Kahroluyorum

Ben 21 yaşında bir gencim,keşke olmaz olaydım kendimden nefret ediyorum.İnsanlığın en büyük suçunu işleyen biriyim.Kendime hakim olamıyorum iradem vicdanımın önüne geçmiş durumda.Öğrenime başladığım ilk yıllarda seçkin, çalışkan bir öğrenciydim. Ama ergenlik çağına girer girmez buhranlı bunalımlardan sonra içinden çıkılamaz bir tuzağa düştüm.Kendimden küçük çocuklarla hayali olarak fantezi kuruyorum.Bazı zamanlar ise kendime hiç hakim olamayıp işi fille dökmeye karar veriyorum ama yapmıyorum biraz da olsa belki imanım var da o izin vermiyor diye düşünüyorum.Sürekli olarak kıldığım namazları bile artık terk ettim.Namaz vs yok artık kendimi çok ahlaksız şeref yoksunu olarak görüyorum ve artık kendimi bir pedofil olarak kabul ediyorum.Bu olay daha çok küçük yaşlarda başladı.Hemen hemen 10 yaşındaydım sanıyorum kendi hem cinslerime daha fazla yakınlık duymak istemiş gibi oluyorum ilerleyen zaman içerisinde ise kendimler çok ufaklara kötü gözle bakıyorum,sanal alemde ise kurulan hayallerin gerçek görüntüleri İlk olarak liseye başlarken sapıklığa müptela oldum.Bu yüzden, çoğu kez tövbe ettim, ama gün geçtikçe şahsiyetimi yitiriyordum. Şimdi, kalbimden rahatsız olduğumu hissediyorum. Sinirlerim ise gergin. Daha da kötüsü irademi yitirdim. Sürekli aşağılık kompleksi içerisindeyim.
Parlak bir geleceğimin olmadığını çok iyi biliyorum. İradesizliğim yüzünden bunu terk etmek bile bana zor geliyor.Küçükken kendi ebeveynlerimin yanımda yaptıkları ahlaksızlıklar şimdi bana geçti.Kendimi kaybetmek üzereyim.İntiharı düşünüyorum ama O'ndan korkuyorum yapamıyorum O kadar ki artık Allah kelimesini bile utancımdan söyleyemiyorum,bu ızdıraptan nasıl kurtulacağım köleniz olayım bana yardım edin herkes beni çok iyi bir insan olarak tanıyor ama kendi içimde yanıyor kahroluyorum.Ne olur bana yol gösterin! Böylesine öldürücü bir dertten nasıl kurtulabilirim


48 yorum

livata

kardeşim bende bu durumdaym ayni durumdaym yani ama sakn olaki olumsuz düşünmemek lazm sen bunu içten brakmaya kararlysan muhakak brakrsn bak bende eskisi gibi yok ben daha gencim nefsime ve şeytana uydum ama artk beni kandıramayacak ben tövbeliyim ve bi daha bu fiili asla asla aklıma bile getirmem siz de tövbe edip bi daha aklınza bile getirmeyin tövbe edin Rabbinize koşun

21.08.2013 - Zehirliok Ziyaretçisi

Re: Kahroluyorum

arkadasım saçlama ya kimse bilemez onlra bizi yaratmadı yaradan hesap soracak sana başkası değil çok sey yazmak isterim ama imkansız bu

26.02.2013 - Zehirliok Ziyaretçisi

Re: Kahroluyorum

ARKADAŞIM KARDEŞİM AYNI DERTTEYİM SAKIN HA Bİ DELİLİK YAPMA ZAMNLA BUNLAR ÇÖZÜLÜR HEM BU KADAR PİŞMANSAN KURTULMAK DAHA BASİT OLMALI..:(

20.09.2012 - keepout_28

bilemiyorum...(

ben 26 yaşındayım ve her şeyin farkında olarak bu işten nası kurtulacagımı bılemeyerek yazıyorum...benım bi sevgilim var ikimiz de inançlı insanlarız .cumaya beraber gidiyoruz beraber sabah namazına bile kalkıyoruz ..:( bu yaptıgımızın hatalı oldugunu bılıyoruz ayetlerı asla yalanlamadık :( oldugu gıbı de ınandık amenna ama bırbırımızden vazgecemıyoruz bırbırımızden ayrı kaldıgımız her an bızım ıcın ızdırap oluyo.. ıkımız de aılelerımızın yanındayız aıleleırımız bızı cok yakın ıkı samımı dost olarak bılıyo asla soyleyemedık:( off bılemıyorum anlatmak bı gucluk yaşamak ve gunahını bılerek batmak daha bı zorluk..:( ne yapıcagımızı bılemıyoruz ayrılamıyoruz uzak kalamıyoruz kalırsak kendımızı hırpalıyoruz cok buyuk bı sevgı var bırbırımıze karsı:( psıkoloklarla da konuştuk ama bızımkısı psıkolojık degıl sanırım bı cozumu olmadı en sonunda aramızdakı cınsellıgı bıtırdık ama bırbırımıze sarılmadan opemeden uyuyamıyoruz...( bılgısı olan varsa yardım etsın RABBİME (C.C) SIGINDIK ARKADAŞLAR BILEMIYORUM KI NE DESEM NE SOYLESEM..:(:(:(

20.09.2012 - keepout_28

AKILDAN CIKARMAYIN !!!!!!islam hidayet escinsellik

SEYTAN VE DINI
Ve Allahın bunu bize bi imtihan olarak verdiğini akıldan çıkarmayın
Şeytan sadece, müminin dünya hayatındaki imtihanı gereği bazı küçük hatalar yapmasına neden olabilir. Şeytanın saptırma etkisi yalnızca kalbinde hastalık bulunan kimseler üzerindedir

müminlere cenneti ve başarıyı vaat etmişken ümitsizliğe kapılmak, ancak şeytanın bir hilesidir

Eğer sana şeytandan yana bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse, hemen Allah'a sığın.
Çünkü O, işitendir, bilendir.

Şeytanın en sevdiği
Allah'ın en kızdığı şey erkeğin erkekle kadının kadınla ilişkiye girmesidir.

Erkeğin erkekle cinsî ilişki kurması günahların büyüğü, hataların azîmidir.
Böyle kimselerin bedenleri mikrop yuvası haline gelir, nefret ve tiksinti lâşeleri durumuna düşerler.

Siz bu yazıyı okurken sizi gözleyen, sizinle ilgili planlar yapan ve sizi Allah’ın dosdoğru yolundan alıkoymak isteyen önemli bir düşmanınız var

Şeytan var gücüyle insanları Allah’ın yolundan saptırmak için çalışır. Bu nedenle, kullandığı taktiklerin iyi bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Böylelikle müminler, Allah’ın izniyle kendileri üzerinde etkisi olmayan şeytanın hilelerini daha çabuk fark edip, onun zayıf düzenini daha etkili bir şekilde bozabilirler.

Erkegin erkekle cinsî iliski kurmasi günahlarin büyügü, hatalarin azîmidir. Böyle kimselerin bedenleri mikrop yuvasi haline gelir, nefret ve tiksinti lâseleri durumuna düserler.

Surasi bir gerçektir ki, azgin nefsine uyup da böyle büyük günah ve hatalara mâruz kalan kimseler için hersey bitmis, tevbe kapisi kapanmis degildir. Yapacaklari samimi tevbe, istigfar, dökecekleri sürekli gözyasi, duyacaklari derin pismanlik Allah?in afvina vesile olabilir. Yeter ki, tevbelerinde samimi olsunlar, hatalarini tekrar etmeme azminde ihlâsli ve imanli bulunsunlar. Allah sirkten baska bütün günahlari afveder. Sayet afve lâyik olacak kadar samimi pismanlik duyarlarsa. ....

!!!! “...Şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar.” (Neml Suresi, 24)
Livata yukarıda açıkladığımız gibi erkeğin kadına ve kendi cinsine arkadan yaklaşmasıdır.
!!!! Büyük günahdır. Livata bir hastalıktır.
Peki nereden bulaşır. Hemen açıklayalım.
!!!! Livata şerli cinler ve şeytanlardan bulaşır.
!!!! Bu tıpki domuz gribi gibidir. Nasıl domuz gribi domuzdan insana geçiyorsa, livatada şerli cinlerden ve şeytanlardan bulaşır.
!!!! Bu hastalığın tek ilacı ise namazdır.

(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, içki, zina, livata, eşcinsellik gibi her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.

Görüldüğü üzere livatada kurtulmanın tek çaresi namazdır.


!!!!!! Livata daha çok gençler arasında görülmesinin temel sebebi şeytandır.
!!!!!! Bu hastalığı onlar genç kızlarımıza ve oğlan çoçuklarına bulaştırırlar.
! Genç ve imanlı çoçuklarımıza zina yaptıramayan şeytan ve şerli cinleri deliye dönerler.
! Bu genç imanlı çoçukları nasıl yoldan çıkarırız diye düşünürler ve bulurlar.
!!!!!! Bu çoçukları livataya sürmeye karar verirler.
Livata ilk Hz. Lut'un kavminde görülmüştür.
!!! Livata gerçekten çirkin ve iğrenç bir işdir.
Bu habis işten çoçuklarımızı koruyalım.

!! Cahiliye toplumu, şeytanın gücünün ve kendileri üzerindeki etkisinin farkında değildir.
!! Bu insanlara göre şeytan, günlük hayatta etkisi olmayan bir kötülük sembolüdür.
!! Yalnızca büyük suçlara teşvik eder.

Onlara göre diğer insanlar, örneğin kendi halinde bir ev kadını veya bir öğrenci şeytandan uzaktır.
İbadetlerini tam olarak yapmasalar da bu kişilerin "kalpleri temiz"dir.

!! Cehennemlik" olan bu kimseler ruhlarını tamamen şeytana satmış,..
Cahiliye toplumuna hakim olan bu aldatıcı mantık şeytanın işini kolaylaştırır.
Çünkü kimseye zararları olmadığı için,

!! kendilerini cennetlik gören bu kimseler, şeytanın kolayca hükmettiği, onun kontrolündeki en büyük kitleyi oluştururlar.

Ölecekleri ve cehenneme gidecekleri güne kadar, şeytanın telkinleri altında kendi kendilerini kandırırlar.
Kuran'dan öğrendiğimize göre bu insanlar, gerçek konumlarını ancak ahiret günü görürler ve buna kendileri bile inanamazlar:
(Bundan) Sonra onların: "Rabbimiz olan Allah'a and olsun ki, biz müşriklerden değildik" demelerinden başka bir fitneleri olmadı (kalmadı). (En'am Suresi, 23)

Şeytanın esas amacı insanları Allah'ın istediği şekilde yaşamaktan alıkoymak, Kuran'ın emirlerinden uzak tutmak ve Allah'ın sınırlarını çiğnetmektir.
İnsanın şeytana uyması için ille de cinayetler işlemesi, katliamlar yapması, kan içmesi, şeytana tapılan ayinlere katılması gerekmez.

!! Bunu öğrenmenin tek yolu, insanı da, şeytanı da yaratan Allah'ın indirdiği Kuran'a başvurmaktır.

!! Bir insan Kuran'ın gösterdiği, yani Allah'ın istediği gibi yaşamıyorsa, o zaman şeytanın istediği gibi yaşıyordur.

!! Bu gerçeğin farkında olmasa da, bunu kabullenmek istemese de sonuç değişmez.
! Allah'ın emrettiği gibi yaşamayan kimse, şeytanla beraber cehennem ateşinin içine atılır.

Mahşer günü cehenneme atılanlar Kuran'da şöyle anlatılır:
Artık onlar ve azgınlar onun içine dökülüverilmiştir. Ve iblis'in bütün orduları da. (Şuara Suresi, 94-95)

!!! Bu kimseler şeytanın esiri olduklarının farkında olmadıkları için, kolaylıkla onun tarafından yönlendirilebilirler.

!!! Şeytanın kendilerine benimsettiği hayat tarzını hiç sorgulamadan kabullenerek, 60-70 senelik ömürlerini bir hiç uğruna harcarlar.
!! Bu hayat tarzının detayları kişilerin sosyal statülerine göre farklılık gösterse de, genel olarak ana ilke aynıdır ve ahireti, Allah'ı düşünmeden, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya hayatı için çalışmak.

!! Bu kimseler, adeta şeytana kulluk ederler
!!! ve şeytan onların bedenleriyle kendi "dinini" (yani felsefe ve sistemini) yayar.
!!! Bu insanların dilleri, gözleri, derileri şeytana hizmet eder.
!!! Seytan bir değil milyarlarca gözden bakar ve milyarlarca kulaktan duyar.
!!! Konuşmalarda, Kurani mantık ve akıl kalkıp yerini şeytanın konuşmaları alır.
! Şeytan, dil, ırk, milliyet fark etmeden bütün dünyadaki insanları kendi dininin tebliği için kullanır.
!!! Kısacası şeytan bu insanların bütün benliklerini kendisi için kullanır.
!!!! Bunu yaparken de halkın zannettiği gibi korkunç bir görüntüyle rüyalarına girerek veya filmlerdeki gibi kişinin yapamayacağı uç bir hareketi ona yaptırmayı başararak değil, sadece onu adeta "kabuk gibi sararak" yani "o kişinin kendi olarak" bunu yapar.
!!!! İşte, şeytanla bu insanlar arasındaki müthiş benzerliğin nedeni de budur.
!!! Kuran bu kimselerle şeytan arasındaki yakın bağı kardeşik olarak belirtmiştir:

(Şeytan'ın) Kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar. (A'raf Suresi, 202)
!!!! Şeytan o kişinin bilinçaltına girer ve onun bedenindeki her noktaya hükmeder.
!!!! Rahmani düşüncenin girişini engeller.
!!!! Artık şeytan ilhamına aralıksız devam edebilecek güçtedir.
!!!! Şeytanın ruhlarını ele geçirip bedenlerine hakim olduğu bu insanlar, Allah'ın yolundan, rahmani işlerden insanları alıkoymak için şeytanla aynı metodları kullanırlar.
!!!! Tıpkı şeytan gibi rahmani vahyin akıllardaki etkisini yok etmek, insanların vicdanlı davranmasını sağlayan her türlü şeyi onlara unutturmak gibi binbir türlü tuzak kurarak şeytanın dinini yayarlar. Bu noktada artık şeytan ve onun etkisi altındakiler gibi bir kavram da kalkmıştır.
!!!! Çünkü bu bahsi geçenlerin kendileri birer şeytan olmuştur. Adeta beden bulmuş şeytanlar söz konusudur.

Müminler Kuran'ın birçok ayetinde şeytanın dostlarına karşı uyarılmışlardır. Bu insanlar toplumun çok farklı kesimlerinden gelirler. Kimi sanayici, öğretmen, doktor, kimi de işçi, öğrenci olabilir. Şeytanın istediği dini yaşayan bu insanların sosyal olarak hiçbir ortak yönleri de olmayabilir. Ama hepsinin ortak bir özelliği vardır, hak din yani Kuran'daki gerçek dinden kesin olarak uzaktırlar. Farklı özellikler gösteren, ancak tümü şeytanın kontrolünde olan cahiliye fertlerini belli başlı başlıklar altında inceleyebiliriz.

FİZİKSEK TAHRİBATA UĞRARLAR
!! Şeytan münafıklar üzerinde ciddi bir fiziksel tahribat yapar.
!! Dengesiz bir ruha sahip olduklarından çok çabuk yıpranırlar.
!! Bakışlarındaki bozukluk onlara bir tür akıl hastası görünümü verir.
!! Yoğun heyecan, korku, gerilim ve huzursuzluktan yüz ve bedenlerinde istemsiz kasılmalar meydana gelir.
!! Sık sık gözler küçülür, ağız kurur, yanak ve dudaklar kontrolsüz titrer.
!! Tikler oluşmaya başlar.
!! Hızlı doku yıpranması bir süre sonra cilde çürümüş görüntüsü verir.
!! Şeytanın verdiği ruh hali ve olumsuz telkinlerle vücut direnci zayıflar.
!! Yorgun, bitkin, halsiz bir vücut ortaya çıkar.
!! Yüzleri sağlıksız, beyaz veya sarıdır.
!! Bazen neşesiz ve asık suratlı, bazen deli gibi uçarı, kontrolsüz olurlar.
!! Yüz ifadeleri de farklı farklıdır.
!! Kiminin yüzünde kurnaz bir gülümseme, kiminde nevrotik bir ifade olur.
!! Hepsi birbirinden itici ve sevimsizdir. Fiziksel tahribata ifade bozuklukları da eklendiğinde bu kişiler kolayca tanınırlar.
!! Kuran'da bu duruma şöyle işaret edilir:
Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından tanırsın. Andolsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın. Allah, amellerinizi bilir. (Muhammed Suresi, 30)

"Ona yazılmıştır: "Kim onu veli edinirse, şüphesiz o (şeytan) onu şaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateşin azabına yöneltir." (Hac Suresi, 4)

Şeytan var gücüyle insanları Allah’ın yolundan saptırmak için çalışır.
!!!! Bu nedenle, kullandığı taktiklerin iyi bilinmesi büyük önem taşımaktadır.
!!!! Böylelikle müminler, Allah’ın izniyle kendileri üzerinde etkisi olmayan şeytanın hilelerini daha çabuk fark edip, onun zayıf düzenini daha etkili bir şekilde bozabilirler.

”Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onları (insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.
Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Araf Suresi, 16-17)

Temiz Kalplisin Diyerek Kandırır:
Şeytan müminlere ve Kuran ahlakından uzak yaşayan insanlara birbirinden farklı tuzaklar kurar.
Örneğin, din ahlakından uzak yaşayan bir kimseye, temiz kalpli biri olduğu telkini vererek, güzel ahlakı yaşamamasını ve daha da uzaklaşmasını sağlar.
Onu tamamen dünya hayatına yönelterek ona Allah'a hesap vereceği günü unutturur ve bunun gibi vesilelerle onu ömür boyu din ahlakından uzak tutmayı amaçlar.
Allah bu aldatmacalara inanan insanların ahirette düşecekleri durumu Kuran’da şöyle bildirir:

“Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz şeytanın fırkası, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.” (Mücadele Suresi, 19)

!!!! Sapkın Davranışları Süslü ve Çekici Gösterir:
!!!! Geleneklerle bozulan, gerçek Kuran ahlakından tamamen kopuk olan ve Kuran’da "ataların dini" olarak adlandırılan batıl inançlar; Budizm, Karma felsefesi gibi insanların kendi kurallarıyla oluşturduğu sözde inanç sistemleri ve Kuran’da haram kılınan (eşcinsellik, zina, faiz vb) her türlü sosyal ve toplumsal olayın meşru kabul edilmesi sapkın davranışlar arasındadır.
!!!! Şeytan bu sapkınlıkları, "modernlik, çağın gerekleri veya gelenekler” gibi bahanelerle süsler.
Şeytanın bu hilesi bir ayette şu şekilde bildirilmiştir:
!!!! Şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları (doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet bulmuyorlar.”

(Neml Suresi, 24)
Allah'a teslim olmuş, sabah akşam O'nu zikreden, yeryüzündeki her olayın Yüce Rabbimiz’in kontrolünde olduğunu bilen ve ihlasla Rabbimiz’e yönelen müminlerin karşısında şeytanın bu zayıf hilelerinin bir etkisi olmaz.
Bu durum Kuran’da şöyle bildirilir:
“(Şeytan) Dedi ki: "Rabbim, beni kışkırttığın şeye karşılık, andolsun, ben de yeryüzünde onlara, (Sana başkaldırmayı ve dünya tutkularını)

!!!! süsleyip-çekici göstereceğim ve onların tümünü mutlaka kışkırtıp-saptıracağım.
Ancak onlardan muhlis olan kulların müstesna."” (Hicr Suresi, 39-40
Peygamberin Düşmanları
Hidayet ve hak din ile gelen her elçinin, insanlardan ve cinlerden bir grup şeytan düşmanı olacağı Kuran'da bildirilir. Cin şeytanlar saptırmak amacıyla insanların kalplerine fısıltılarda bulunurlar. Bu şeytanlardan insan olanları, peygambere ve onunla birlikte olan müminlere karşı düşmanlıklarıyla kendilerini belli ederler. Peygambere karşı mücadele ederken, kendi benzerleri ile birleşir, kimi zaman ortak faaliyetlerde bulunurlar. Bu ortaklık süresinde birbirlerini kışkırtır, süslü ve kandırıcı cümlelerle müminlere karşı cesaretlendirmeye çalışırlar. Kuran bu işbirliğini şöyle bildirir:
Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla başbaşa bırak.
Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar. (En'am Suresi, 112-113)
Ayette de belirtildiği gibi, eğer Allah dileseydi bu şeytanlar peygambere düşmanlık yapamaz, müminlere sıkıntı ve eziyet veremez, onlara karşı savaşamazlardı. Ancak Allah'ın isteği ve izniyle bu varlıklar, Allah'ın dostlarının imtihan edilmeleri, ahiretteki derecelerinin yükselmesi için gerekli ortamı oluştururlar.
Bu sayede müminler denemeden geçirilir,
kalpleri temizlenir, sabırları denenir. Ahirete inanmayan kimseler ise, şeytan vesilesiyle cehenneme girmeleri için gerekli olan günahları yüklenirler. Allah'ın dilemesi dışında hareket edemeyen şeytan, müminler ile kafirleri birbirlerinden ayırmak için, Allah tarafından belirlenmiş bir görevlidir.
____
(Seytan) Demişti ki: "Şu bana karşı yücelttiğine bir bak; andolsun, eğer bana kıyamet gününe kadar süre tanırsan, onun soyunu -pek azı dışında- kuşkusuz kendime bağlı kılacağım. (İsra Suresi -62)

Şeytanın telkini ile iyi insan olmanın yeterli olduğunu ve kimsenin hakkına tecavüz etmedikleri için, kendilerinin güzel işler yaptığını sanan insanların durumu ise Kuran’da şöyle açıklanmıştır:

"Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar. " (Kehf Suresi -104)

Çok önemli bir gerçek vardır ki, insan kendini ne kadar yeterli görürse görsün, eğer Allah’ın yolunda değilse mutlaka şeytanın yolunda demektir.

İnsanın kendini yeterli görmesi, "Hayır; gerçekten insan, azar.
Kendini her türlü ihtiyacın üzerinde gördüğünden" (Alak Suresi - 6, 7)
ayetinde belirtildiği gibi, aslında azgınlığını artıran bir unsurdur.

Şeytan tıpkı saatteki akrep gibidir. Yavaş yavaş ve alttan alta faaliyet gösterir. Gerçek, samimi müminler dışında hiç kimse bu faaliyetler karşısında uyanık ve tedbirli değildir.
Şeytanın esiri olmamanın tek yolu ise, Allah’a sığınmak ve ona kul olmaktır.

Din ahlakını yaşamayan insanlar, şeytanın esiri olduklarının farkında olmadıkları için, kolaylıkla onun tarafından yönlendirilebilirler. Şeytanın kendilerine benimsettiği hayat tarzını hiç sorgulamadan kabullenerek, altmış yetmiş senelik ömürlerini, ahireti ve Allah’ı hiç düşünmeden, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar.

Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan salih davranışlar (hayra ve barışa yönelik işler) ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır. (Kehf Suresi -46)

!!!! Kendilerini özgür zanneden bu insanlar, aslında şeytanın esareti altında, onun telkinleri ile çekilmez bir hayat yaşarlar.
!!!! İman edenlere nasip olan pek çok lüksü yaşayamadıkları için, azap dolu, iğrenç bir yaşamları olur.
!!! Öfke, panik, kibir, hırs, şirk, inat, bencillik, cimrilik, duygusallık, tembellik, uyuşukluk, boş konuşmak, boşa vakit harcamak en temel özellikleridir.
! Biraz düşünürseniz, çevrenizde bu özelliklere sahip yüzlerce insan olduğunu fark edersiniz.
!!! Şeytanın sisteminde yaşayan bu insanlar, her esirin yaptığı gibi, efendisi olan şeytandan emir alır ve uygularlar.
!! İnsanların şeytanı masalsı bir kavram, ya da kötü insanların uyduğu bir varlık olarak düşünmeleri büyük bir yanılgıdır.
!!!! Görüldüğü gibi şeytan, hayatımız boyunca binlerce kez muhatap olduğumuz, bizim için çok riskli, kurnaz bir varlıktır.
!!!! Ancak Allah’ın izni ile iman edenler üzerinde hiçbir zorlayıcı gücü olmayan şeytan, sadece esir aldığı kişiler üzerinde yaptırım uygulayabilir.

CUBBELI AHMET HOCA
!!! Bide zevk ve keyif meselesine girdigim zaman, insanin nefsi ham halat briseydir.
!!! Nekadar kotuluk varsa nefis ona cokca emreder der kuran, Yusuf aliyyisselamin agzindan.
!!!!! Hal boyle olunca, birine ZINAYI emreder birini LIVATAYI tesvik eder.
Nefis boyle kotulu seyleri insana emreder sevk eder.
!!!! Ve SEYTAN bunlara suslu gosterir.
!!!! Seytanada imtihan geregi tezzinat gorevi verilmis, yani yaratma gucu yok ama suslu gosterme yaldizlama cok buyuk gucleri var. Cunki bu bir imtihan geregidir

!!!! Bu işe alışan kimse, (Ben erkeğim ama ruhum kadın) derse, nefsine, şeytana uymuş olur.
!! Hangi sebeple olursa olsun, bu işi yapan ve yaptıran lanetlenmiştir.
! Derhal tevbe etmelidir! Cenab-ı Hak, tevbe edenlerin tevbesini kabul eder.
!!! Kötü alışkanlıklara, günahlara müptela olma işlerine daha çok çevrenin etkisi büyüktür.
!! Çevreyi değiştirmeli, iyi insanlarla beraber olmalı, her haramdan kaçmaya çalışmalı ve bilhassa namazı asla aksatmamalıdır.

....SEYTAN
!!!! Bazan öylesine azgınlaşıyorsun ki erkekleri kadın kadınları erkek kılığına sokuyorsun.
!!!! ''LUT''(a.s ) lanetli kavminin yaptığını yaptırıyorsun senin safına geçen askerlerine. Ateist oluyorsun, Hristiyan, Yahudi, Budist oluyorsun.
!!!! Cinsellikle örtmüşsün tüm şuurları, Elinizdeki hazır zevklere bakın, ölüp toprak olacaksınız diyorsun. Sana uyan zavallıları perişan ettikçe zevkten dört köşe oluyorsun!

Şeytan edebiyat ve felsefe yapar. İnsanı küfür ve dalalet gibi yanlış yollara sürüklemek için edebi sözleri ve felsefe yorumlarını kullanır.
Şeytan vesvese yoluyla verdiği umut ve telkinlerle günah ve kötülükleri süsleyip insana güzel gösterir.

Şeytan insanın düşmanı ve kötü bir arkadaşıdır. Kafirlerinde dostudur.
İnkarcılar ve onlara yardım edenlerinsanı saptırmaya yönelik çalışmalar yapanlar şeytanın emeline hizmet edenler (böyleleri) şeytanın yardakçılarıdır.

Şurası bir gerçektir ki, azgın nefsine uyup da böyle büyük günah ve hatalara mâruz kalan kimseler için herşey bitmiş, tevbe kapısı kapanmış değildir. Yapacakları samimi tevbe, istiğfar, dökecekleri sürekli gözyaşı, duyacakları derin pişmanlık Allah’ın afvına vesile olabilir. Yeter ki, tevbelerinde samimi olsunlar, hatalarını tekrar etmeme azminde ihlâslı ve imanlı bulunsunlar. Allah şirkten başka bütün günahları afveder. Şayet afve lâyık olacak kadar samimi pişmanlık duyarlarsa.

"(Harama) bakmak, şeytanın oklarından bir oktur.
Kim benden korktuğu için harama bakmayı terk ederse, ben de onu (n bu davranışını) kalbinde tadını bu­lacağı bir (kamil) imana tebdil ederim."

11.10.2011 - hasan706

Öncelikle şunu belirteyim

Öncelikle şunu belirteyim ki hiç endişelenme, ben 19 yaşındayım ve senin yaşdıklarını 14-18 yaşları arası fazlasıyla yaşadım. Ama şuan çoğunu atlattım. Ufak tefek hadiseler dışında kendimi çok iyi hissediyorum. Yani seni anlıyorum. Derdinin dermanı var, hemde oldukça basit. Bunun dışında vesvese ve şeytanın hilelerini araştır çünkü şeytan sana aşağılık duygusu aşılayarak Rabbinin huzuruna çıkamama, tövbe edememe, dua edememene sepeb olmuş(oluyor). Ve sana kendi fikirlerini vesvese olarak veriyor ve bunların senin kalbinden geldiğini inandırmak istiyor. Halbuki bu kötü düşünceler senin kalbinden gelmiyor. İspatı şudur ki; eğer senin kalbinden geliyorsa sen bundan rahatsız olmazsın, bundan pişman olmazsın ve istediğin zaman bu düşünceleri uzaklaştırabilirsiz. Vesveseden kurtulmanın yolu oldukça basittir. ONU ÖNEMSEMEyeCEKSİN ODA KAYBOLUP GİDECEK. Yani vesvese aldığını hissedersen(kötü, çirkin düşünce ve manzara) BUNLARIN ŞEyTANDAN GELDİĞİNİ KENDİNE SÖYLE ve olduğu gibi bırak üzerine gitme uzaklaştırmaya çalışma, o kendisi defolup gider. Ve unutma Rabbimiz çokça affeden, bağışlayan, merhamet edendir. Ona karşı tevbe ve istğifarda bulunmamız gerekir. Yani tabiri caizse yüzsüz olmalıyız. Tövbemizi kaç defa bozmuşsak ne kadar yüz kızartıcı günah işlemişsek de önümüzde hayatta olduğun müddetçe açık olan bir kapı olan TÖVBE kapısı her zaman açık( Belki son nefesin hariç).. Günahlarına TÖVBE ederek ve önemli olan bir diğer konu GEÇMİŞİNDEN DERS ALDIKTAN SONRA ONU UNUT, Hatırlama. Ölümü çokca hatırla. MÜSLÜMAN DAİMA ÜMİTVAR OLUR. ÜMİTSİZLİĞE KAPILMAN SANA HİÇBİR FAYDA SAĞLAMAYACAKTIR. Bu şeytanın vesvesesidir. HAYATA UMUTLU GÜZEL BAK.. ALLAH'a Emanet ol..

20.09.2011 - Vhedat

bazı vesveseler ancak

bazı vesveseler ancak ilaç yardımıyla kurtulursun bence yakınındaki bir özel hastaneye git 25-30 tl muayne ücreti karşılığında derdini piskolokla paylaş bazı hastalıklar pisikolojik oluyor mesela takıntı hastalığı bu na fiksasyon saplantı rahatsızlığıdır ilaçla geçer aşırı sexs düşkünlüğü gibi ilaçla geçer

03.02.2012 - baba hasan

GÜNDE BİR KEZ AMENERRASÜLÜ OKUYUN

Her günaha teşvik için şeytanlar ayrı ayrıdır.Bu işi teşvik ve dediğini yaptırana dek ayrılmayan şeytan için 24 saat korunma yolu günde 1 kere Amenerrasülüyü okumaktır.

Huzur bulursunuz...selametle

15.08.2011 - Ziyaretci44

...

çok hemde çok üzülerek okudum bazı yazı ve yorumları.
Allah yardımcınız olsun. ama bü tür sapkınlıklar hastalık boyutuna ulaştıysa lütfen kendinizi bu kadar harap etmeyip işini iyi yapan bir doktordan yardım alın. buraya yazan hiç kimsenin dua etmediğini, ağlayarak tövbe etmediğini düşünmüyorum. ama tek başına yeterli olmayabilir.

08.03.2010 - BEYAZ-DIM

Re: ...

kardeşim allah hiç birimizi böyle bir duruma düşürmesin senin bu yaptıklarının çok sapkınlık verici işler olduğunun farkındasın ama kendini böyle aşağı bir durumda düşünmen çok normal birşey şayet sen imanlı bir insan olmasan pişmanlık duymazdın günümüz şeytanın sapkınlıklarının en büyüğü şehvettir şehvet duygusu insanı öyle bir duruma düşürür ki insanın bütün imanını bitiri insanı mahveder insanı kendi içine çeker yakın zamanımızın iblisin tuzağı olan şehvet zina gibi bu durumlara düşmemek için allaha yakınlaş insan böyle bir durumda allahın yüce ismini ağzına almaya utanır sana olan bu duygular bana da oldu çok sık allah tevbeleri çokça kabul edendir sen yeterki allaha tevbe et allah bir ayetindebildirir. "... Kim Allah'a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun kötülüklerini örter... " (Tegabun Suresi, 9)buyuruyor ve yine bir ayetindeEğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilir ne de öne alınabilirler. (Nahl Suresi, 61)
işte kardeşim sen bu ayetleri okuduktan sonra allaha tevbe et cinsi duygularını at allaha yakınlaş kuranın yolunu sakın bırakma allah bizleri salih kullarından eylesin amin

13.10.2012 - Zehirliok Ziyaretçisi

Arkadaşlar o kötü

Arkadaşlar o kötü yorumlar için yazıyorum siz böyle yaparak bu günahı işleyen(pişman olmş sonradan)
adamın ümitsizliğe düşmesini sağlıyorsunz.Bu insanın tövbe edeceği varsada sizin yorumlarnz yüzünden belki etmeyecek
sonradan pişman olup tövbe etmeye çalıştığı için üzüntü duyduğu için bu adamın içinde demekki hala bi vicdan yatıyor

ALLAH ıslah etsin inş tövbe ederek O yüce yaratıcının merhamet kapısnı açar..amin

16.01.2010 - fatal fani

arkadaşlar insanın istm

arkadaşlar insanın istm dışı meninin gelmesi insanı cenabetli edermi? (meni çok az miktarda olursa?)

14.04.2010 - _ateşş_

Rahman ve Rahim Olan ALLAH'ın Adıyla ..

Bismillahirrahmanirrahim .

Ey Ademoğulları, Biz sizin çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size 'süs kazandıracak bir giyim' indirdik. Takva (Allah korkusu) ile kuşanıp-donanmak ise, bu daha hayırlıdır. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler. (Araf Suresi, 26)
Kuran'ın pek çok ayetinde Allah'tan korkan müminlerin tavır ve davranışlarından örnekler verilmiştir. Bu örnekler ışığında Allah'tan korkan kişilerin sahip oldukları temel ahlak özelliklerini açıklayarak şöyle maddelendirebiliriz:

Yalnızca Allah'tan Korkar

Mümin, "... onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz" (Bakara Suresi, 150) ayetinin hükmü gereği, Allah'tan başka hiçbir kimse ya da topluluktan korkmaz ve çekinmez. Yarar ve zararın, hayır ve şerrin yalnızca Allah'tan gelebileceğinin, başına gelecek tüm olayların ancak Allah'ın dilemesi ve yaratması ile, Allah'ın belirlediği bir kader üzere gerçekleşebileceğinin bilincindedir.

Bu özellik, Allah'ın dinini tebliğ ederken çoğu zaman tüm kavimlerini karşılarına alan, buna rağmen vazifelerinden en ufak taviz vermeyen bütün elçilerde görülür. Allah elçilerini bir ayetinde şöyle örnek vermektedir:

Ki onlar (o peygamberler) Allah'ın risaletini tebliğ edenler, O'ndan içleri titreyerek-korkanlar ve Allah'ın dışında hiç kimseden korkmayanlardır. Hesap görücü olarak Allah yeter. (Ahzab Suresi, 39)

Allah'a iman eden insan da peygamberlerin bu üstün özelliğini kendine örnek alır ve yaşar.

Sadece Allah'ı Hoşnut Etmeye Çalışır

Mümin, Allah'ın herşeyin hakimi olduğunu, yegane güç ve kuvvet sahibi olduğunu, herşeyin Allah'ın dilemesi ile var olup, varlıklarını sürdürdüklerini bilir. Bu yüzden, gerçekte hiçbir güç ve kuvvete, etkiye sahip olmayan yaratılmışların rızasını gözetmenin faydası olmayacağının bilincindedir. Bu dünyada Allah'tan korkarak O'nun rızasını araması, onu, ahiretteki korkunç azaptan kurtaracaktır:

Allah'ın rızasına uyan kişi, Allah'tan bir gazaba uğrayan ve barınma yeri cehennem olan kişi gibi midir? Ne kötü barınaktır o. (Al-i İmran Suresi, 162)

Küçük büyük herşeyin ortaya döküleceği, ellerin ve derilerin şahitlik edeceği bir vakit gelecektir. Bundan korkan mümin hayatını bu gerçeğe göre yaşar ve Allah'ın rızasından kesinlikle hiçbir şart ve koşulda taviz vermez.

Hz. Yusuf'un tavrı bu konuda çok güzel bir örnektir. Yusuf Peygamber kendisiyle birlikte olmak isteyen kadının tüm tehdit ve entrikalarına rağmen iffetini korumuş, O'nun rızasından asla taviz vermemiş ve O'nun sınırlarını çiğnemektense zindana girmeyi tercih etmiştir. Allah bu üstün ahlakı ayetlerinde şöyle bildirir:

Kadın dedi ki: "Beni kendisiyle kınadığınız işte budur. Andolsun onun nefsinden ben murad istedim, o ise (kendini) korudu. Ve andolsun, eğer o kendisine emrettiğimi yapmayacak olursa, mutlaka zindana atılacak ve elbette küçük düşürülenlerden olacak."(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum." (Yusuf Suresi, 32-33)

Her Zaman Vicdanıyla Hareket Eder

Allah'a kulluk eden kişi, nefsinin istek ve arzularına itaat etmez. Bile bile böyle davrandığı takdirde dünyada ve ahirette Allah'ın gazabına uğramaktan şiddetle çekinir. Aksi bir tavır gösterdiği takdirde aşağıdaki ayetlerin hükmüne gireceğinden korkar. Allah ayetlerinde şöyle buyurmaktadır:

Hayır, zulmedenler, hiçbir bilgiye dayanmaksızın kendi heva (istek ve tutku)larına uymuşlardır. Allah'ın saptırdığını kim hidayete erdirebilir? Onların hiçbir yardımcıları yoktur. (Rum Suresi, 29)

Şimdi sen, kendi hevasını ilah edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz? (Casiye Suresi, 23)

Kuran'da Tarif Edilen Tüm Güzel Ahlak Özelliklerini Yaşar

Allah'tan korkan kişi, sadakat, vefa, doğruluk, dürüstlük, samimiyet gibi tüm güzel ahlaka ait tavırları gösterir. Kuran'ın birçok yerinde bu üstün ahlak özelliklerini sergileyen müminlerden bahsedilir. Gerçekte, tüm insanların özlemini duyduğu insan modeli de budur. Fakat, Allah korkusu olmadığı takdirde bir insanda bu özelliklerin gerçek anlamda ve devamlı bulunması asla mümkün değildir. Çünkü Allah'tan korkmayan bir kişi kendi menfaatleriyle çatıştığı anda Kuran ahlakını değil, çıkarlarının gerektirdiği davranış biçimini benimseyecektir. Allah'tan, O'na hesap vermekten, cehenneme girip kötü davranışlarının karşılığını görmekten korkmadığı için böyle davranmasını engelleyen bir endişesi yoktur.

Kimse Görmediğinde de Allah'ın Sınırlarını Korur

Allah'a karşı derin bir haşyet duyan kişi, insanların arasında bulunduğu zaman da, kimsenin görmediği ortamlarda da Allah'a karşı gelmekten aynı titizlikle sakınır. Çünkü bir kötülüğü, ister herkesin içinde isterse yalnız başına yapsın, ister açığa vursun isterse saklasın, Allah'ın bunu bileceğini, Allah'ın açığı da gizliyi de, gizlinin gizlisini de bildiğini ve kendisini tümünden sorguya çekeceğini bilir. Bu konudaki samimiyetini Allah'ın deneyeceğini ve imtihan kastıyla kendisine çeşitli fırsatlar, uygun ortamlar yaratacağını da bilir. Allah bir ayetinde müminlere şöyle emretmiştir:

Günahın açıkta olanını da, gizlisini de terk edin. Çünkü günahı kazananlar, yüklenegeldikleri nedeniyle karşılık göreceklerdir. (Enam Suresi, 120)

Her Durumda Allah'a Yönelip Döner

Allah'tan gereği gibi korkup sakınan müminler Allah'tan karşılık görme konusunda son derece hassastırlar. Öyle ki kendilerine isabet eden bir musibet karşısında veya işlerinde bir olumsuzluk hissettiklerinde ya da herhangi bir sıkıntıya uğradıklarında hemen bir vicdan muhasebesi yapar, Allah'ın hoşnut olmayacağı bir şey yapıp yapmadıklarını gözden geçirirler. Ve Allah'tan bağışlanma dileyip, O'na dua ederler. Allah'ın rızasını kazanmaya olan düşkünlükleri ve aynı şekilde O'nun rızasını kaybetmekten duydukları korku, onları son derece duyarlı hale getirmiştir. Bu konuda da Hz. Davud Peygamberin tavrı müminler için güzel bir örnek teşkil eder. Kuran'da Hz. Davud'un Allah'a gösterdiği derin saygı bu mübarek peygamberin yaşadığı bir olay anlatılarak şöyle haber verilir:

Sana o davacıların haberi geldi mi? Hani mihraba (Davud'un bulunduğu yere girmek için) yüksek duvardan tırmanmışlardı. Davud'a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: "Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip-ilet." "Bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. Buna rağmen "Onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi." (Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü. Böylece onu bağışladık. Şüphesiz onun Bizim Katımız'da gerçekten bir yakınlığı ve varılacak güzel bir yeri vardır. (Sad Suresi, 21-25)

Ayette görüldüğü gibi, Hz. Davud son derece adaletli bir karar verdiği ve hükmünün doğruluğu açıkça belli olduğu halde Allah korkusu ile Rabbimize yönelmiş ve yine de bağışlanma dilemiştir. Kuşkusuz içte yaşanan bu korkunun taklidi mümkün değildir. Bu, ancak Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edenlerin O'na olan sevgisinden ve saygısından dolayı, Rabbimizin rızasını kaybetme korkusudur.

Tüm peygamberlerin ve salih müminlerin üsluplarına baktığımızda ortak bir nokta dikkatimizi çeker. Hepsi Allah'tan saygıyla korkan, azabından şiddetle çekinen kullardır. Fakat bu haşyetin ardında aynı zamanda çok içli bir sevgi ve dostluk hissedilir. Daima Allah'ı tesbih etmeye ve yüceltmeye devam etmeleri onların Allah'a kararlılıkla bağlandıklarının bir göstergesidir.

02.01.2010 - Piqa

iğneyi kendine şişi başkasına sapla

o 8 yaşındaki çocuğu kendi yerine koy senin çocuğun olsa ne yapar sın hastaysan tedavi ol kar deş.kafana sık öle günahsız sabi bi çocuğa oişi yaptınsa bence daha iiiyi.

27.12.2009 - aktar_34

Ancak pişman olan, iman

Ancak pişman olan, iman edip ameli salih işleyen müstesna. Allah onların kötülüklerini iyiliklere değiştirir.
Allah Gafurdur, Rahimdir.Kim Tevbe eder ve ameli salih işlerse, şüphesiz o, tevbesi kabul edilmiş olarak
Allah'a döner. (Furkan Suresi: 70-71)

Resûlüllâh (s.a.v)’in hizmetini yapan Ebû Hamza Enes b. Mâlik’den, Resûlüllâh (s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Kulunun tevbe etmesindeki Allah’ın hoşnutluğu, sizden birinin ıssız bir çölde devesini kaybedip de sonra bulduğunda duyduğu sevinçten daha fazladır.” (Buhari ve Müslim)

Ümitsizliğe düşmeyin. çünkü ümitsizlik şeytandandır.
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.
Hamd Alemlerin rabbi olan Allahadır.

22.06.2009 - spiderman

Konular