Sefih medeniyetin kriterlerine göre şekillenen kültürlü insan modeli

18. yüzyıla kadar dünyanın manevi güneşi olan ve nurani düsturları ile insanlığın ahlaki ve ilmi menbaı olan Kuran ve sünnetin fen ve felsefe adı altında batıdan gelen dinsizlik fikirleri ile ref edilmeye başlanması ve Kuran ve sünnetin muvakkaten hakikatlerinin gölgelenmesi ile parelel olarak başlayan maddeperestlik dinsizlik dininin intişarı ile batıda “inanılacak tek yer dünya hayatıdır ve mamur edilecek süslenecek yaşanacak rahat edilecek yer olan başka hayat yoktur”. fikirleri maddi gelişmelerin başlangıcı olan sanayi devrimiyle birlikte ilim ve teknoloji icat buluşlar akıl almaz bir hızla günümüze kadar hızını kaybetmeden gelmiş hatta hızını daha da artırarak insanlar için hayal olarak görülen icat ve buluşlarla yoluna devam etmiştir..
Evet bu fen ve teknoloji hayatın her alanında insanların hayatlarına inanılmaz kolaylık,rahatlık, getirmekle beraber insanlığın aleyhine olarak yüzlerce binlerce senede kazanılan dini örfi ilmi siyasi vb gibi toplumları ayakta tutan değerleri de yavaş yavaş ya değişmesine yada ortadan kalkmasına zemin hazırlamıştır.toplumun değer yargıları kültürleri adet ve yaşayışları bu maddi hayat felsefeler üzerine tesis edilmeye başlanmış,.fen ve teknoloji ilerledikçe ahlaki değer dinamikleri gerilemeye başlamış,teknolojiler ahlaksızlığa iffetsizliğe toplumun değerlerinin aleyhinde kullanılmaya başlanmış.ahlaki değerler teknolijinin hikmetlerine feda edilmiş.hayatlar teknolojiye göre ayarlanmaya şekillenmeye başlanmış. Teknolojinin sunduğu suni hayatlar, oyunlar dini ve ahlaki ve örfi düsturların yerini almaya başlamış. İnsandaki duygu hissiyatlar akıl ve ruh vb gibi maddi ve manevi cihazatlarını yavaş yavaş öldürerek onu teknolojik robot olmaya doğru götürmüş. Düşünce fikir hayat yaşam vb gibi geniş ve sınırsız kavramlar küçük dairelere, küçük geçici zail kısa gayelere hizmetkâr kılınmış. İndirgenmiştir.. Artık toplumda kültürün, medeniliğin göstergesi, bu teknolojik oyuncaklar, bu suni hayatlar ve kısır beşeri şaşkın fikirler, çürük madde temeller sayesinde kazanılan ve üretilen bilgilerin beyinlerde kalplerde fikirlerde intişar etmesi birikiminden ibaret olmuştur. ama bu gerçeği anlamayan veya anlama sıkıntısı çeken ve ilim ve kültürün neye hizmetkar kılındığını idrak edemeyen suni profösörler, cahil alimler beyanlarında şöyle iddia etmektedirler: eski zamanların islam alimleri şimdiki zamanda olsalar bizden ve medeniyetimizden ders alacaklar” hezeyanını savuran ama yazdıkları birkaç kıymeti olmayan ve kendi bilgi birikimlerinden ziyade kes kopyala yapıştır tarzı kitap yazma marifetlerinden başka bir şeyleri olmayan ve dillerindeki ve kelime darağacıklarında ki kelime sayısı binleri geçmeyen ve günlük konuşma dillerinde kullandıkları kelime sayısı 500 geçmeyen bu suni profların,sui ulemanın savundukları bu asrın kültürlü, çağdaş ilerici medeni görgülü insan modelinin aslında özelliklerinin:

Okuyan ve hatmeden ama; içinde ahlaktan dinden imandan kelamdan edepten iffetten şereften izzetten hikmetten yoksun, hergün 60 sahifelik, dini ilmi fikri kitaba, denk gelecek 15-20 sahifelik şehvet, et, yalan pazarlarının baş köşeleri tutuğu gazetelerini, yüksek sosyetenin günü birlik ahlaksızlıklarının pazarlandığı magazin dergilerini büyük bir iştiyakla gerekli ve zururiymiş gibi ve pembe dizileri hatmede marifet sahibi olduklarını,

Yaşayan ama içinde hak ve din namına sıdk, adalet, teavün, tesanüd, düstürlarının, hikmet ve hakikat, adalet fazilet, şecaat, iffet sıdk uhuvvet, ilahi emirlerin, nebevi hikmetli düsturlarının değil, herkesi düşman ve rakip telakki ve tevehhüm eden merhametten yoksun, menfaat çıkar, kizb aldatmak, hırs ile mücadele süslenmiş, batıl idolojileri ve beşeri sistemleri benimseyerek yaşama marifeti sahibi. Olduklarını,

Dinleyen ve ama hak namına hesabına kelamı ilahiyeyi, hakikati ilmiyeyi değil, içinde hakikat ve hikmetten yoksun, beyni bir şehir çöplüğüne çeviren yetimane şehevane isyankarane ve hüzünane şarkıları, türküleri, şiirleri, hikâyeleri ve fıkraları başkaların eğlendirmek, boş sözlerin maskaralığını yapmak için dinleme marifeti sahibi olduklarını,

Araştıran ama hak namına din namına, iman hesabına, insanlık yararına değil, içinde toplum ve içtimai hayata faideli gayeli gerekli zarureti olmayan, mahrem hayatlar, zulüm ve zulumatlı oyunlar, amerikan tavuklar, denizli horozlar, takla atan kuşlar, ahlaksız edepsiz iffet namus fukarası amerikan ve türk yalancı yıldızlar vb gibi abesiyet ve iştigalleri işledikleri haltları büyük zahmetlerle araştırma marifeti sahibi, olduklarını,

Öğrenen ama islam hesabına, ilahi kelamullah uğruna, insanlık adına değil, sadece kendisine faide verecek, bazen vermeyen sanki çok gerekliymiş gibi başkalarıyla paylaşma gayesi ile siyasi, politik çekişmeleri, harp boğuşmalarını, hobi diye kendisine ve çevresine faidesi olmayacak sanatsal ve müziksel ve görsel oyun ve tekniklerini, uhrevi hayatına hiçbir faidesi olmayan fen ve dinsiz felsefe ilimlerini öğrenme marifeti sahibi olduklarını,

İzleyen ve gözleyen ama ilmi gelişmeleri, tefekkür namına yıldızları, kâinatı, esmai ilahiye hesabına mevcudatı değil sadece sokaklarda namahrem görüntüleri, sinsice gizlice takip eden izleyen, büyük iştiyak ve merakla batıl filmleri, çirkin görüntüleri, şevkle heyecanla özleyen ve gözleyen marifet sahibi olduklarını,

Bilen ama İslam dinini, Allah’ı sünneti edebi ve ilmi hakikatleri ve ahlaki değerleri değil, sadece dünyevi yaşamı için gerekli ve zaruri gördüğü ve aslında heva ve helâya gidecek ilimlerden ibaret olan işkembe ilmi ve fuziliyat ilimleri olan modayı, müstehcen
Sanatı, amerikan artislerini, Avrupa futbolcularını, siyaset adamlarını, gece hayatını, en meşhur içki adlarını bilme marifeti sahibi olduklarını,

Seven ama ahlaki ilmi kültürel, edebi kişilik değer sahibi insanları değil, namus ve şeref izzetten fukara, ahlaki değerlere dini değerlere zıt ve düşman olanları, hakiki olarak nefsinden ve menfaatinden başkasını sevmeyen, sevilmeye layık olanları bırakıp sevilmeye layık olmayanlara muhabbetini veren aslında kendisine hiçbir faidesi olmayanları ve hiçbir kemalatı ve topluma faidesi olmayanları sevme marifeti sahibi olduklarını,

İtaat ve teslimiyetli, ama ilim sahibi izzet sahibi iyilik sahibi kerem sahibi olanlar, dine İslama, Kurana ve sünnete değil, güçlü olanlara, menfaati olanlara, iltifat edenlere, nefis ve şeytana paraya ve mevki ve makama teslim ve itaat etme marifeti sahibi olduklarını,

Yükselen ama ilmiyle ahlakıyla doğruluyla faziletli ve erdemli kişiliği ile Sünnet ve Kurana göre şekillenmiş karakteriyle maddi ve manevi teraki eden değil, zaiflerinin omuzlarına basarak, yükselmek uğruna her şeyi mübah gören bir bencil mantıkla hareket eden, insanı değerlerden ziyade nefsanî ve hayvani sıfatlarda terakki eden, insanı değerlerde tedenni eden maddi makamları kat eden ve manevi makamlarda tepetaklak giden esfeli safilin çukurlarında yuvarlanan yuvarlandıkça ahlaksızlık ve iffetsizlikte yükselme marifeti sahibi Olduklarını,


Düşünen ama toplumun maddi ve manevi değerlerini, ilmi ve dini hikmet ve hakikatlerini yüceltmeyi yükseltmeyi, değil, kesesini menfaatini, vehmi hayali farazi işleri, sufli malayani düşleri, kısayoldan köşelik olmayı, düşünen iki ayaklı insan modelleri ve nesilleri olmaktan ileri gidemediklerini bilmiyorlar ki galiba bu hezeyanları savuruyorlar.

İşte bu gibi filosof ve ilim adamı olarak geçinen adamların katkıları ile ortaya çıkan insanlığa değil nefis ve hevaya, hayvanlığa, hedonizme, hizmet eden bu kültürlü insan modelleri sayesinde ülke fene, felsefeye, tekolojiye, medeniyete, adalete, sosyal barışa hizmetten ziyade heva ve heveslere hizmet eder bir hale geldi. Salt tüketen üretmeyen, hazır zamana müptela olan, insani değerlerini yitiren, hayatın asıl gayelerinden uzaklaşan, küçücük dairelerde ruhunu kalbini ve letaiflerini boğan, hayatın lezzetin zevkini haz, hız ve sazda arayan, bencil hodgam hodfüruş, riyakâr, menfaatperest, akıldan, hikmetten iffetten, edepten istifa eden, insan yığınların meydana getirildiği bu ülkede kültürlü insan modelinin kriterlerini taşımayanların gerici cahil çağdışı ve geri kafalı olarak tavsif eden bedbahtlar bilmiyorlar ki bugün bir Profun konuştuğu günlük kelime sayısı 500 yi geçmezken 10 yüzyıl Bağdat şehrinde en fazla 100 kütüphane varken, bugün en büyük ve nüfusu milyonları bulan bir şehirde kütüphane sayısı 50 yi geçmez,10 yüzyılda öyle insanlar vardı ki 700 bin kitaptan oluşan kütüphaneye sahipti. 10 yüzyıl önce en basit ve avam bir adamın bile bildiği kelime sayısı bugün bizim kullandığımız 500 sayfalık bir sözlüğün içindekiler kadardı. Günlük kullandığı kelime sayısı 1000 taneden fazlaydı. Bugün en iyisi denilen bir Profun yıllara ancak birkaç dişe dokunur kitap neşrini sığdırabilen, eserlerini aşırma yöntemi ile yazan insanlar bilmiyorlar ki 10 yüzyıl önce bile günde 2 defter dolusu yazı yazan alimler,17 yaşına kadar binlerce hadis ezberleyen,5 yaşında Kuran ezberleyen, , en büyüğünün ömrü boyunca yüzlerce ciltlik kitaplar yazan, çok okumaktan gözleri kör olan, milyonlarca hadis ezberleyen, sadece bir ilimde değil bir çok ilimde mütehassıs alimlerin ve insanların olduğu İslam medeniyetinin mekteblerinde okuyanlar, nerede, okullardan çok kahvehanelere, meyhanelere, barlara, stadyumlara hapishanelere cafelere mahkum olmuş, sufli ve hazır zamanın mahkumu, kalp akıl ve ruhu ifsat olarak, bozulmuş ve mezbeleye dönmüş bir millet ve medeniyet nerede. İslamın yüksek ilmi ve faziletli hikmetli hakikatli medeniyeti nerede, sefih medeniyetin kısır sefih adi hayvani medeniyeti nerede. M.KAKCA


Konular