her gün af diliyor tövbe ediyorum.söyleyin dostlar rabbim affedermi beni?

bir zamanlar diyerek başlayacağım çünkü ben bir zamanlar allahtan güç alır buna göre adımlarımı attığımda da yolda kalmazdım. allah'ın adını anan yolda kalmazmış bunu gördüm. günahların büyüğünü zinayı işledim. bu durumdan her ne kadar an be an rahatsız olsamda vicdanımın sesini kısıkta olsa duysamda yine nefsime ve lanet şeytana uydum ve yenik düşüp onları galip ettim. insanlığımı kaybettim onurumu gururumu kaybettim. kendime saygımı ve inancımı kaybettim. duadan uzaklaştırdı beni bu çirkin davranışım. yaptığımdan utanarak dua etmekten uzaklaştım ama gitgide daha da derine battım. şimdi öyle bir haldeyim ki, kendime güvenmez olmuşum samimimiyim diyorum dua ederken bir değil yüz kez bin kez af dilesem yine yaparmıyım sorusu aklımda. yine yenik düşermiyim yine o katran kuyusuna dalarmıyım diyorum. korkuyorum. meğer neler kaybetmişim. aynaya bakarken bir an geliyor yüzümde bir ışık arıyorum. belki hiç geri gelmeyecek ama arıyor ve bulamıyorum. bu hesaplaşma sürekli devam edecek belki de hiç bitmeyecek. kendime kızdım çok kızdım kurtulmaya da çalıştım kendimden o buhran halinde. ki en ufak bir olumsuzlukta bile bunu düşünürken şimdi tek tesellim bundan kalben vazgeçmiş olmam. çünkü kendimden kurtulmayı bu pis bedenden kurtulmayı düşünüyordum. sonra bir ışık gördüm bir umut hissettim. ya hiç farkında olmasaydım hala hayasızca devam ediyor olsaydım. ne kadar kendimi affetmesemde kızsamda bundan sonraki ömrümü rabbimin rızasını kazanmak için harcamaya karar verdim. umarım rabbim izin verir. ne kadar ağlasam ne kadar üzülsem boş biliyorum. geri dönüşü yok. karmakarışık duygular içindeyim. her an birşey olacak korkusuyla kıvranıyorum. öyle pişmanım ki keşke hiç olmamış olsaydı keşke bu kadar zayıf olmasaydım. umarım benim durumum yanlış içinde olanlara örnek olur. umarım günah işlemeden rabbimin rızasını kaybetmeden yaşamak nasip olur. ve umarım rabbim beni affeder. tek isteğim rabbimin rızasını kazanmak ve yeniden onun beni sevdiğini hissetmek. çünkü ne yazıkki ben en doyurucu sevginin onun sevgisi olduğunu ve en güzel devanın ondan geldiğini unutan bir kul günahkar bir kul olarak yeni idrak ediyorum. ve bundan dolayı utanç duyuyorum. dostlar ne olur dualarınızı eksik etmeyin. rabbim bilmem benim duamı kabul edermi ama rabbim zorda kalıp günaha sığınan herkesi nefsinden korusun.rabbim beni affeder mi?


8 yorum

Re: her gün af diliyor tövbe ediyorum.söyleyin dostlar rabbim af

sa arkadaşlar ben porno izledim sonra tövbe ettim tekrar bi kaç kere izledim aynen tövbe ettim gene ama bu kez kalbimden gelerek tövbe ettim dua ettim ama içimde hep bir sıkıntı var sizce Allah beni affeder mi?

15.01.2013 - Zehirliok Ziyaretçisi

Re: Re: her gün af diliyor tövbe ediyorum.söyleyin dostlar rabbi

Allahın Varlığını Sen İzlerken Onunda Seni İzlediğini Sakın unutma Kardeşim Tevbeni Et Allah Sevgisi Kalbinde Vardır Tevbe ederken Onu Çıkar Ve Görüceksindir. Birdaha harama Bakmak İstemessin .

22.04.2014 - Zehirliok Ziyaretçisi

Sevgili Peygamberimiz

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde: “Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tövbe edenlerdir.” (İbn Mâce, Zühd, 30) buyurmaktadır. Başka bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz: “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11) buyurmuştur.

Bu zikrettiğimiz hadislerden de anlaşıldığı üzere, insan, günah ve sevap işleme özelliğinde yaratılmış bir varlıktır. Günah işlemek, insanı meleklerden ayıran bir özelliktir. Bilindiği gibi melekler nurdan yaratılmış olup, asla Allah’a karşı gelmeyen, günah işle me yen varlıklardır.

İslâm fıtrat dinidir. İslâm’da insanın günah işleyebileceği kabul edilmiş ve bundan korunma ve kurtulma yolları insana öğretilmiştir. İşte yapılan kötülükten, işlenen günah ve kabahatten kurtulup manevi kirlerden temizlenme yolu tövbedir. Tövbe ile insan, yapmış olduğu günah ve kusurlar dan kurtulup o günah ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olur. Nitekim bu hususta Peygamber Efendimiz, “Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gi bidir.” (İbn Mace, Zühd 30) buyurur.

Yüce Allah kullarını tövbeye çağırmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Ey müminler! Hepiniz toptan Allah’a tövbe ediniz ki, felaha edesiniz.” (Nur, 24/31) Başka bir ayette ise Yüce Al lah, Peygamberine şöyle buyurur: “De ki: “Ey çok günah işleyerek kendi öz canlarına kötülük etmede ileri giden kullarım! Al lah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Allah dilerse bütün günahları mağfiret eder. Çünkü O, çok affedicidir, merhamet ve ihsanı fazladır.” (Zümer, 39/53)

10.09.2011 - Hatice123

ben 27 yaşındayım ama

ben 27 yaşındayım ama hiç zina yapmadım.üstelik alanya gibi bir yerde yaşıyorum.kız arkadaşımda olmadı.nefsi ve şeytanı yenmek gerçekten zor.

09.09.2011 - tacettin_sulutas

Arkadaş,sakın zinaya

Arkadaş,sakın zinaya yaklaşma!!!...bu yaşa kadar Allaha şükür tertemiz gelmişsin...Ne kadar şükretsen azdır!...Yaşın 27 olmuş...yani en tehlikeli yaşları atlatmışsın....bundan sonrası daha kolay gelir...Birde ne kısa zamanda evlen...böylelikle zinaya bulaşma riskini tamamen ortadan kaldırmış olursun inşaallah....selametle....

11.09.2011 - cennetkuşu

evlenecek maddi durumum yok

evlenecek maddi durumum yok zaten evliliğide imanımı kurtarmak için yapacağım.Peygamber Efendimizin (s.a.v)bir hadisinde ahir zamanda imanı elde tutmanın ne kadar zor olduğunu söylemiştir.

13.09.2011 - tacettin_sulutas

CVP:ben 27 yaşındayım ama

Ne oldum değil ne olacağım! Rabbinize şükrederken şeytanın şerrinden koruması için de bol bol dua ediniz

10.09.2011 - duaa

Haram ve Yasak Meyvelere Uzanan Eller.

Umutsuzun kardeşim,Hz Ebu Bekir r.a gibi sadıklardan olsaydık olmayı becerebilseydik günah işlermiydik.cennete bir kişi gidecek denilse o benmiyim.cehenemme de bir kişi gidecek denildiği zaman o yine benmiyim.diyen Hz ömer r.a gibi havf ve reca ortasında kalsaydık günah işlermiydik. Hz osman r.a gibi mahlukattan ve Rabbimizden hakkıyla haya duysaydık günah işlermiydik.Hz Ali r.a gibi züht ve takvanın zirvesinde olsaydık harama düşermiydik.haramın ve günahın yırtıcılığının farkında olsaydık ondan aslandan ve yılandan kaçar gibi kaçmazmıydık.verdiğimiz sözlere sadık kalsaydık sadıklardan olurduk.verdiği sözlere sadık olmayan verilen namus ve şeref emanetlerine ihanet edenlerden olduk.yalancılardan yazıldık.eğer gönlümüz iman kuran islam ve cennet neşesi nimetleri ve bolluğu kaplasıydı.gönlümüz maneviyatsızlık kıtlıklarına ve kuraklıklarına düşmeseydi böyle günahlar işlenirmiydi.zinanın sağnak kezzapları yağarmıydı ruhumuzun bahçelerine..tevekkülsüzlük sadakatsizlik kıtlığı baş gösterince insan bunları kuran ve sünnetten ve doğruluktan talep etmeyince gider şeytani sağnaklardan şehvani yağmurlardan meded umar.o zina ve haram sağnakları ise gönüllere ancak pislik yağdırır.kalbi ruhu öldürür.nice .veliler abidler zabitler sadakatleriye kazandılar bulundukları sevgili makamlarını.

Ah görebilseydik ve bilebilseydik üzerine üşüştüğümüz ve tamah ettiğimiz bize güzel gelen ve zevklendiğimizi zannetiğimiz zinanın aslında rabbin katında necis ve çirkin olduğunu...belki manzarayı aladan baksaydık o çirkin işimize .midemiz bulanacaktı.bir leşin etrafında iki kişinin toplanıp leş akbabaları gibi zevklenmesi şeklinde görülecekti.Temiz kalanlar temiz olanlarla yetinirler.temiz kalanlar necislere tenezzül etmezler.eşyaların en güzelleriyle evlerimizi doldurup döşedik eşyaların en güzellerini alıp giyindik yerlerin en güzellerinde gezdik ama,ruhu kalbi aklı bedeni en güzel ihtiyaçları olan zikirden fikirden marifetten mahrum ettik.onu lezzetlerin kapısında şehvet dilencisi ettik.ruhumuzun aktlımızın kalbimizin hayatını zehir zıkkım edip çöplüğe çevirdik.

Her işlenen cürmün cezası “beşer zulmeder kader adalet eder” sırrı gereği olarak ceza veya musibet bir yerlerde gizlice bekler.hayatımızın belki en tatlı zamanında, belki en acı zamanında, belki en gafil anında, belki en muhtaç anında bizi hatırlayacak ve cezayı kesecektir.her günahın cezası bir yerlerde pusuda beklemektedir.nerden nasıl geleceğini hiç kimse kestirememektedir.sadece cürüm sahibi bilir ki bir yerlerden gelecek.ya keffaeret için,ya af etmek için yada kahretmek için.yada küçümsediği günahın cürmünün büyüklüığünü göstermek için gelecektir.her affın bir bedeli olacaktır.her affın bir maliyeti cezası olacaktır.her afta hak sahipleri olacaktır.gönül şikayetci ,göz şikayetçi, akıl ,kalp, ruh ,zerreler şikayetçi olacaktır.”razı olunmadığım bir yerde beni kullandı sahibim” diyecektir.”beni kirletti lekeledi karartı.yaktı” diyecektir.”mahsulümü yaktı” diye dillenecektir.bu kadar hak sahiplerinin hakkını hakimi mutlak gözardı etmeyecektir.
çalışmaktan kan ter içinde kalanlar,koşuşturmaktan yorulanlar,zevk için yolları aşanlar,keyif için rahat için belini bükenler ibadet ve kullukta aynısını yapmadan ibadet kulluk yolunda kan ter dökmeden mükafat alacaklarıınımı zannediyorlar ki;günahı zevkle işleyenler tövbeyi kahrederek ağlayarak feryat ederek yapmadıkları zaman hoşgörüleceklerini mi zannediyorlar.kulların sözlerinden kıl kadar dışarı çıkmayanlar rablerinin emirlerini çiğneyerek kurtulacaklarını mı zannediyorlar.nefislerini hevalarını dinledikleri kadar rablerini dinlemeyenlen af mı bekliyorlar.ellerini yasak haram meyvelere uzatanlar sadece ellerini değil kalplerinide imanlarınıda iffetlerinide yaraladılar.yasak meyve Hz ademi cenneten uzaklaştırdı.dünya sürgününe attıği gibi.bizlerinde yasak haramlara uzanan elleride onları cennetten uzaklaştıracaktır.acıların kederlerin sürgününe atacaktır.

Evet kardeşim nice dualar vardır ki harama olan meyilleri kırmıştır.sahiplerini korumuş çirkefliklerin içerisine düşmekten kurtarmıştır.dilinin duasını susturanlar kalbin duasını suturmuşlar ki vicdanın duasını da susturmuşlar ki harama kolayca girmişlerdir.yoksa en sıkıntılı zamanda kulunun duasına icabet eden rabbi o isteseydi onu korumazmıydı haramdan.ama o kafaya koymuş,planlarını yapmış,kendini kuruşluk lezzetlere hazırlamış.

Günahı işleyecek kişi zaten affedileceği ümidiyle işlemiyormu o günahı..affedilme gafletine düşenler işlermi günahı.sıfırlarmı amelini.o kadar kolay ki her şeyi tahrip etmek.o kadar zorki yıkılanları tamir etmek.emeklerle yaparsın kurarsın, edersin,yerini yurdunu amelini sonra bir musibet dalgası bir zina sağnağı gelip yerle bir eder yerini, yurdunu hayatını, umudunu amelini.
2 kere iki dört eder hesabını şaşırmayanlar ellerini ateşe tutunca yanacağını bilenler arabayı kazasız sürenler yollarda düşmeden sekmeden yürüyenler amele gelince şaşırıyorlar, sapıtıyorlar, karıştırıyorlar kaybediyorlar.zina nın ameli batıracağını iffetini yakacaklarını hesap edemiyorlar.

Yarın rabbimiz yevmi mahşerde rabbimiz dese ki, "sen inanıyordun zina ettin,şu kullarım inanmadıkları zina halde etmediler
sen örtülü olduğun halde zina ettin öteki kullarım açık oldukları halde zina etmediler.
sen kuran okuduğun ve anladığın halde zina ettin ama kuran bilmeyenler etmediler.
sen peygamberleri velileri tanıdığın halde zina ettin onlar tanımadıkları halde etmediler.
sen evli olduğun halde zina ettin ama onlar bekar olduğu halde zina etmediler.
sen namaz kıldığın halde zina ettin onlar kılmadıkları halde etmediler.
sen uyuşturucu ve içki içmediğin halde zina ettin ama onlar içtikleri halde akılları uçtuğu halde zina etmediler.bunlar gibi nice sorulara maaruz kalınca insan ne eder ne der.

Rabbim affeder dua tevbe istiğfar nedamet pişmanlık gösterenleri .kimisi vardır küçük bir günahını büyük görüp yıllarca tövbe eder.kimisi vardır koca dağlar kadar günahına tövbe eder.kurşun yarası deşilmeden kesilmeden dikilmeden düzeltilmez.günahın yarasıda öyledir.gözyaşı tövbe nedamet istiğfar ile dişelecek cerrahi işlemlere tabi tutulacak.
intihar vardır birinci kattan düşersin, intihar vardır 50 kattan düşersin.küçük günah birinci kattan düşmek gibiyse büyük günah 50 kattan düşmek gibidir.dağdan düşenle bayırdan yuvarlanan bir olurmu.birisi küçük sıyrıklarla atlatır ötekisi belki paramparça olur gider.
işte günahların büyüklüğü ve küçüklüğüde böyledir.büyük günahlar dağdan düşmüş gibidir.küçükler ise sıyrıklar gibidir.birinin tamiri ve tedavisi kolay iken ötekisinin ki zor odur.birisi hemen kapanır ötekisi ise zor kapanır.

Ne gariptir insanoğlu önce yere göğe sığdıramadığı ,ardında pervane olduğu, büyüsüne kapıldığı, ardına düştüğü, hayalini kurduğu, tadına vardığı aşk ve muhabbetlerden birden nefret edip iğrenmeye başlıyor.tatllığı acıya dönüyor.güzelliği çirkinliğe dönüyor.şirinliği rezalete dönüyor.adını anınca mutlu olduğu isimler lanete dönüyor.her şeyini feda ettiği şeylerden nefret ediyor. Fıtrat işte, bekayı istiyor.temizi güzeli helali sonsuz olanı kalıcı olanı istiyor.fıtrat işte, yalana ,dolana, fırıldağa, aza, razı gelmiyor.iş bitince .şehveti teskin olunca,arzuları sönünce,emeline ulaşınca sesi çıkmaya ağlamaya başlıyor.o zaman susuyor alçak nefsin sesi.rabbim fıtratını ruhunu kalbini imanını ağlatanlardan eylemesin.nefsini ağlatanlardan eylesin.şeytanı ağlatanlardan eylesin.koca günahsız ismet sıfatı peygamber efendimiz günde 70 kere tövbe etmişse bizlere ne düşer.nasıl bir tövbe düşer.rabbinden af dilenmek ve bağışlanmayı istemek iki kelimeden ibarettir.ben nefsime zulm ettim.ruhuma kalbime aklıma hayatıma bedenime zulm ettim zalimlerlerden oldumaf ,af.,af,af.rabbim..






Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.

26.05.2010 - tahkik

Konular