Ümitsizlik, Mutluluğun Tahripçisi, Hayatın Katilidir.

İnsanoğlundan düşmanlarının sıralaması yapılması istenilse bu sıralamada ümitsizlik belki hiç yer bulmayacak,çünkü ümitsizlik düşman olarak görülmez,Aslında insan maddi ve manevi kemalatın önüne kurulmuş en büyük tuzağın ve düşmanın ümitsizlik olduğunun farkında değildir. Halbuki,maddi ve manevi terakiyat ve kemalatın rahmetin,şefkatin manevi iflasın intiharların günahların ,kin adavetin ve ,anarşinin en büyük sebebi ümitsizliktir.

Ümitsizlik şeytanın insanın aleyhinde kullandığı öyle zehirli bir silahtır ki,bu silah ile başta,imanı,zaiflemiş veya iman nurları zevale yüz tutmuş, günahlara ve haramlara müptela olmuş insanların sabır, metanet, istimdat, istinad kalelerini yıkar, hastalık, musibet, bela ve harama düştükleri zamanlarda ise yeise iterek avlar,önce ümitlerini kırar sonra kırılan ümitleri sabır ve tevekkülden soyutlar,son aşamada ise en büyük darbe olan mutlak ümitsizliğe atar.

Bu kör sağır ve dilsiz olan mutlak ümitsizliğin son noktası, kuvvetini imandan alamayan,yada günahlarının cürmünün büyüklüğüne bakıp rahmetten ümidini kesen insanların vardığı son noktadır,aslında bu nokta insanın sonunu hazırlayabilecek,helakete ve felakete götüren bir nevi cinnet ve zillet noktasıdır,sabır kuvvetinin mazi ve mustakbel cenahlarında dağıtılıp elinde hazır zamana hiçbir sabır sermayesi kalmamasının acziyeti ve tükenişinin noktasıdır... nefis ve şeytanın kalp ülkesini, hissiyat ,letaif ruh ve akıl şehirlerini işgal ile tahakkümü altına alıp,insanın hayallerini ve umutlarını yeis darağaçlarında isyan ve şeytan hesabına sallandırarak mahvetmesinin zaferidir.

Şeytanın zaferine insanın mağlubiyetine zemin hazırlayan mutlak ümitsizlik vartalarındaki insanın kendi nefsinden sudur eden hataları sonucu girdiği bela,musibet ve hastalıkların nedenini nefsinden bilmemesi,kusuru kaderi ilahiyeye vererek gücenmesi ve mutlak ümitsizlik derekesine inmesi neticesinde isyanı ve şekaveti Cenabı Hakka dayandığı için Ehli Sünnet Alimleri bu mutlak ümitsizlik vartalarını küfür ile eşanlamlı tutmuşlardır..

Şeytanın yollarına kurduğu mutlak ümitsizlik tuzaklarına yakalanan insanların hiçbir gayret ve çaba ve istimdad ve istinad kapılarını çalmadan münacat ve müracaat etme cesaretini ve metanetini kendinde bulmadan,nedamet gözyaşlarına sarılmadan yeisin tükenişliği ile Allahın rahmetini ademe atarak“ BU SAATTEN SONRA ALLAH’TA BANA BİR ŞEY YAPAMAZ.YADA “ALLAH BENİ ASLA AFFETMEZ”,”BU KADAR KÖTÜLÜĞÜ ALLAH NASIL AFFEDER”,”BEN BİTMİŞİM, BEN ÖLMÜŞÜM”,vb. gibi kelimelerle Allahın rahmetini ümitsizlik zindanlarına hapsedip,isyan dalgasının büyüklüğünü fehm etmeyen lisanıyla kudret ve kerem sahibi olan Allahu Azimuşşanın mutlak rahmetini ve kudretini bir nevi inkar ederek..”Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz.Çünkü kafirlerden başkası Allahın rahmetinden ümidini kesmez. Ayetinin tehdit ettiği sınıfta yer alarak bir nevi küfre girer.

Halbuki o Mutlak Yeisin tuzağına ve pençesine düşen adem rahmet ve kudreti her şeyi kuşatmış olan cenabı hakkın dilediği kulunu dilediği ağır şartlardan kurtarmaya muktedir olduğunu, Allahın her yerde hazır ve nazır olduğunu,her şeyin onun kabzayı tasarrufunda olduğunu ,dilediği kulunun cürmünü setr edip affettiğinin milyonlarca numunesi olduğunu bilse görse ve anlasa ,bütün kainat başında bomba olup patlasa da zerre kadar endişe ve korku duymayacak,yeisin yırtıcı pençesinden kaçıp şekatin afüv kucağına kendini atacak.o rahmet ummanından mahrum kalmayıp kana kana içeçek,o yeis uçurumlarından rahmeti ilayiyenin sağlam iplerine tutunarak esfeli safilin çukurlarında sukut etmekten kurtulacaktır.

İstersen Gel ey ümitsiz adem mazi tarafından, istikbale ders veren insanlığın güneşleri olan enbiyaların(Peygamberlerin( rahmeti ilahiyeye itimadlarının neticesinde bela ve musibetlerden nasıl kurtulduklarını hayalen seyr edip hissemizi alalım.

İŞTE bak Peygamber Efendimizin Hz Ebu Bekir ile Medineye gizlice göç ederken Mekkeli müşriklerin amansız takipleri sonucu mağaraya sığınması ve mağara önüne gelen müşriklerin onları yakalamaları an meselesi iken Allahın güvercin ve örümcek ile o müşriklerin gözlerine perde çekmesine rağmen endişe duyan Hz Ebu Bekire Efendimizin korkma Allah bizimle beraberdir demesi Allahın rahmetine nasıl sonsuz bir itimat duyduğunu göstermiyor mu,,

İşte bak cenabı hakkın rahmetinden ümidini kesmeyen İbrahim (asm) ın zalim kral nemrudun yaktırdığı ve göklere kamet eden ateşine atılmasına rağmen kızgın ateş içinde yanmayıp güllük gülüstanlık bir bahçedeymiş gibi rahat ettirilmesi itimat ettiği cenabı hakkın rahmetinin nasıl imdadına yetiştiğini göstermiyor mu,

İşte bak Cenabı Hakkın rahmetinden ümidini kesmeyen ,Yunus (asm) ın denize atılması ve neticesinde balığın onu yutmasına rağmen balığın karnında bütün sebeplerin sukut ettiğinin dehşetine kapılmadan bir deniz altı hükmüne geçen balığın karnında sahil selamet olan karaya çıkarılması o karanlık ve vahşet ortamından necat bulması itimat ettiği Rahmeti İlahiyenin nasıl imdada yetiştiğini göstermiyor mu,

İşte bak Cenabı Hakkın rahmetinden asla ümidini kesmeyen Eyyub (asm) ın 17 yıl vücudundaki yaralarla ve kurtlarla yaşamasına rağmen,herkesin artık yaşamından ümidini kesmesine rağmen o sabır kahramanın Rahmeti İlahiyeye şekva etmeyerek sabır ve tevekkül göstermesinin neticesinde eski sağlığına kavuşturulması itimat ettiği Rahmeti İlahiyenin ihsanının göstermiyor mu,

İşte hayatı boyunca 100 adamı öldüren yol kesici harami başının merhametsizliğinin pençesinden kurtulup nedamet ve pişmanlık kucağına giderken yolda ölmesi ve neticesinde iman ve iyilik ülkesine yakın olmasından dolayı Allahın rahmetiyle affedilmesi itimad ettiği Rahmeti İlahiyenin kulun zannı üzere olduğunu göstermiyor mu,

İşte Ey ümitsizlikten gelen korkaklık,evham elem,keder ,vahşet, isyan ve zilletin başına çöreklendiği biçare insan ,mutlululuk ve saadetin tahripçisi,hayatın katili olan mutlak yeisin(ümitsizlik) başını “De ki Ey kendi nefsine uyup haddi aşan kullarım Allahın rahmetinden ümidiniz kesmeyin.Çünkü Allah şirkten başka bütün günahı bağışlar..Zümer.39-53. ayetinin hakikat kılıncıyla parçalayıp, “Bir şey bütünüyle elde edilmezse, tamâmen de terk edilmez. hadisinin hakikat topuzuyla da o ümitsizliğin belini kırın. inşallah.Muhammed ŞAMİL


2 yorum

İlk cümle

Yeme, içmeden daha fazla belki en az günde beş defa ümide ihtiyacımız var. Beklentilerimizi karşılayabilenden istemeye ihtiyacımız var. İsteyipte karşılığını bulamayabilecegimiz insandan ve eşyadan değil.
Belki insandan övgü bekleriz. Bazen buluruz bazen bulamayız. (Fatiha)
Bekli insandan sevgi bekleriz. Bir müddet karşılık verebilir. Sonrasında ölüm var. (Kurban)
İsteklerimizi dua ile Allah'tan (cc) beklemeliyiz ki ümidimiz karşılıksız kalmasın.
Kalmasın da kararsız kalmayalım.
Kararsız kalmayalım da şeytan karar vermemize yardım etmesin.
Ya da kararsızken sünneti uygulayalım da sabredelim.

28.05.2008 - meka

naümidi lutfun olmam.

bu güzel yazılar inşallah uçurumun kenarında düşmek üzere olan biçare insanlara rehber olacaktır.ben de bir konuda çok ümitsiz olmuştum tam o anda yazınızı okudum hata yaptığımı anladım.allah razı olsun.es seyyid osman hulusi efendi de beyti
nde şöyle diyor: na ümidilutfun olmam eylerim her dem niyaz.ne güzel söylemiş bu kadar güzel örnekler varkenyine de ümitsizlik ediyoruz işte allah affetsin.

11.02.2008 - musab.b.umeyr

Konular