ortaya çıkacaktır ki bu bir zalim için olacak şey değildir. İşte bu durum zalime zulüm için haklı bir zemin oluşturmuş olacaktır.Mutlak itaat isteği, "ilahlaşma sürecinin de" bir yansımasıdır. Çünkü kula kulluk zalimlerin en büyük rüyasıdır. Onlar, bütün kuralları belirlemek ister, onlar nereye gidilip gidilmeyeceğini, neyin giyilip giyilmeyeceğini, nasıl yaşanıp nasıl yaşanmayacağını belirlemek isterler. Zalimler özelde kendilerinin çok doğru olduğuna inanan, dolayısıyla da kendisine "tapan" insanlar oldukları için de gelende elinin altındaki insanların tam olarak "kendisine tapmasını" isterler. Zalimin cesareti gücünden gelmektedir. Gücü kalmadığında şahsiyet olarak bir hiç olduğunu bildiği için de temelde "korkak" insanlardır. Bu korkaklıklarının ortaya çıkmaması için etrafına abartılı bir duvarla örmüşlerdir. Psikolojik olarak da genelde zayıf karakterli, çeşitli endişeleri ve kompleksleri olan, acımasız ve "yok edici" tipler oldukları için insanlara hep yukardan bakan ihsanlardır. Zalimler genelde iç huzuru olmayan ve sürekli acı çeken insanlardır. Acı çektirmeyi bu kadar sevmeleri bundan ileri gelir. Acı onlar için kutsaldır. Kendi inandığı değerlere inanmayanları, inandırmak için bütün kaba kuvvetini devreye sokarlar. Zalimlerin hepsi, aşırı hassas ve alıngan insanlardır. Bu durum onlar için cezalandırmayı hızlandırıcı önemli bir unsurdur. Ben merkezciliklerini insanların bir takım kısmî yanlışlıkları ile beslerler. Onlar için en önemli Şey, kurmuş oldukları kaim camdan kulelerinin devamını sağlamak ve gücünü artırmaktır. Çünkü gücün bittiği yerde "hiçlik" başlayacaktır.
Sonuç:
Allah kitabında zalimleri anlatırken, onların azgınlıklarına dikkat çeker. Azgınlık aslında, insanlığı aşmış ve karşı tarafa geçmiş olanın bir doğal sonucudur.
Daha genel bir ifadeyle söylemek gerekirse, bütün zalimler insanları yurtlarından ederler ya da yurtlarına saldıranlar, haksızlık ve azgınlık yapanlar aslında ruhen "hasta" insanlardır. En büyük hastalıkları ise bu hastalıklarının farkında olamıyor olmalarıdır.
Son olarak şunu söylemek gerekir ki, zalimin zulmüne temelde zulme uğrayanlar izin verirler. Daha da doğrusu Hz. Ali'nin dediği gibi, zulme rıza göstermek en az zalimlik kadar suçtur.


Konular