Ev ve Evliliklerimiz

Allah’u Teala’nın bizlere gönderdiği Kur’an-ı Kerim, biz kullar için o kadar büyük kolaylık ki; kulların kılavuzu, yol göstericisi. Allah’u Teala’nın gönderdiği kılavuza uyarak, onu iyi okuyup, iyi anlayıp, hayatımıza aktarabilirsek ne yolumuzu şaşırırız, ne tökezleriz, ne perişan, ne bedbaht vede ne rezil, rüsvay oluruz. Yani bu o kadar zor iş değil. Biz kendimize azap edercesine, Allah’ın kanunlarına, yasalarına uymayarak, kendimize en büyük kötülüğü yapıyoruz. Allah’ın bizim ibadetimize ihtiyacı mı var? Tabiki hayır. Her zaman ve heryerde biz ona muhtacız. Zaten Mevla bütün kainatı bizim için yaratmamış mı? Bizim emrimize vermemmiş mi? Soluduğumuz havayı, içtiğimiz suyu, güneşi, ayı biz kulların rahat yaşaması için ne gerekiyorsa, hepsini bize bahşetmemiş mi? Bizim yapacağımız tek görevimiz, Mevla’ya iyi kul olup, O’na şükretmek.

Allah’a kulluk ederken bir bakıyoruz, görev olarak bizlere; birbirimize iyi davranmamız, birbirimizin hakkını hukukunu korumamız, birbirimizi sevmemiz, saymamız ve iyilik etmemiz emrediliyor. Bütün bunları ve Rabbin bize gönderdiği anayasayı uyguladığımız takdirde, kulluk vazifemizi yerine getirmiş oluyoruz. Ne kadar büyüksün Allahım. Sen biz kullarını affeyle.

İçinde bulunduğumuz bu asırda heran ve heryerde bir çok musibetler kol geziyor. Aile hayatımızda, yaşantımızda huzur diye birşey kalmadı. Edep haya diye, biz müslümanların olmazsa olmaz dediğimiz değerlerimizden eser yok. Edebin hayanın yaşanmadığı zamanda sevgi saygı olur mu? İşte biz bu değerlerimize bağlı kalmamız için, hep Kur’an-ı Kerim’e bağlanmamız gerekir.

Gerçekten içinde bulunduğumuz şartlar, şeytana davetiye çıkarırcasına, şansları zorluyor. Eskiden İslami mahrem konularına çok dikkat edilirdi ve elhamdülillah fazla olumsuzluklarla karşılaşılmazdı. Lakin günümüzde sık sık bu tür nahoş durumlarla karşılaşıyoruz veya duyuyoruz ve çok üzülüyoruz. Bu meselelerden dolayıda çok yuvalar yıkılıyor. Çocuklar sersefil oluyor. Geleceğimizin garantisi çocuklarımız çok sağlıksız yetişiyor ve sağlıksız yetişen gençlik, sağlıksız nesil ve sağlıksız bir millet demektir.

Biz hanımlar giyimimizi, kuşanmamızı, sözümüzü, sohbetimizi, tutum ve davranışlarımızı, dinimizin emrettiği gibi sürdürür/yaşarsak, ne biz üzülür, ne başkalarını üzmüş oluruz. Yaşamımızda tesettür konusu çok önemli, tesettürlü giyinmek edepdir. Sözümüze, sohbetimize, tutum ve davranışlarımıza dikkat etmek hayadır ve yine edepdir. Biz, AvrupaTürk İslam Birliği mensupları olarak, her zaman örnek olduğumuz gibi, bundan sonrada örnek olma şuuru içerisinde, Allah’u Teala’nın yolundan şaşmadan, Peygamber (S.A.V.) efendimizin yaşantısını Sünneti Seniyesininden ayrılmadan yaşamaya devam edeceğiz . Allah’u Teala dünyadaki bütün müslüman kardeşlerimize edebiyle yaşamayı nasip eylesin, hep beraber inşallah!

Günümüzde boşanmalar oldukça çoğaldı. Bu konuyu irdelediğimizde, bakıyoruz dinimizi tam manası ile yaşamamaktan, kültür değerlerimize önem vermemekten, yani kısacası eğitimsizlik birinci sırada geliyor.

İkincisi tahammülsüzlük. İnsanlar artık biri birine eyvallah etmiyor. Sen çalışıyorsan, bende çalışıyorum, benimde param var diyerek.

Üçüncüsü şimdiki gençler evlendiği günden dayalı döşeli, tam teşkilatlı ev ve arabaya sahip oluyorlar. Düşünecek hiç bir eşya derdi yok, alalım satalım diye gençleri meşgul edecek bir meseleleri yok. Bu sefer bir birileri ile uğraşıyorlar.

Dördüncüsü ailelerin gençlerin işine çok karışması. Benim taraf, senin taraf, hem hiç eksiksiz herşeyleri dörtdörtlük olsun istiyorlar, hemde sonra ben daha çok aldım, yok sen daha çok aldın, diye huzursuzluk çıkarıyorlar.

Beşincisi, istisnalar kaydeyi bozmaz, madi durumun iyi olmayışı ve işsizlik konusu.

Altıncı, bazen bayanın, bazen beyin ilgisizliği, vurdum duymazlığı, sohbet ve muhabbet eksikliği, birbirilerine dertlerini açık açık anlatamama gibi durumlar, birbirine kırılmış olup diyerinin bundan haberi olmayışı.

Yedinci Türkiye’den gelen damat ve gelin, geldikleri ortamla buradaki ortamın farklı oluşu, uyum sağlamada zorluk çekmeleri. Örf adetlerin, gelenek göreneklerin dejenere oluşu, ne Alman ne Türk, karma karış bir yaşam biçimi oluşmuş bir aile ile karşılaşınca tabiki genç umduğunu bulamıyor, hayal kırıklığı yaşıyor. Hele bu genç büyük şehirden gelen bir genç ise, bu daha zor oluyor. Çünki burada bazılarımız 40 yıl önce geldiğimiz gibi kalmışız. Bazılarımızda buranın, yani yaşadığımız ülkenin yaşantısını, daha çok benimsemişiz. Türkiye’den gelen genç için yaşadığımız ülkenin kültürü çok farklı olduğu için, biz gelen gence anlayış göstermemiz, ona yardımcı olmamız gerekir.

Ve son zamanlarda evliliklerin en can alıcı, en tehlikelisi de internetden tanışıp evlenmeler. Çocuklarımız internetden maalesef hep hayırda faydalanmıyorlar. Bilgisayarlar evlerde adeta sadece gençlerimiz çetleşsin, eylensin, kafa bulsun, erkek çocukları kız, kızlarda erkek arkadaş bulsun diye mevcut. Bu her ailede böyledir demiyorum. Böyle yapmayan gençleri tenzih ediyorum, inşallah bu gençlerimizin yolu açık olsun.

Ama çet yapan gençlerimiz için bazı tavsiyelerim olacak. Bende anneyim, oğlumun ve kızımın çet yaparak evlenceği genci kabullenmem çok zor. Evliliklerde dikkat edeceğimiz konular, dinimizce bize söylenmişdir. Evlilik yaparken kız evlatlar için, delikankının önce dindar, soylu, iyi huylu oluşuna, hali vakti yerinde oluşuna dikkat etmeleri. Peygamber (S.A.V.) efendimiz bu konuda aydınlatıcı bilgi vererek şöyle buyuruyor: “Erkek bir kadınla dört özelliğinden dolayı evlilik yapmalı; malı, soyu, güzelliği ve dindarlığı için. Sen dindar olanına zafer bul ki ellerin feyiz ve bereketle dolsun.” Peygamber efendimiz dindar olanını seçin diye tavsiye ediyor. Peki gençler, internetteki gencin dindar olduğunu nasıl anlayacaklar, bilecekler. Sonra evliliklerde ailede çok önemli, ailesini tanıma imkanınız yok, soyunu, sopunu, huyunu, dindar olup olmadığını bilmek çok zor. Bu yüzden bu tür evliliklerden kaçınmak gerekir.Şimdiki evlilikler zaten hep duygusal oluyor, kimse mantıki evlilik yapmıyor. İnternetin duygusal yönüde yok. Hani; gençler birbirini görür bir elektirik alır, hoşlanır, sempatik bulur, peki bu çetle nasıl oluyor. Tamamen hayal loto oyunu gibi, ya tutarsa. Duygusallık yok, sevgi yok, aşk yok , saygı yok, peki bu evlilikten ne bekleyebiliriz ve bu evlilik ne kadar ömürlü olur. İşte düşünülmesi gereken, üzerinde durulması gereken önemli konulardan biriside bu.

Allah’u Teala cümlemizin çocuklarına hayırlı evlilikler nasip etsin ve bir ömür boyu sürdürsün inşallah.

Diyeceklerim çok, dertli söylermiş. Bizlerde sorunlar karşısında yazar olduk, Allah rızasını kazanmaya, müslüman kardeşlerimize iyi olanı tavsiye etmek için.

Şu koskoca kainat sarayının bir ustası vardır. O usta onu bilir, görür, yapar ve idare eder. Bize de sadece ona şükür etmek kalır. Şükür görevi, dille yerine getirilebileceğimiz gibi iş ve davranışlarla da yerine getirilir. Allah’u Teala’nın bize gönderdiği hayat reçetemiz olan Kur’an-ı Azimüşan’a uymadan yaşarsak, yani kendi bildiğimiz gibi yaşarsak, karşılaştığımız musibetlerden dolayı şikayetçi olmaya da hakkımız yok.

İyi adamın evinde kötü bir kadın, bu alemde onun cehennemidir. (Hz. Ali)

Nurten Öner


Konular