MEDYA VE DİN İSTİSMARI

MEDYA VE DİN İSTİSMARI

Türkiye'de bir takım basın yayın organları var. Bunların din konusunda, islam konusunda herhangi bir hassasiyetleri yok. Bunlar Türkiye'yi soyan belli güçlerin güdümüyle hareket ediyorlar. Halka zulmetmeleri yetmiyormuş gibi, üstüne birde halkı sömürüyorlar. Bir de bazı İslami kavramları kullanarak sık sık manevi değerlerimize hakaret ediyorlar. " kahrolsun şeriat, kahrolsun İslamcılar " gibi başlıklarla bu cehaletlerini utanmadan sergiliyorlar. Bunu da malum medya yapıyor.

Bir de, dindar geçinenler var. Onlarda İslami kavramları kullanarak, kadrosuna bir iki ılımlı ismi katarak halkın gözüne giriyor. Şirketinin adını ihlas koyuyor ve ihlassız faaliyetlerde bulunuyor. Ahlakla İslamla bağdaşmayan yayınlar yapıyor. Bu zihniyetle hac organizasyonu yapıyor ve müslümanlar bunun peşi sıra gidiyor.

Bir takım çevreler bu işin ticaretini yaparken, bir kısım medyada aynı işi Ramazan ayı gibi mübarek bir ayda takiyeyle yaparak gerçekleştiriyor. Senenin onbir ayı boyunca " kahrolsun şeriat, gericiler, yobazlar " gibi başlık atan bu basın yayın organları bu mübarek ay gelince utanmadan, Kur'an mealleri, Kur'an tefsirleri dağıtıp ramazan sayfaları hazırlıyorlar. Türkiye'de çok samimi, kişilikli bir kısım insanların dışında bir çok kesim de din sömürüsü yapıyor. Herkes kişilikli ve samimi olmak zorunda. Bir insan, bir basın kuruluşu Müslümanlığında samimi isae bunu yayınlarında da göstermek zorundadır. Öyle senenin bir ayında değil 365 gün bu duruşunu muhafaza etmelidir. Bu hassasiyeti gösteriyorsa elbette ki Kur'an mealide dağıtabilir başka bir eserde.

Sadece bir aylık müslüman geçinen yayınları takip ettiğimizde, halkın dini duygularını kullanarak ticari gelir elde etme yolunda olduğunu görüyoruz.

Medyanın tahribatında bir konu da şudur ki; ismi malum İlahiyat Prof. (!) bu malum kanallarda eserlerini reklam etmenin dışında, onların niyetlerini tatmin etmek için ekranlarda sırıtıyorlar. İlahiyatçı kimlikleriyle dini duyguları sömürüyorlar ve din sömürüsüne alet oluyorlar.Katılmamaları gerekir, katılsalar da dik bir duruş sergilemeli ayet ve hadislerin ışığından kıl kadar sapmadan izahatte bulunmalılar.

Aydınlatılması gereken bir konuda, tarikat olabilir, şeriat olabilir ya da laiklik olabilir. O taktirde sadece Allah rızası için konuşmalı ve meseleleri Allah'ın gösterdiği yolda yorumlamaları gerekir.

Birazda halk olarak bizlerde suç var. Derli toplu, kişilkli olarak bu gibi din tacirlerinin üzerine giderek onları doğru adım atmaya zorlamıyoruz. Geçtiğimiz aylarda mağlum kanallardan birinde yayınlanan bir dizide, bir köpeğe Hüseyin isminin verilmesi sonucu yayın yapan kanalın önünde bir grup Ehlibeyt aşığı insanımız toplanmış ve bu kanala özür dilettirmişlerdir. Diğerlerimiz belkide olayın farkında bile o an varmadık. Top yekun bir direniş medyeyı dize getirecektir. Bir millet kendini, halini değiştirmeden Allah da o milletin halini değiştirmeyecektir. Toplumda İslami anlamda bir duruş gelişirse kimse manevi değerlerimizi çıkarlarına alet edemeyecektir. Buna cesaret bile gösteremeyecekler. Şuğurlu bir sosyal baskı medyayı dize getirecektir.

BİLAL ATIŞ


Konular