Sarık Sünneti

Madem Allah, namaz esnâsında ziynetlerimizle onun huzuruna çıkmamızı istiyor. Ve madem sarık mü’minin tâcı, süsüdür, öyleyse namaz esnasında sarık sarmak da, Allahın rızâsını üzerimize celbeder. Bu yüzden sarıkla kılınan namazın sevâbı, sarıksız kılınan namazın sevâbından daha fazladır.



Peygamberimizin âhir zamanda geleceğini haber veren eski kutsal kitaplarda ondan “Sahibü’t-Tâç” diye bahsedilir. Taç’tan kasıt “sarık”tır. Peygamberimizin krallar gibi taç takmadığı, ama sarık sardığı herkesin malûmudur. Pek çok hadis kitabında “El-Amâme” “El-Amâim” ismiyle sarıklardan bahsedildiği gibi, yine pek çok hadis kitabında müstakil “El-Amâim” yani “sarıklar” isimli bablar (konu başlıkları) da vardır. Bu hususta bazı hadisleri de kaydedelim:

Tabiînden Ebû Abdusselam şöyle der:
İbn Ömer (ra)’dan, “Nebî (sav) nasıl sarık sarardı” diye sordum. İbn Ömer şöyle dedi: Başına sarığı sarar, ona bir kuyruk yapar ve sonra arkasından sarkıtırdı. (Beyhaki, Şuabu Îman, c.5, s.174)

Hadis râvilerinden Ubeydullah şöyle demiştir:
“Şeyhlerimiz (Tabiîn’in büyükleri) bize Peygamberimiz (asm)’ın ashâbının sarık sardıklarını ve sarığın ucunu iki omuzları arasına bıraktıklarını (çokça) gördüklerini rivâyet ettiler.” (Musannef ibn Ebî Şeybe, c.5, s.180)

Sarığı emreden bir hadis de şöyledir:
“Sarık sarınız! Çünkü o meleklerin nişânı, alametidir. (sarığı sardıktan sonra) arkanızdan sarkıtınız. (Beyhaki, Şuabu Îman, c.5, s.176)

Bedir Savaşı’nda beş bin melek Peygamberimiz ve sahâbelerin imdâdına gelmişti. Gelen meleklerin hepsi sarıklı idi.
“Rabbiniz, alâmetli beş bin melekle size yardım edecektir ” âyetindeki “Müsevvimîn” “alâmetli, nişanlı” kelimesinin “sarıklı” manasında olduğu tefsirlerde beyan edilmiştir . Allah’ın peygamberine yardıma gönderdiği meleklerin sarıklı olması, sarığın Allah katında makbul ve râzı olunan bir kisve olduğuna işârettir.



“SARIKLAR MÜSLÜMANLARIN TÂCIDIR”
Şehrimizin vâlisiyle veya yüksek düzeyde bir idareci ile görüşeceğimiz zaman, onun yanına en güzel kıyafetimizle mi, yoksa pejmürde bir kıyafetle mi gideriz? Elbette en güzel kıyafetimizle gideriz. Böyle olduğuna göre âlemlerin sultanının huzuruna da temiz ve güzel elbiselerle çıkmamız gerekmez mi?

Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak kullarına namaz esnasında süslenmelerini,
“Ey Âdemoğulları! Her namazda ziynet-(ler)inizi üzerinize alınız (güzel elbiselerinizi giyiniz)” âyetiyle emretmektedir.
Peygamberimiz (asm) da
“Allah güzeldir güzeli sever”, “Allah kendisi için süslenilmeye daha lâyıktır” buyurmuştur.

İşte Allah’ın huzuruna çıkarken başımıza saracağımız sünnet olan sarık da bizim Allah’a karşı süsümüz ve güzelliğimizdir.

Peygamberimizin bir isminin “Sahibü-t Taç” olduğunu yukarda zikretmiştik. Sarığın “taç” oluşu yalnızca Peygamberimize değil, onun bütün ümmetine de has bir özelliktir. Bir hadiste “Sarıklar Müslümanların tâcıdır” denmiştir . Taçlar hükümdarların süsü, sarık ise mü’minlerin süsüdür.

Madem Allah, namaz esnâsında ziynetlerimizle onun huzuruna çıkmamızı istiyor. Ve madem sarık mü’minin tacı, süsüdür, öyleyse namaz esnasında sarık sarmak da, Allah’ın rızâsını üzerimize celbeder. Bu yüzden sarıkla kılınan namazın sevâbı, sarıksız kılınan namazın sevâbından daha fazladır.

Câbir (ra)’dan rivâyet edilmiştir:
“Sarıkla kılınan iki rekât namaz sarıksız kılınan 70 rekât namazdan daha üstündür.” (Deylemî. Müsned-i Firdevs, c.2, s.265, 3233)

(Başka bir rivâyette şöyledir: “Sarıkla kılınan nafile veya farz bir namaz, sarıksız kılınan 25 namaza denktir. ”)


ÂHİR ZAMANDA SARIK

Sarıkla ilgili bazı hadisler nakledilmiş, fakat onlara zayıf denilmiştir. Hâlbuki tahakkuk etmeleriyle zaman onların doğruluğunu tasdik etmiştir. Aşağıda nakledeceğimiz hadisler işte bu vuku bulmalarıyla doğruluğu tahakkuk eden hadislerdir.

İbn-i Abbas (ra)’dan rivâyet edilmiştir:
“Sarıklar mü’min için vakar, Araplar için izzettir. Araplar sarıklarını bıraktıkları zaman izzetlerini de bırakmış olurlar.” (Deylemî, c.3, s.88, 4247)

Bu gün Araplar umûmiyetle sarık sarmazlar ve dünya üzerinde bir izzetleri ağırlıkları da yoktur. Bu yönüyle bu hadis tahakkuk etmiştir diyebiliriz.

Ebû Ümâme (ra)’dan rivayet edilmiştir:
“Sarıkların bırakılıp, takkelerin giyilmesi kıyâmet alâmetlerindendir.” (Deylemî, c.4, s.5, 6002)


SÜNNETİ İHYA
Tirmizî’nin rivâyet ettiği bir hadiste şöyle buyrulur:
“Kim benim sünnetimi ihya ederse o beni seviyor demektir. Kim de beni severse o cennette benimle beraber olur.”

Tek sünnet elbette ki sarık değildir. Biz, “Bir şey bütünüyle yapılamıyorsa, o bütün bütün terk edilmez” kaidesiyle, elimizden geldiği kadar sünnetlere uymalı, sünneti ihyâ etmeliyiz. Dışarıda sarık saramayabiliriz ama kendi hânemizde sarabilir ve Allah’ın huzuruna o şekilde durabiliriz.


Sinan TÜZÜN
s.tuzun@irfanmektebi.

İrfan Mektebi dergisinden..


7 yorum

İMANI KORUMANIN GÜVENCESİ

Efendiler efendisi bize iki emanet bıraktı yolumuzu şaşmayalım diye, biri Allah'ın kelamı diğeri adeta yaşayan bir Kur'an olan hayatı seniyeleri.
kayıtsız şartsız bu kurallara uyan kimsenin sahili selamete ulaşması kuvvetle muhtemeldir.İnsan ancak tanıdıkça sever sevdikçe yaşar,yaşadıkça kendisini ve sevdiklerini kurtarır dünyanın ve ukbanın ateşinden.
Dolayısıyla insanlığın iftihar tablosu miraç'tan döndüğü zaman müşrikler Hz sıddık ın yolunu keserek
-Seninki gökleri aşarak Allah'la konuştuğunu söylüyor
dedikleri zaman alaycı bir tavırla. Şu müthiş cevabı veriyor Hz Ebubekir
- O söylüyorsa doğru söylüyor.
Evet onu tanımak için didik didik etmek gerek hayatı seniyelerini onun gibi yaşamak ,onun gibi nefes olmak tabiri caizse.Onu tanımak onu sevmeyi sevmek ona uymayı getirecek.
-Geçen gün bir konferansta konuşmacı olarak katılan akademisyenin sorusuna verilen cevap içler acısıydı malasef soru"acaba kaç kişi sonuna kadar efendimizin hayatına dair bir kitab okudu" malesef kalkan parmaklar salondakilerin belki beşte birisi kadardı.
-Son olarak nedenine niçinine dalmadan tam bir teslimiyetle,Efendiler efendisinin hayatı seniyeleri öğrenlilmeli ve o yapmışsa en doğrusunu yapmış denilerek ona uymalı ve güzel arkadaşlar edinilmeli yapmış olduğu hizmetlerden şahsı adına nemalanmayı düşünmeyen.Ancak bu şekilde şeytanın aldatmalarından korunmak mümkün olabilir.

Sevgiye aç bütün gönüllere selam olsun.

24.04.2008 - PARATONER

..

kalbi temiz olanlar ama sarık sarma ve benzerleri sünneti seniyyeyi yapıyor zaten

19.04.2008 - yasssar

sarık sarmak

allah sizin kılığınıza değil kalbinize bakar.

16.04.2008 - rey2466

Rey 2466 efendi:Allah ikisine de bakar

Evet kardeşim allah ikisinede bakar ortalıkta ahkamlar kesiyorsun anladığım kadarıyla sizde selefi damarı var.her yazıya çatıyorsunuz.milyonlarca hadisleri ezberlemiş gibi hadislere uydurma yalan kulpu takıyorsunuz.Allahın settar ismi nasıl insanın edep yerlerinin örtülmesini iktiza ederse,celim ismide zineti iktiza eder.ister.eğer sadece kalbe bakılsaydı Allah insanlara hayvanlar gibi bir post giydirirdi.suni bir elbise giydirmezdi.ama hikmetlere binaen giydirmiştir.onun öteki mahlukatın efendisi olduğunu göstermek için onun elbisesini farklı yapmıştır.onu esmai ilahiyesine bir fihriste yapmıştır.
sormak lazım size neden her ülkenin bayrağı idaresi giyimi örfü adeti ayrı ayrı,neden nişanları ayrı,hayatları ayrı Allah kalbe bakıyorsa bunlara ne gerek vardı,insanlar kabilelere milletlere niçin bölünmüş,her şeyin bir alameti vardır,askerin,memurun,amirin,babanın,anananın,okulun,işyerinin,alatsiz bir şeymi var,her şey kalpte bitiyorsa bu kadar boş şeylere ne gerek var.
Burada gelip milletin kalbine çizik atmayın,Allah ve ahiret gününüe inanan ya hayır konuşsun yada sussun.Bizler burada hodgamlık ve hodfüruşluk satmak için gelmedik.insanların fikirlerini akıllaranı kalplerini şüphelerle karıştırmaya ifsata gelmedik.sizde bizim gibi yapın.iki doğru arasında bir yanlış koyarak milletin aklına sokmayın.bu milletin böyle zehirli sandöviçlere ihtiyacı yok.bırakın onu inkarı, bunu inkarı,şunu inkarı,inkarın dalalatine ,küfrüne,şirkine düşmeyin.emi

Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.

18.04.2008 - tahkik

tahkik kardeşe

her yazıya çatıyorsun diyorsun.örnek verirmisin.herhalde anlatmak istediğimi tam anlatamadım.allah sizin kıyafetinize değil kalbinize bakar dememdeki gaye insanlar istediği gibi açık seçik giyinsin kalbi temiz olsun yeter demek değildir.nasıl böyle bir şey anladınız.insanların akıllarını kalplerini şüphelerle karıştırıp kalplerine çizik atmakla itham ediyorsunuz böyle bir şeyden allaha sığınırım.allaha ve ahiret gününe elbetteki inanıyorum.yazdıklarınız biraz ağırkaçmış.allahın ayetlerine ters bir şey söylemedim söylememde mümkün değil.benim tek hasmım allaha ve peygambere atfen yalan uyduranlar.haksızlık yapanları günahkarları ve aklına ne gelirse bütün kötülük işleyenleri bir derece anlarım ama allaha ve peygambere atfen yalan uyduranlarıhiç bir şekilde mazur göremem dayanamam.yazdıklarımda zerre kadar yalan varsa sizin dediğiniz gibi fesat ve karıştırıcı biriysem allahın laneti üstüme olsun.selamlar sevgiler.

18.04.2008 - rey2466

sadece ahmaklar kendine lanet okur

kardeşim ahmakların işidir kendine lanet okumak.sizinle polemiğe girmeyeceğim.ama akılsızca kendinize lanet okumayın çünkü siz hatasız kusursuz değilsiniz ki kendinizden ve söylediklerinizden emin hareket ediyorsunuz.sözleriniz ayet ve vahiye dayanmıyor ki yanlışsız hatasız,kusursuz eksik çarpıtmasız olsun.sizin yazılarınızda o kadar hatalar yanlışlar ve gizli hafi şirkler var ki farkında değilsiniz.büyük insanlar fetva vermekten,cevaz vermekten,hüküm vermekten yılandan çıyandan korkar gibi korkmuşlar ama siz çok rahat bir şekilde her şeyi biliyormuşsunuz gibi,akaid,kelam,fıkıp,hadis,siyer,de en münteha noktadaymışsınız gibi burada ahkamlar kesip naralar atıyorsunuz.sizin ateşe girmeye en cüretliniz en çok fetva vereninizdir.hadisini duymamışsınız ki kalkıp bir şeyler veriyorsunuz.insanlara güzel faideli şeylerinizi söyleyin paylaşın ama hüküm fetva için şöyle bir kenara çekin.öyle bir işiçin ehil değilsiniz.ateşböceği aklınıza güvenip ben güneşim demeyiniz.sözlerinizi neye kime dayandırdığınıza söyleyin.millet hangi kaynaktan beslendiğinizi bilsin.görsün kaynağınız çiçek bahçesimi yoksa bataklık mı.

kendinize bela okuyarak helak olmayın.emi
Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.

24.04.2008 - tahkik

tahkik kardeş

ben size samimi olarak yaklaşıyorum siz hakaret ediyorsunuz.elbetteki hatasız olmam mümkün değil.iyiliği emredip kötülükten sakındırmayacakmıydık.bu müslümanım diyen kişinin görevi değilmi.yazılarında hatalar ve gizli şirkler var diyorsunbunları bana açıkla ki kendimi düzelteyim.eğer dediğiniz gibiyse yarın mahşerde cezalandırılırsam buna sevinecekmi yoksa üzülecekmisin.burada bildiklerimizi insanlarla paylaşıp insanlara faydalı olmaya ve bilmediklerimizi öğrenmeye çalışıyoruz allahın ayetlerine ters bir şey söylemediğimi zannediyorum.samimi olduğunuza inanıyorum.buradaki bütün yazılarınızı okudum güzel şeyler yazıyorsunuz allah razı olsun.ama hitabet tarzınız biraz sert.hz peygamberinsanlara yumuşak davranırdı söyledikleri daha etkili olurdu gönüllerini alırdı.siz de böyle olursanız daha iyi olur diye düşünüyorum.benim kaynağım kuran.hzpeygambere atfedilen sözler kurana uyuyorsa alırım .peygamberin sünneti kuranın hayata uygulanışıdır.selamlar sevgiler

24.04.2008 - rey2466

Konular