Allah ve Ahiret Gününe İnanan ya hayır Konuşsun yada Sussun....

Allah ve Ahiret Gününe İnanan ya hayır Konuşsun yada Sussun. Hadisi Şerifinde çok hikmetler, ihtarlar ve uyarılar vardır.Bu hadisi şeref insanların sosyal ve içtimai hayatta uygulaması gereken bir düstur olduğu gibi insanların ferdi hayatlarında da uymaları gereken bir nurani düsturdur ve emirdir.Şu hadisi şerifin sosyal ve içtimai hayata bakan birkaç hikmeti şudur.

İnsanların sosyal ve içtimai hayattaki huzur ve sükinetlerini sağlayan en mühim şey dillerin kalplerin temiz olması ve başka kalp ve dilleri kirletmemisidir. Söylemlerin ve dillerin temiz kaldığı bir toplumda küfür, gıybet, hakaret ve iftira olmaz. Ahlaken sukut etmiş ve hayır konuşmayan bir toplumun televizyonları o toplumu yobaz, küfürbaz ve geveze yapar. Boş, batıl ve malayani şeylerin konuşulduğu bir toplumda insanlar boş, abes malayani işlere yönelir onlarla iştigal etmeye başlarlar. Boş, abes, mayalani konuların konuşulduğu bir toplumda iftiralar, gıybetler ve çirkinlikler çok olur. İftira ve gıybeti bol olan toplumlarda ise cinayetler, yanlış anlamalar, düşmanlıklar artar. Herkes birbirinin gıybetini yapar.Herkes dilini gıybette kullanır.Herkesin dilinde gıybet ve iftara olur.Hayır konuşmayan bir toplumun televizyon dizilerinde şiddet olur,iftira olur,malayani olur,gıybet olur,çirkin sözler ve espiriler olur.O toplumun radyolarında küfür,hakaret ve gıybet yüklü şarkılar olur.O toplumlarda güzel hakikatli ilim ve fikirler yerine boş batıl fikirler gelişir.Toplum içerisinde hakikati ve hikmeti olmayan sözlere müşteri olunur.Boş,silik,bayağı ve adi sözler revaç görür.Ahlaksız artistlerin söylemleri,ahlaksız şarkıcıların söylemleri ağızlarda sakız olur.O toplum sufli basit söylemlerle vakit geçirir.



Hayır olan kuran ve sünnetin kelamlarını terk edip dünyanın boş ve abes kelamlarını devamlı bir surette konuşan bir toplumda ayetin tabiriyle ölü eti yiyenlerin sayısı çok olur.Yani ayetin dediği gibi gıybet o toplumda çok olur.İnsanlar sadece birbirlerinin günahını kusurunu hatasını konuşur.Gıybetleriyle de farkında olmadan amellerini odunun ateşi yiyip bitirdiği gibi onlarda o gıybetlerle amellerini eritip bitirirler.Allah ve ahiret gününe inanan insanlar hayır konuşmasalar da susarak ölü etlerini yemezler.Aherrette kul haklarını üzerlerine bel etmezler.

Kelamların en hayırlısı olan kurandan ve ilimden uzaklaşıp boş konuşan bir toplumda lafların başı ortası ve sonu olmayacağı için her kes her duyduğunu sözü ve rivayeti başkasına taşıyarak kişiler arasına iftira, günah gıybet sokarak arada düşmanlıkların meydana gelmesine sebep olur.Bir ağızdan çıkan sözler yalan ,iftira, yanlış hayali sözler yüz kulağa girinceye kadar rengini şeklini değiştirip iftiraya suça dönüşür.Belki bu sözler medya ve akraba eliyle Türkiyeyi dolaşır.Nice iftiraların ,yanlışlıkların,haramların ve günahların başı hep bu laf olsun torbada olsun yada her duydugğunu başkalarına duyurma ve iletme yüzündendir.

Ahlaki değerlerini yitirmiş ve hayır konuşmayıp boş konuşan bir toplum geveze olup çıkar. Geveze bir toplum ise asla ciddi, ilmi, fikri konuları konuşmaktan hoşlanmaz. Bu insanlar içi boş, malayani, film ve dizilere müşteri olup hayırlı olmayan şeylere kulak kabartır. Oyalayıcı ve uyutucu, hevasatlara bakar. Boş malayani şeylere müşteri olan bir toplumun kültürü televole kültürüne döner. Hep başkalarının fikirlerini tüketir üretecek seviyeye gelmez. Fikirleri olmayan düşünceleri basit adi bir nesil meydana gelir. Böyle bir toplum geveze olup gevezelikle ömür bitirir. Her şeyi üreten değil tüketen bir toplumolur.

Hayır konuşmayan bir toplumda şer konuşulur. Hep şahıslar ve kişiler konuşulur. Bütün meclislerde faydasız ve faydasız şeyler konuşulur. Kadın grupları kocaları ve komşuları ve akrabaları eleştirir.Maç grupları rakip takımlara küfür eder.Gençler birbirine küfür eder meclisler de insanlar birbirine hakaret edip küfreder.Aralarında hiçbir akrabalık bağı olmayan insanlar birbirinin gıybetini eder.Birbirlerinin ayıplarını konuşurlar.Konuşacak şeyleri olmayan hep birbirlerinin kusurlarını ve ayıplarını konuşurlar.

Kültürünü ve değerlerini kaybetmiş bir toplumun filmleri, türküleri, dizileri, şarkıları programları hep boş konuşur.Romanları ,hikayeleri ,sanatları hep boş dünyevi fanteziler ve hayali olaylar üzerine faydasız olur.Ticari ve reytingi odaklı olur.Bir günde ülkedeki medyanın Konuşulan şeyleri bir ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar boş ve faydasız olur.Ömür boyu konuşulan sözlerin toplamına bakılsa içerisinde ne hikmet nede hakikat olur.Ömür boş ,beleş ve fuzulü geçip gitmiş olur.Ömür sermayesi boş sözlerin maskaralığında heba olup gider..

Allah ve ahiret gününe inandığı halde hayır konuşmayanların dünyevi vukuatları olduğu gibi uhrevi hesabın tutulduğu amel defterleri de her geçen gün kabarır.Çünkü çok konuşan çok hata eder.Çok hata çok günah gıybet iftirayı beraberinde getirir. 60 senelik bir ömür sürecek olan bir insan düşünün. Böyle bir insan konuştuğu sözlere dikkat etmiyorsa ve her duyduğunu başkasına aktarıyorsa, lafın başını ucunu sonunu düşünmeden konuşorsa ,her söze balıklama atılıyorsa, her söze maydanoz oluyorsa ve karışıyorsa, her şeyi ,herkesi eleştiyorsa, her şeye kızıp küfrediyorsa, her şeye bir kulp takıyorsa ,her ortama girip söz konuşuyorsa,her sözü ağzına sakız yapıyorsa, her şarkıyı söylüyorsa, her söze inanıyorsa ,her kese söz yetiştirmeye çalışıyorsa, televizyonların ,filmlerin ,şakıların boş sözlerine müşteri oluyorsa bu haldeki insanların yarın yevmi amel defterlerindeki iftiraları ,gıybetleri , hasetleri, suizanları ,tenkitleri ciltlere sığmayabilir.. İftira, gıybet, ,suizanlar ev küfürleri ciltler dolusu olabilir.Bu ciltler dolusu şeylerin hesabını vermek yüzler sene sürebilir..Teker teker insanlar her kelimeden,sözden,halden ve tavırdan hesaba çakeleceği düşünülürse işinin ne kadar zolaştırdığını görecektir.

Hadisi Şerifte ‘ Allah ve ahiret gününe inanan ya hayır konuşsun yada sussun denmesindeki hikmetlerden birisi işte budur.Konuştuğunuz şeylere dikkat edin.Her sözün ve kelamın bir hesabı olacaktır.Her konuştuğunuz söz yüzünden binlerce hak sahibinin hakkına girerebilirsiniz..Demek inanan, inanmayan her kes konuştuğu her sözden, cümleden, fikirden kelamdan hesaba çekilecektir.İğneden ipliğe hesabın olduğu o günün dehşetinden fitnesinden kurtulmak isteyen ya hayır konuşun yada sukut etsin..Gıybet ortamlarından,küfürlü ortamlardan ve iftaralı ortamlardan kaçınsın.Sırtına ve ameline boş ve abes sözlerin yükünü yükleyip başına bela etmesin.

Hayırı tavsiye edip şer konuşmaktan men edilen insanlar bilmelidir ki,hayır konuşmayan diller arı gibi bal akıtmaz yılan gibi zehir akıtır.Hayır konuşanlar bilir ki, hayat kıymetli olduğu gibi hayatı, iletişimi sağlayan dil, beden ve kulak hepsi değerlidir.Dil Allahın güzel kelamlarını konuşmak için hayır konuşmak için verilmiştir.Boş, batıl ,malayini, abes konuşmak için verilmemiştir.Emanet olarak verilen dillerin vazifesi hayır konuşmaktır.Hayır anlatmaktır.Hayır söylemektir.Hayrı dile getirmektir.Hayır olan şeyleri bülbülü olurken şer olan şeylere karşı tud yemiş bübül olmaktır.

Sana isâbet eden her iyilik Allah’dandır; sana isâbet eden her kötülük ise nefsindendir .Nisa 72.ayeti kerimesinde ki kötülüklerin insana isabet etmesindeki en büyük etken insanın dilidir.Evet insanların başına gelen kötülüklerin müsebbibi kendisidir.Çünkü nefsinin gevezeliğine dilini, hislerini arzularını, tercüman eder dili ile belaları kendi üzerine çeker.Geveze ve başıbozuk dili başına bela olur.Sözleri belaları celp eden bir hale gelir.Diliyle konuştuğu boş şey başına bela olur.Bazen boş sözü gıybet, bazen iftira,bazen ayıplama olur.Bazen kin ve adavet olur. Bazen öfke olur.Bazen iftira olup başına ateş olarak patlar..Her sözü söylemeye kendisini memur bilir.Sözlerinin içerisinde neler var neler yok bakmaz.Ucu kime neye nasıl dokunur düşünmez.Dilinin belasını hayatına, ailesine, insanlara çektirir.Bazen bir küfür başına bela olur.Bazen bir iftira ile başına bela alır..Bazen bir şaka olsun dediği boş söz başına bela olur.Bazen bir sözü cinayet çıkartır.Bazen bir şakası kan döktürür.Bazen bir hikayesi anarşi olur.Bazen bir zannı kelamı başına ateş olarak iner.Bütün bu başa gelen belalarda kendi dilinin belası vardır.Hep dilinin belasını çeker.Bazen dili onu ateşe, bazen küfre ve bazen hapise bazen sürgüne bazen cinnete atar.

Allâh İnsana Kaldıramayacağı Yük Yüklemez .... diyor ayeti kerime…. ama insanlara bakınca sırtlarında dünyanın birçok yükü vardır.Bu kaldıramayacağı yükleri omuzlarına yüklemede dillerinin payı büyüktür. Kimsenin sırtına kaldıralacağı yükü yüklemez diyor. Ama insanların başlarına bir sürü şey gelmektedir. Bu başa gelen şeylerin çoğusu insanların hayatlarını mahvetmekte, intihara, isyana, şekateve, dalalete götürmektedir. Bu insanların üstlerine yükledikleri bütün yükler kendi dillerinin yüzündendir. Dillerinden çıkan konuşmalardaki boş büyük sözlerin neticesidir. Atalarımız büyük lokma yiyin ama büyük söz söylemeyin diyerek büyük sözlerin büyük belası olduğuna işaret etmişlerdir. Evet, bütün insanların sırtlarına yükledikleri yüklerin kalıdıramayacağı yüklerin sebebi dilin belasından çıkmıştır. Hatta peygamber dahil bazen söyledikleri sözler yüzünden bazı sıkıntılara maaruz kalmışlardır. Her sözün kadere taalluk etme ciheti olduğu düşünülürse öfke ve hiddetle söylenen sözler dua hükmüne geçip kadere fetva hükmüne geçerek gerçekleşme durumu olduğu hakikati düşülünürse ya hayır konuşun yadasusun hadisinin hakikati ortaya çıkacaktır.. Demek insan büyük bir söz konuştuğu zaman ve bu sözü çok iddialı olarak söylediği zaman kadere fetva verdirir. Bir çok belayı üzerine celp eder.Ahiret gününe ve kadere inanan bir insan ya hayır konuşur yada susar.büyük lokma yer ama büyük söz söylemez.

Boş söz işittikleri zaman ise, ondan yüz çevirirler. Kasas - 55 ) ayetinin tarif ettiği insanlardan olurlar. Onlara bir fasık haber getirdiği zaman hakikatini araştırırlar.Onlar hakkı konuşarlar.onlarınn her sözü doğru olur ama her doğruyu söylemenin bile doğru olmadığını bilirler.Onlar her sözleri haktır ama her hakkı söylemek onların üzerine hak olmadığın bilirler.Onlar kalbi öldüren hastalıkların başında boş sözler konuşmak geldiğini bilirler onlar boş sözlere müşteri olmazlar.Boş şeyleri alıp hayatı vermezler.

Allah ve ahiret gününe inana insanlar dünya tarlasında cevvi havaya güzel kurani zikri tohumcukları ekerler. Ektikleri nurani kelimatların yevmi mahşerde hikmet, sevap ve mükâfat olarak biçileceğini bilirler. Ahiretin mezrası olan dünya tarlasında dilleriyle hikmet, hakikat zikirleri ve fikirleri ekerler ki aherette mükfat biçsinler.Dünyada küfür, hakaret ,gıybet isyan ,şekavet yada iftira ekenler orada asla mükafat biçmezler..Orada ektikleri çirkin şeylerin karşılığında ceza biçme tehlikesi vardır..Ahiret gününe inanan insan hayır konuşmaya meyil varsa konuşsun yoksa sussun.susarak hiç olmazsa günah kazanmaz.Rabbim bizleri boş sözlerin kralı değil güzel sözlerin hamalı olanlardan eylesin.Vesselam.
Not.Boş konuşan medyayı merakla dinlemek ve takip etmekte o boş konuşan taifenin arasına insanı sokar.


Konular