AHLAK DEĞİŞİR Mİ?

Çocuğun ahlakından nasıl ana baba sorumlu ise hantal şekli bozuk, sağlığı bozuk çocuktan da ana baba sorumludur.

Bazı ana babalar, ne yaptıysak olmadı deyip işin içinden çıkmak istiyor. Doğru mu? Hayır.

Ahlak doğuştan değildir; insan, ahlaklı veya ahlaksız doğmaz. Kimse kötü yaratılmamıştır. İnsan, nasıl bir sanatı, beceriyi sonradan öğreniyorsa, davranışları da sonradan öğrenir.

Herkes tertemiz, İslam fıtratı üzerine doğar. Değilse sorumlu olunmazdı. Allah, peygamber göndermez, kitap göndermezdi. Mükafatın ve cezanın anlamı olmazdı.

Ceza gören itiraz eder, Rabbim, sen beni kötü yaratmışsın, benim ne suçum var? derdi...

Peygamberimiz: “Ahlakınızı güzelleştiriniz” diyor...

İnsan eğitimle doğmaz, eğitimle yetişir.

İslam’da pişmanlık vardır, tevbe vardır, değişme vardır. Değişen insanlar bunun örneğidir.

Bir de her kötü alışkanlık sonradan kazanılır, istenirse bırakılır.

Kötülüklerle mücadele, hastalıklarla mücadele gibidir. Nasıl belirli yöntemlerle mikroplar öldürülüyor, hastalıklar tedavi ediliyorsa, ahlaksızlıkları gidermekle de böyledir...

Cenab –ı Allah hiçbir emeği boşa çıkarmaz.

Sadaka –i cariye olacak çocuğu yetiştirmek de mümkündür. Pişmanlık vesilesi olacak evladı da yetiştirmek mümkündür.

Her şeyden önce çocuğa iyi örnek olunmalıdır.

Peygamberimiz:

- “Çocuklarınız konuşmaya başladığı zaman Lailahe illallah ı öğretin. Okumaya başladıkları zaman da namazı emredin”

- “Çocuklarınızın ilk sözü “Lailahe İllallah” olsun.” (Ramuz: 33/3 – 76/1) der.

Çocuğun küçük yüreğine Allah, Kur’an, peygamber sevgilerini yerleştirirsek, başka sevgiler de ardından gelir.

Suriye’de 30 profesör araştırma yapıyor.

Besmele ile kesilen hayvanla, besmele çekilmeden kesilen hayvan üzerinde.

Sonuç:

1- Besmelesiz kesilenin et dokularında pıhtılaşmış kan ve çoğalmaya müsait bakteri ve mikroplar tespit edilmiştir.

2- Besmele ile kesilmeyen hayvanın eti koyu renkte ve çabuk bozulma özelliği tespit edilmiştir. (2/6/2003) (Yeni Asya)

Mucizeye bakın.

Kur’an: “Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanın etini yemeyiniz.” (Enam: 121) diyor. Ve bir ayette de:

- “Üzerine besmele çekilen hayvandan yiyin.” (Enam: 118) diye emrediyor.

İlk öğretilecek şeylerden biri de dilin terbiyesidir, dilin eğitimidir. Güzel konuşma eğitimidir.

Çocuğun ilk öğrenme yolu takliddir. Taklit ederek öğrenmeye çalışır. Doğrusu, kendi kendine başarması, şuurlu yapmasıdır. Taklide belirli ölçülerde müsaade edilmelidir.

Örnekler iyi sunulmalı, iyi şeyler öğrenmesi sağlanmalıdır.

Yedi yaşından sonra taklide müsaade edilmemelidir. Kişilik, ve kimliğinin gelişmesi sağlanmalıdır.

Terbiyede en etkili yol, örnek olmaktır. Peygamberimiz: “Söyleme yap” demiştir.

Çocuğun iyi olmasını istemek, iyi olmasını hayal etmek, iyi olması için yeterli değildir. Çocuğunun iyi olmasını isteyen, önce kendisi iyi olmalı ve örnek olmalıdır. Çünkü; çocuk ailede şekillenir, şahsiyetini, kimliğini ailede bulur. Onun için çocuğunu düzeltmek isteyen önce kendisi düzelmelidir. Eğer ana baba çocuğunda bir hata görüyorsa, onun kaynağını kendinde aramalıdır. Çocuğunda görmek istemediği şeyi asla ana baba hayatında yer vermemelidir. Yalan söyleyen çocuğun niçin yalan söylediğini ana baba araştırırsa, kaynağı kendinde bulacaktır.

Atalarımız: “Rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz” demiştir. Çocuğun yanında alkol almak, sigara içmek, çocuğa da sen de ilerde iç mesajı verir.

Çocuklara iyi yönde örnek olunmalıdır. İbadetleri onun göreceği şekilde yapmak, zaman zaman haydi deyip ilgisini çekmek ne kadar güzel olur, ne kadar etkili olur?

Çocuğunuzu

- İftiraya ortak etmeyin,

- Gıybete ortak etmeyin,

- Yalana ortak etmeyin,

- Kıskançlığa ortak etmeyin. Her şeyi ana babanın elindedir.

Ne verilmiş de çocuk kabul etmemiştir. Çocuk boş kap gibidir. Ne katılırsa onunla dolar. Hamur gibidir. Nasıl şekil verilirse öyle şekil alır.

Çocuğu temizliği öğretmek, sağlıklı yetiştirmek de çok önemlidir. Peygamberimiz: “Fıtrat beştir; Sünnet olmak, kasık kıllarını kazımak, koltuk altı kıllarını yolmak, bıyıkları kısaltmak ve tırnakları kesmek. (Ramuz: 226/7)” demiştir.

Sakat kalmaması, yara bere almaması için özen gösterilmeli, iyi gıdalarla, temiz gıdalarla beslenmeli. Hantal, alay konusu olacak şekilde gelişmesine de müsaade edilmemelidir. Sonra kendine güveni de olmaz.

Hastalıklardan korunmak, aşılarını zamanında yaptırmak.

Tacizci, tecavüzcü, sapıklardan korumak, iffetli ve namuslu bir şekilde yetişmesini sağlamak, analık babalık görevidir.

Cinsi terbiye, acele edilmeden, doğru bir şekilde, edep dairesinde verilmelidir. Çocuğun kafası küçük yaşta karıştırılmamalı, nefsi şeylere meylettirilmemelidir.

Karşı cinsle oyunu, arkadaşlığı, konuşması ölçülü olmalıdır. Değilse, kadınsı erkekler, erkeksi kadınlar yetişir.

Oyuncağı, yiyeceği, eşyaları kendi cinsiyetine uygun olmalıdır. Yani kızı, kız olarak yetiştirip terbiye etmeliyiz. Erkeği de erkek gibi yetiştirip terbiye etmeliyiz. Cinsel eğitimden önce iffet eğitimi verilmelidir. Ana baba iffet örneği olmalıdır.

Edepsiz insan olmaz. Edepsiz insan, iyi insan değildir.

Önemli olan bir husus da, çocukta edep ve haya duygusunun geliştirilmesidir.

Mikrobik hastalıklardan çocuklarımızı korumazsak, üzülürüz. Manevi hastalıklardan da çocuklarımızı korumazsak üzülürüz.

Yetkililer “Aşı zamanını aman geçirmeyin” diyorlar. Hemşireler, ev ev dolaşıp aşı yapıyor. Ya manevi aşılar... Hani nerede? Yapılmayınca neler olur, neler...

Aşı niçin yapılıyor? Hastalıklardan korunmak için. Hani ahlaksızlıklardan korunmak için aşı? Küfürden korunmak için aşı?

Peygamberimiz: “Çocuklarınıza hoş muamele edin, onların edeplerini güzelleştirin” diyor. Biz terbiye ediyor, utanma duygularını geliştiriyor muyuz? Giyecekleri kıyafetler konusunda özen gösteriyor muyuz? Yoksa iç çamaşırlarını gösteren, çırılçıplak mı giydiriyoruz. Kısacık bir şort giymesine müsaade mi ediyoruz? Veya “Kızım Allah, açık saçık giyinenleri sevmez” mi diyoruz.

Açık saçık giyinen çocukta haya duygusu ölür, gelişmez. Açıklık, etrafa şehvet kokusu yayar. Korumadığımız için taciz edilir, saldırıya uğrar, kaçırılır. Allah korusun, sonu ne kadar kötü olur.

Açıklıkta tahrik vardır, teşvik vardır. İlgi uyandırır.

Bilhassa sıcak havalarda çocuğumuza edeple giyinmesini öğretmeliyiz.

- “Çok sıcak!” derse ona:

- Cehennem daha sıcak yavrum! demeliyiz. Peygamber (as):

- “Haya imandandır”, “Haya hayır getirir”, “Utanmıyorsan dilediğini yap” demiş, yavrum de bakalım, ne olacak...

Aç Kur’an-ı oku,okut bakalım, ne diyecek...

Kızım alttan açık göbek üstten açık göbek meydanda. Sen böyle giyinmekten utanmayacak mısın? De bakalım ne cevap verecek.

Yakışıksız elbise isterken, o sana göre değil, o sana yakışmaz de bakalım, onu nasıl bulacaksın?...

Biz vazifemizi yapmıyoruz. Hesabımızı nasıl veririz bilmem.

Son yıllarda suç işleme yaşı çok düştü. Edep ve utanmanın olmaması, küçük yaştaki çocukların kaçırılması, taciz ve tecavüze uğramasına neden olmaktadır.

Ağaçlar budanırsa daha verimli oluyor. Bakarsan bağ oluyor, bakmazsan dağ oluyor. İnsan da ilgiye, bakıma muhtaç. İnsan eğitimli doğmuyor, eğitimle, terbiye ile yetişiyor. Sonra insan, terbiyeye ihtiyacı olan ve kabul eden bir varlıktır.

İnsan terbiye ile olgunlaşır, terbiye ile faydalı hale gelir, terbiye ile namuslu insan haline gelir.

İnsan eğitilmeyecek olursa, hayvan seviyesinde kalacaktır. Hayvanları bile utandıracak hale gelecektir. Utanmadığı içi her istediğini, her aklına geleni yapacaktır. Cinselliği ön plana alacak ve şehvetten şaşı olacaktır.

İslam peygamberi: “Utanmıyorsan dilediğini yap” demiştir.

Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig adlı eserinde şöyle der: “Ey baba olan, çocuğunu sıkı terbiye et; arkadan gelenler sana gülmesinler. Çocuklara fazilet ve bilgi öğret ki, onlar iyi ve güzel yetişsinler.”

Çocuk, kendiliğinden yetişmez. Yetiştirilir, emek verilirse yetişir.


Konular