Kola ve Gazozlardaki Alkole Dikkat!

Suya içki karıştırılırsa onu içmek haram olur!

“Fetva vermekte en cür’etli olanınız, ateşe düşmekte en cür’etli olanınızdır.” Darimi



Öteden beri alkolsüz olarak bildiğimiz gazozlar hakkında Tüketiciler Birliği’nin TÜBİTAK’a yaptırdığı analizde, tüm gazozlarda binde üzerinden farklı oranlarda alkol çıktı.

Bu konuda tartışmalar başladı, en önemlisi gazoz satışlarında azalmalar oldu. Sayın prof Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafakta yazdığı makaleleri bu gazozlarda alkol olsa bile içilmelerinde hiçbir mahzur olmadığını onaylar mahiyette idi.

Kanaatimizce sayın Karaman’ın vermiş olduğu fetva araştırılmadan acele verilmiş bir fetva niteliğindedir. Burada bu fetvanın niçin araştırılmadan ve acele verilmiş olduğuna dair bazı düşünceleri ele alacağız.

Alkolun necisliği:

Bilindiği gibi içki (alkol) tedrici olarak kaldırılmış, nihai olarak Maide suresinin şu ayetiyle yasaklanmıştır “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları, ancak şeytan işi birer pisliktir; ondan kaçının ki felaha eresiniz.” Maide: 90

Bu ayette dikkat edilirse içki (rics) pislik olarak nitelendirilmiştir. İslam alimleri bu ayetten yola çıkarak içkinin “sidik ve kan gibi necaseti galiza” olduğuna hükmetmişlerdir. Azı da çoğu da haram kılınmıştır. Şarabın haramlığını inkar eden kafir olur. (Fetavayı Hindiye, c.12.s.279)

Suya Karıştırılan Alkol:

Sayın Hayrettin Karaman 20 Ekim 2006 Cuma tarihli yazısında şöyle diyordu:

15 Eylül'deki yazımda, fıkhın muteber kaynaklarından şu bilgileri nakletmiştim: Necis olan veya yenmesi, içilmesi haram kılınan bir nesnenin azı da, çoğu da yenmez ve içilmez, ama bu nesne, temiz olan bir başka nesneye karışır, karıştırılırsa, keza yanma vb. şeklinde değişime uğrarsa hüküm değişir; yani o nesne haram ve necis (dince pis) olmaktan çıkar.

Gerçi sayın Karaman bu yazının devamında suları “az su” ve “çok su” olarak iki kısma ayırmıştır, fakat yüzeysel bir bakış açısıyla bakıldığında “pis olan alkol, temiz su ile karıştırılırsa haram olmaktan çıkar” tarzında da anlaşılabilecek niteliktedir. (Bilhassa “Bir sıvının içine alkol karışınca hemen "bu sıvı haramdır" denemez” cümlesi böyle bir intibaı verecek cinstendir.) Bu yüzden bu konuya açıklık getirilmesi gerekiyor.

Pis olan alkol temiz su ile karıştığında haram olmaktan çıkmaz. Bu hususta Sayın Karaman’ın kaynak olarak gösterdiği İbn Abidin’in “Şürb Haddi” bölümünde şöyle deniliyor:

“Eğer (şarap) suyla karıştırılır ve şarap çok olursa (onu içene) had tatbik edilir. Eğer su çoksa had tatbik edilmez ancak sarhoş olursa başka. (ولو خلط بالماء فإن كان مغلوبا حد وإن كان الماء غالبا لا يحد إلا إذا سكر). İbn Abidin c.4.s.38.

Burada “su çok olursa had tatbik edilmez” ifadesi “o helaldir” manasına da gelmiyor. Haram olmaya yine haramdır.

Vehbe Zuhayli “İslam Fıkhı Ansiklopedisi” adıyla tercüme edilmiş kitabında şöyle diyor:

Şarap ile karıştırılmış suyun içilmesi ittifakla haramdır. Çünkü o suyun arasında şarap zerrecikleri vardır. Böyle içki içen kişi tazir edilir. Eğer şarap sudan daha fazla ise had vacip olur. Çünkü bu durumda şarabın ismi de manası da değişmeksizin kalmaktadır. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi. Vehbe Zuhayli. c.4.s.345. Muğnil Muhtac ve Muğniden naklen)

Bir kimse su ile karışık şarap içse bakılır; eğer çoğu şarap ise had vurulur. Çoğu şarabın tat ve kokusu gidecek şekilde sudan ibaretse had uygulanmaz. Ancak şarap ile karışık suyu içmek içinde gerçek olarak şarap parçaları bulunduğundan haramdır. (İslam Fıkhı Ansiklopedisi. c.7.s.442)

Ömer Nasuhi Bilmen’de “Hukuku İslamiye Kamusu”nda aynı şeyleri zikreder. Şunları da ekler: “bu mesele eimmei hanefiye göredir. Sair müctehidlere göre ise [içkiyle karışık fakat suyun daha çok olduğu karışım içilirse] bu halde had lazım gelir. (c.3.s.252.) (Fetavayı hindiyede de mevzu aynıdır. bkz.c.4.s.55. Bu mevzuda içki haddiyle ilgili bütün fıkıh kitaplarına müracaat edilebilir.)

Sayın Karaman’ın Verdiği Fetvaya Gelince:

Prof. Hayrettin Karaman şöyle diyor:

Dince pis olan nesne az suya veya az sıvı maddeye karıştığı zaman su ve sıvı pis olur; içilmez ve onunla dînî temizlik yapılmaz. Çok suya pislik karıştığı zaman ise suyun rengi, tadı ve kokusundan biri, katışan pislik belli olacak şekilde değişmedikçe su pis olmaz. Çok su Hanefîlere göre yeri köşeli ise yüzeyi 10x10 arşın, yuvarlak ise 36 arşın, derinliği ise bir karışa yakın yerdeki sudur. Arşın yaklaşık iki karıştır. Şâfiîlere göre iki kulledir (büyücek küp), İmam Malik'e göre ise az su, içine düşen pisliğin rengi, tadı veya kokusu belli olan sudur, belli olmayan su ise çok sudur. Buradaki ölçülere göre çok sayılan suya mesela sidik veya şarap karışsa o su pis olmaz, onunla abdest alınır ve o su içilir (İbn Âbidîn, 1984 Kahraman Yayınları, C.I, s. 185,188).

Dinde hüküm yukarıda yazıldığı gibidir. Bir sıvının içine alkol karışınca hemen "bu sıvı haramdır" denemez, haram olmasına hükmetmek için yukarıda açıklanan şartların gerçekleşmesi gerekir. Yeni Şafak. 20 Ekim 2006. Cuma

Evvela çok suya necasetin karışması gayrı ihtiyari, kasıt olmaksızın karışan necasetle ilgilidir. İnsanların içtiği çok ve temiz suya para kazanmak için “kasten necaset katmak caizdir” diye dinde bir hüküm ve cevaz mevcut değildir. Mevzubahis olan gazoz meselesinde necaset olan içki kasten katılmaktadır ve bunda zarurette yoktur.

Saniyen gazoza katılan alkol, doğrudan suya karıştırılmıyor. Çünkü gazozda kullanılan alkol aslında esansın suda çözülmesi için katalizör olarak kullanılmaktadır. (Zaten bunu sayın Karaman’da söylüyor.) Alkol önce esansa karıştırılmakta bu yüzden esans necis olmaktadır. Ortalama 1,6 litre alkol, onun üçte bir oranında esansla karıştırılmakta, daha sonra bu karışım bir ton suya aktarılmaktadır. Esans kendisinden üç misli fazla alkolle birleşip necis olmakta ve dolayısıyla (Karaman’ın çok su diye tarif ettiği) suyun renk, tat ve kokusunu değiştirmektedir. Dolayısıyla sayın hocamızın (Çok suya pislik karıştığı zaman suyun rengi, tadı ve kokusundan biri, katışan pislik belli olacak şekilde değişmedikçe su pis olmaz) dediği durumun tam tersine, suyun renk, tat ve kokusu değiştiği için su bütünüyle necis duruma gelmektedir.

Salisen şarap sirkeye dönüştüğünde caiz olur. Çünkü istihale neticesinde onun aynı değişmiş ve temiz olmuştur. (انقلاب العين فإن كان في الخمر فلا خلاف في الطهارة Bahrı Raik. C.1.s.239. Darül marife. Beyrut). Halbuki gazozlara katılan alkol katalizör olarak kullanılmakta ve bir tepkimeye girmemektedir. Yani aynı değişmeyip olduğu gibi kalıyor. Sayın Karaman’ın (Karışma, yanma, pişme, kaynama vb. sebebiyle değişikliğe uğrayan pis nesne temiz olur, kullanılır, yenir ve içilir) sözü bu mevzuya uymuyor.

Hülasa; gazozların esansına katılan alkol esansı necis hale getirdiğinden, esansta suyun renk, tat ve kokusunu değiştirdiğinden ve su içindeki alkol tepkimeye girerek değişmediğinden bu günkü gazozlara cevaz verilemez. Ona “haram değildir” demek yanlıştır. Tam tersine “haramdır” demek doğrudur.

Gazoz üretenler –bilhassa Müslüman geçinenler- niçin mamullerinde alkol olmadığını söylüyorlar da, arkasından alkolü karıştırıyorlar? Bunun arkasında maddi menfaatten başka bir şey yok. Tüketiciler Birliğinin açıklaması şöyle: “Etil alkol, gazlı içecek üretiminde maliyeti düşük olması nedeniyle kullanılmaktadır. Etil alkol yerine aynı işlevi görmek üzere, örneğin propylen glycol maddesi kullanılması mümkündür. Ancak etil alkol yerine kullanılacak “ara çözücü” hangisi olursa olsun, üretim maliyeti artacaktır.”

Yani üreticiler helal bir madde kullanarak, bize şaibesiz gazoz içirebilecekken, çok para kazanmak için bize alkollü gazoz içiriyorlar. Hâlbuki helal madde kullandıkları zaman iflas edecek değiller. Belki biraz karları düşecek o kadar. Fakat çok paraya tama ederek bütün Müslümanları günaha sokmak her halde hakları değil. Bilhassa Müslüman görünerek bu işi yapanların biraz yüzleri kızarmalı ve bundan vazgeçmeleri gerekmez mi? Yoksa Müslüman görünmeleri yalnızca para kazanmaya mı endeksli?

Garip olan Sayın Karaman’ın ihtiyaten de olsa gazoz üretiminde alkolden vazgeçip helal bir maddeyi kullanmalarını tavsiye etmesi gerekirken, tam aksi bir fetvayı vermesi. Bir internet sitesinde “Ülkerin imdadına Karaman hocanın fetvası yetişti” deniliyor. Acaba bu fetva karşılıklı görüşmeler sonucunda mı ortaya çıktı? Diye insanın aklına geliyor.İDRİS FERİD


1 yorum

yediği içtiği insanın maneviyatını etkiler

Allah(CC)razı olsun çok önemli bir konuya temas etmişsiniz.
Hz. Ali nin alkolle ilgili kıssasını mübalağa olarak görenler olabilir(bir yere alkol damlasa(yada şarap)orasını su kaplasa,sonra çekilse ve orada ot büyüse ve o otu inek yese şüphe hasıl olur sütünü içen için)ama burada alkollü yiyecek ve içeceğin, hatta gıybetin,koğuculuğun ve diğer haramların insanın maneviyat hayatını kesinkez etkileyeceği, dolayısıyla çok temkinli davranmak gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Yukarıdaki söz Hz.Ali ye ait veya değil önemli olan insanlık mertebesinde kalmak yada daha ötelere terakki etmek ancak dikkatli yaşamakla mümkün olabilir.Büyük insanlar haramları terk etmelerinin yanında şüpheli şeyleri bile terk ederek rıza makamına ulaşmışlardır.
Allah cümlemizi takva dairesinden ayırmasın inşallah ve gözümüze hakim,midemize hakim,dilimize hakim kılsın.

30.04.2008 - PARATONER

Konular