AYIPLANMADAN YAŞAMAK

AYIPLANMADAN YAŞAMAK

Sabahtan beri İzmir Mitingi ile ilgili yorumları okuyorum.takıldığım bir çok şey oldu ama hiç bir şeye Ece Temelkuran'ın

aşagıdaki satırları kdar takılmadı:

''O şimdi ayıplanmadan şortla gelebildiği bir mitingin tadını çıkarıyor.Tıpkı güzel İzmirli kızların ayıplanmadan gülüşmenin tadının çıkarması gibi.Tıpkı ayıplanmadan yaşamak için kordon'da toplanan kalabalık gibi...''

Bu kadarına pes gerçekten...Yaşanan gerçek ancak bu kadar tersyüz edilebilir.Temelkuran sanki bir başka ülkede yaşıyor,bir başka ülkeden izlenimler aktarıyor bize...

Türkiye'de ''ayıplanmadan''yaşamak isteyen birileri var gerçekten ama bunlar şortlu kızlar ve oğlanlar değil...Başını bağlayanlar,çarşaf giyenler,uzun etekliler,haşemayle denize girenler...Türkiye'nin ''yüz karaları''olarak görülen varlıklarından utanılan,bir ayıp gibi gizlenmeye çalışılan ,uluslararası arenada ülkemizi rezil ettikleri söylenen onlar...

Şortlu,bikinili kadınların kıyafeti değil,Emine Erdoğan'ın kıyafetleri her gün,her dakika aşağalanıyor bu ülkede.Emine Hanım,gün aşırı eline kalemi alan bir kadın yazarımızın,giydiği kıyafetlerle''olgunlaşma ensitüsü zevki'' diye dalga geçmesine, üst perdeden akıl öğretmesine katlanmak zorunda.

Hayrünnisa Gül,Zeynep Babacan ve gözönündeki diğer tedettürlü kadınlara,''aşağılanmamak için'',kıyafet zevklerini bizim giyim zevkimize göre revize etmeleri telkin ediliyor.Sanki kıyafetlerini bize beğendirmek zorundalarmış gibi davranılıyor.Gerçekleri bu kadar ters tüz etmek ayıp gerçekten de...şortlu gençlerimiz ne dün ayıplandılar ne de şimdi ayıplanıyorlar.Cumhuriyet tarihinin her döneminde ''türkiye'nin çağdaş yüzü'' olarak,Atatürk Türkiyesinin medar-ı iftiharı olarak hep örnek gösterildiler,baş tacı edildiler.Bugün de,şükürler olsun ki, hiç bir baskı görmeden dilediklerince yaşıyorlar.

Temelkuran ve onun gibiler,bu yazılarıyla hayali bir ''mağdur''yatarak,gerçekten mağdurları saklıyorlar.Madem vurgu ''ayıplanma''üstüne yapıldu,o noktada kalem oynatmaya devam edelim...

Aslında denebilir ki,bu ülkede dindarların,bugün AK PARTİ tabanını oluşturan milyonların baş derdi de budur;yani kendi anavatanlarınd ayıplanmadan,aşağılanmadan yaşayabilmek...Bu kitlenin siyasi liderleri,şeriat develti kurmaktan da toplumu dindarlaştırmaktan da,islami bir yaşam tarzı oluşturmaktan da,hatta hatta,daha muhafazakar bir Türkiye'den de çoktan vazgeçtiler.İster değiştikleri için deyin ister bunu mümkün görmedikleri için deyin...Önemli değil!Önemli olan şu ki; onlar bütün bunlardan vazgeçtiler.

Artık sadece dinlerinin bütün gereklerini ayıplanmadan ve yasaklanmadan yerine getirebilecekleri ülke oluşturmak derdindeler.Ayıplanmadan türbanlarını takabilecekleri, ayıplanmadan beş vakit namaz kıldıklarını,hatta filanca tarikata sempati duyduklarını söyleyecekleri,ayıplanmadan ve aşağılanmadan cumhurbaskanı eşide olabilecekleri bir ülke oluşturmak...eğer bütün bunları,başka partilerin iktidarları döneminde sağlayabilselerdi,AK PARTİ bu kadar çok oy da almazlardı zaten.ama baskası yapmadı.o yüzden,''kendi partilreri''olarak gördükleri partiyi iktidara getirmek istiyorlar.Başkalarını kendilerine benzetmek için değil,kendi seçtikleri yaşam tarzını güvenceye alabilmk için çabalıyorlar.

Diyececksiniz ki,geçtiğimiz dört buçuk yılda AK PARTİ bunu yapabildi mi ki?Evet yapamadı.Ak parti iktidarı döneminde ,din ve ibadet özgürlüğünü genişletmek babında tek bir adım bile atılamadı.neden atılamadı?işte bu saçma sapan şeriat paranayoları yüzünden atılamadı.ve şu görüntüye bir bakın...bir de atılsaydı ne olacaktı acaba...


Konular