Şükretmemiz gereken ne kadar çok şey var!..
Yaratıkların bütününü bir ağaca benzetirsek, bu ağacın meyvesi insandır. İnsanın meyvesi Müslüman'dır. Müslüman'ın meyvesi, şükürdür.
Birisi bizim için gitse, bir kilo meyve alıp getirse ne kadar çok seviniriz. Mutluluğumuzu ve memnuniyetimizi o şahsa belli etsek, "Ne kadar iyi düşünmüşsün, beni sevindirdin" desek adam düşünür, "Arkadaşımın hoşuna gitti. Yine alayım da, yine memnun olsun" der; o da birini memnun etmenin sevincini yaşar.
Allah da böyle... "Kulumun hoşuna gitti, biraz daha vereyim." der.
İnsanlar genelde ellerindeki nimetlerin farkında olmaz. O nimet onlara hep verildiği için, ünsiyet oluşur. Yani insan, nimeti göre göre o nimetin varlığına alışır. Bu çok tehlikeli bir durumdur.
Mesela her gün güneş doğup batıyor, bu düzene alışmışız. Güneşin doğup batması bizim için önemli değil.
Fakat bir gün güneş doğmasa?
Nefes alıp vermeye alışmışız. Nefesimiz göğsümüzde düğümlense perişan oluruz.
Alışkanlıklar pek çok nimetin üstünü örtüyor. Bu sebepten Allah, alışkanlıklarımızı zaman zaman bozuyor. Ramazan bunun en güzel örneği...
Gerçekler mukayese ile anlaşılır. Ramazan'da nefsiyle mücadele edenler, yokuş çıkan adama benzer. Yol yokuş, yük ağır... Yorgun düşüyoruz, dizlerimiz titriyor. Amma biliyoruz ki, cennete gitmenin yolu, ibadetlerdeki zorluğa katlanmaktan geçer.
Memnuniyetle yapan bilir ki, Allah'a itaat etmek, zevklerin en büyüğüdür. Bu zevkin sırrı, Allah'a muhatap olmaktır.
Alışmak, insanı nankörlüğe götürür. Nankörlük, verilen nimetin kıymetini bilmemektir. En güzel yerlerde en büyük günahların işlenmesi nankörlüktür. Sağlıklı insanların sağlığıyla, zengin insanların malıyla harama koşmaları nankörlüktür.
Şükretmek için, insan olduğumuzun farkında olmak lazım evvela... Kuşlar şükrediyor mu? Kuş, dala konar, istediği meyveden istediği kadar yer; uçar gider... Müslüman'a kuş gibi hareket etmek yakışmaz. Meyveyi yerken meyveleri yaratanı, o meyveleri bize ikram edeni, yeryüzünü bir sofra gibi önümüze kuranı, midemizi yaratanın, midemizin ihtiyaçlarını da yarattığını düşünüp, şükretmek Müslüman'a yakışan bir haldir. Kuşun beyni, nimetlerin kıymetini anlamaz. Allah insana öyle bir beyin vermiş ki, nimetlere bakar, nimeti vereni anlar. Anlamaması nankörlüktür.
Üstad Bediüzzaman diyor ki: "Âlem-i İslam aç iken, telezzüz haramdır." Öbür tarafta Müslümanlar açlıktan kıvranırken, lezzet peşinde koşmak haramdır. Şükretmek, Allah'tan yenisini istemektir. "Allah'ım bu nimet çok güzel, yine ver" demektir.
Tr: 1 8 15 22 29 36 43 50 57 64 71 78 85 92 99 106 113 120 127 134 141
En: 7 14 21 28 35 42 49 56 63 70 77 84 91 98 105 112 119 126 133 140 147 154 161 168 175 182 189 196 203 210 217 224 231 238 245 252 259 266 273 280 287 294 301 308 315 322 329 336 343 350 357 364 371 378 385 392 399 406 413 420 427 434 441 448 455 462 469 476 483 490 497 504 511 518 525 532 539 546 553 560 567 574 581 588 595
Yorumlar
Yeni yorum gönder