ALEVİ SEVGİLİSİ OLAN SUNNİ AŞIKLAR

İslamiyetin kudsi ve ulvi kurumlarından birisi de ailedir.Bu kutsal kurumunun sağlam ve kalıcı olması için dinimiz bazı kriterler ve kurallar getirmiştir.Bu kural ve kriterlere uyulduğu zaman iki dünya saadeti temin edilir..Bu kriterlerin en önemlisi evlilikte kadın ve erkeğin dinen bedenen asaleten ve sireten birbirine denk olmasıdır.Nasıl ki, toplumları ayakta tutan ve adaleti temin eden dengeler bozulduğu zaman sistemler ve ülkeler yıkılır .Öylede evlilikte de kadın ve erek arasında dünyevi ve uhrevi dengeler olmadığı zamanda evlilikler yıkılır gider.Bu yıkımlara fırsat vermemek için İslamiyet evlilikte denge tedbirini almıştır.Kadın ve erkek diyanet noktasında denk olmadığı zaman inançlar çatışır.Kadın ve erkek güzellik noktasında denk olmadığı zaman nefis ve menfaatler çatışır.Kadın ve erkek arasında asalet ve zenginlik noktasında denklik olmadığı zaman değerler bozulur ve çatışır.Bu çatışmalar neticesi ise aileler ve yuvalar yıkılır.Yada mutsuz bir evlilik yaşanır.İki taraf için hayat zehir zıkkım olur.

Dinimiz evlilikteki sevgi, muhabbet, saygı, hürmet ve merhametin ancak eşler arasında denklikle gerçekleşeceğini denklik olmadığı zaman hakiki manada eşlerin birbiriyle kalben, fikren, bedenen, zihnen sükunete ermeyeceğini, sadece aşk,muhabbet ve sevgi esas alınarak kurulacak olan evliliklerin eksik ve gedik kalacağını belirtmektedir.Eğer kadın ve erkek arasında ki birliktelik sadece dünyevi hayatı esas alıp o kriterlere göre olursa o zaman hissi ve kalbi ve nefsi olan arzuların teskin ve tatmin olmasıyla aradaki muhabet sevgi saygı ve heyecan yavaş yavaş zeval bulur..Eşlerin birbirine karşı belki sabır ,tahammül ve hürmet duyguları çabuk kırılır.Eşin güzelliği gidince başa kalkmalar,yaşlanınca gözü dışarıda olmalar,eşi istediği gibi hareket edip giyinmediği takdirde azarlamalar,istediği gibi olmayınca aşağılamalar,usanç ve bıkkınlık halini yansıtıp yüzüne vurmalar,hürmet ve merhamet duygularını yitirip dövmeler başlar.Bu acı tablolar uhrevi esaslar evliliğin temelinde olmadığı zaman baş gösterirken.Temelinde uhrevi ve dünyevi kriterler beraber olan evliliklerde denklik esas olacağı için ve kadın erkeğin yanında Allahın emanete olarak görüleceği için kadın yaşlansa da eşinden muhabbet görecektir.Eşinin ebedi gençliği hatırına yaşlılığına katlanacaktır.Çirkinleşse de ebedi gençliği olacağını düşünüp teselli bulacaktır.Allahın emanete görüp azarlayıp dövmeyecektir.Eşi çirkin olsa da haram ve zina olduğu için gözünü dışarı çevirmeyecektir.Alkol komasına girip eşini azarlayıp aşağılamayacaktır. Allahın munis hediyesi olarak gördüğü için eşine hürmet ve muhabbetini eksik etmeyecektir.Dininin güzelliklerini eşiyle paylaşıp onunla cenneti kazanmak için çalışacaktır.Onun kulluğunu ve şükrünü artırması için onu ibadete ve şükre teşvik edecektir.Onun haya ve edep ile donanması için ona Allahın emirlerini hatırlatacaktır.Onu sadece zevklerini ve şehvetini tatmin aracı görmeyecektir.Onun güzel hasletlerini taklit etmekle beraber kötü hasletleri için ise uyaracaktır.

Böyle uhrevi kriterlere göre nurani evlilikleri yaşamak herkesin hayali ama bu tarz denlik esasına göre kurulan evliliklerin az olduğunu bize gösteren en büyük delil ise boşanma istatistikleridir..Dünyevi kriterler esas alınarak yapılan evliliklerin ömrü kısa olduğu için boşanmalar ise kaçınılmaz oluyor.Evlilik için sadece sevmeyi yeterli gören bu asrın gençliği sevgilerin tükendiği yerde boşanmaya mecbur kalıyorlar.Elbette boşanmada sadece etkili olan bu şehvet evlilikleri değildir.Boşanmalarda kadınların istemedikleri insanla evlendirilmeleri,çocuk çağında kızların aşk belasına düşüp kaçarak evlenmeleri,görücü usulüyle rızasız evlendirilmeler,ihanetler neticesi boşanma,flört ile evlenenlerin nikahla yaşamaya alışamamaları ve mezhepler arasında ki çatışmalar sonucu anlaşamayıp boşanmalar da vardır.Bu boşanma sebepleri arasında olan mezhepler arası çatışmalar da evliliklerde bir sorun teşkil etmektedir.Hak mezhep olarak kabul edilen Hanefi,maliki,şafi ve Hanbeli mezheplerine mensup olan insanlar arasındaki evliliklerde inanç noktasında sorunlar çıkmazken mezhep olarak dahi kabul edilmeyen ve daha çok bir fikir ve düşünce topluluğu olarak kabul edilen alevi kimliğine tabi olan kişiler ile yapılan evliliklerde sorunlar çıkmaktadır.

Bir Müslüman ameli noktada bu dört mezhepten birisiyle mutlaka amel etmek zorundadır..Çünkü dinsizliğe giden yolun en mühim sebebi mezhepsizliktir.İçtimai ,iktisadi ve itikadi olarak bir mezhebe tabi olmak zorundadır.O mezhebin evlilik şart ve akitlerine riayet etmek zorundadır.Mezhebi kabul etmeyenler kendi kafalarına ve yorumlarına göre yaşamak zorunda kalırlar.Bu haldeki bir yaşamda haktan uzak olur.Bu başı buyruk hali ise onları sapkınlığa götürebilir.
Mesela Önceleri hak üzere giden büyük zatların görüşlerini benimseyip o yolda giden alevi kesimi maalesef zamanla ve ifsatçılar yüzünden sünni çizgisi olan ehli sünnet vel-cemaat çizgisinden çıkarak alevi –sünni ayrımını doğurmuşlardır..Camilerini ,ibadetlerini,ve dualarını dahi ayırarak Sunni denilen kesimlerle olan inanç birliklerini değiştirmiş ve farklı bir inanç ve kültür meydana getirmişlerdir. Hak mezhebin dışına çıkıldığı için temelsiz kalan alevi kesimler arasında solculuk ve ateizm yayılmış ve aleviler toplumda dinsiz olarak görülmeye başlanmıştır. Dinli ,dinsiz ve hak mezhep ,batıl mezhep ayrışması başlamıştır. Bu ayrım doğal olarak çok yerlerde kendisini göstermiş. Mahalleler, köyler, bölgeler ve ideolojilere ayrışmış,bu ayrışma hali evlilik komşuluk akrabalık vb gibi yerlere dahi girmiştir.Sunniler, Alevileri hak mezhep çizgisi dışında ve batılda gördükleri için Alevilerden kız alsalar da onlara kız vermemeye başlamışlar.Bu kız verip almada ki ayrışma nedeniyle belki bir çok birbirini sevenler mağdur olmuş.Sevgisinden ve sevgilisinden gayrını boş gören alevi-sünni aşıklar bu ayrışmaya karşı çıkmaya başlamış , ister itemez ve bilmeden dini ve İslami değerleri tenkit etmeye başlamışlardır.Kimisi :aşkımıza ve sevgimize Allah niye karışıyor,ayrım niye yapıyor,Kimisi: herkes insan değimli ,herkes eşit değil mi,biz birbirimizi sevdikten sonra gerisi boştur.Ötekisi: evleneceğim eşimin ibadeti inancı beni ilgilendirmez,Allahı bildikten sonra gerisi önemli değil.Başka birisi: inançları olmasa da iyi insanlar ,Bir ötekisi: aşkım uğruna her şeyi kabul ederim.aşk engel tanımaz,herkes birbirinin inancına saygı göstermeli.Ve diğer sayamayacağımız bir çokları: Allah aşkına lütfen yapmayın hepimiz adem ve havvadan olmayız, Herkesin dini herkesi ilgilendirir, onlarda Müslüman, bence bir ayirim yapmamak gerek, her sey din değil, sevgilim alevi ve benim inancıma saygı duyuyor. Her kesin dini kendine vb gibi sözler, ithamlar ve itirazlar kulaklar ve diller vasıtasıyla toplumda yayılmıştır. Çoğunluğunu sunni bayanların oluşturduğu bu itiraz ve şikayetçi grupların hem itikadi noktada hem de içtimai noktada hataya, mutsuzluğa ve acılara düşmemesi için bilmeleri ve dikkat etmeleri gereken noktalar ve hususlar vardır.Biz bu itiraz ve şikayet edilen hususlara kısaca dikkat çekeceğiz ki,sunni bayanlar itiraz ettikleri noktalardaki haklı ve haksız taraflarını görsünler ve itikadi ve vicdani noktada küfre ve hataya düşmesinler.Evlilikte uyulması gereken kriterleri bilsinler.Bilip uymadıkları noktalarda zarar edeceklerini akletsinler.
Şu unutulmamalıdır ki,bu itirazlara cevap verirken karşı taraf inancı olan alevilik inancını aşağılamak ve kötülemek gibi bir düşüncemiz asla yoktur.Aksine ortak değerler ve inançlar noktasında birleşmek amacı vardır.

Bu inanç ve yaşam farklılıkları noktasında Alevi erkekleri seven sunni bayanların evlenmelerine engel gördükleri aileleri, inançları ve çevrelerine karşı verdikleri tepki,itiraz ve isyanlarda haklı ve haksız oldukları noktaları bilmeleri gerekir ki ,mağdur olmasınlar.Aşağıdaki sunni bayanlara ait olan itirazlara karşılık verdiğimiz cevaplar onlara yol gösterici mahiyettedir.


İtiraz:“Alevilerde Müslüman, bir ayrım yapmamak gerek”

Cevap:Evet Alevilerde Müslümandır..Kendini Müslüman kabul eden her kes müslümandır.Ama unutulmaması gereken bir şey vardır ki Müslümanlığın şartları vardır.İster alevi olsun ister Sünni olsun o şartlara riayet ettiği zaman mümin olur.Müslümanlığın temel inanç ve itikadi yapısına zıd olan fikir ve düşünceleri yansıtan kim olursa olsun dalalete sapkınlığa düşer.İkitadi ve imani noktada yanlış bir yol takip eden grupları ve cemaatleri alimler sapkın fırkalar olarak tarif etmişlerdir.Bir kadın sadece dilin söylediği bende müslümanım sözüne itimat edemez.O müslümanın öteki Müslümanlar gibi inanıp hareket etmesi gerekir.Eğer fikren ve dinen çoğunluğa uymuyorsa o kişinin Müslümanlığı tehlikededir.Müslümanlığa zıt hayat tarzı ve fikirler taşıyorsa ister alevi ister Sünni o insandan kaçınmak gerekir.İnancı ve dini bozuk insanların sevgi tuzaklarına düşmemek gerekir.

İtiraz:“Sevdiğim alevi inançlarımız farklı diye ailem vermiyor...

Cevap:”Aileler alevi gençlere kız vermek taraftarı olmamasının önemli sebebini inançlara bağlarlar.Kendilerince endişe ve kaygı taşıyorlar.Çünkü ortada bir gerçek var ki alevi ve Sünni inanç ve tutum farklılıkları vardır.Sünnilerin çoğunluğu cami,namaz,oruç,örtü vb gibi temel olan inançları benimsediği halde alevi kesimde örtü.namaz,oruç ve cami pek yaygın değildir.Alevi çoğunluk görüş noktasında sol ve sosyalist bir çizgiyi takip ederken Sünniler daha çok sağ ve İslami bir hayatı benimsemiştir.Çağdaş hayatı benimsedikleri için Alevilerde örtü pek yaygın değildir.Medenilik olarak eğlence,alkol tüketimi normal olması yanında mahremiyet kavramı pek geniş olduğu için Aileler alevi gençlere kız vermekten korkuyorlar.Kızlarının o ortamlarda bozulacağını düşünüyorlar.Çağdaş yaşamı tercih eden Alevilerin kızlarına baskı yaparak onları kendilerine benzeteceği kaygısı taşıyorlar.İnanç çatışması neticesi boşanma korkusu da taşıdıkları için kızlarını vermeye yanaşmıyorlar.Kadın ve erkeğin inanç noktasında birbirine denk olması gerektiğine inanıyorlar.Bu sorunda bizim çözüm önerimiz.Alevi ve Sünni birlikteliğini devam ettirmek için erkek tarafı ehli sünnetçe hak mezhep kabul edilen bir mezhebe girerek bu sorunu çözebilirler.Eğer alevi genci ehli sünnet gibi ibadet edip amel ediyorsa zaten sorun yoktur.İsmi alevi olsa da yaşayışı ehli sünnet gibidir.Sonuç olarak. Alevilik bir mezhep değil bir görüş ve fikir topluluğudur.Amel ettikleri bir fıkıh ve ilmihal itapları yoktur.fıkıhsız ve kitapsız amel edenler sapkınlıktan kurtulamazlar.

İtiriz:Herkes insan ,herkes eşit değimli...

Cevap:Evet Allah katında eşitlik vardır..Herkesin insan ve mahlukat olması cihetinde eşittir.Hatta mahlukat cihetinde hayvanlarla bile eşittir.Ama Allah katında adalet noktasında ise herkes eşit değildir.Çünkü inanan ile inanmayan ,yaşayan ile yaşamayan,bilen ile bilmeyen eşit olamaz.İnsan olarak eşit olsak da marifet ve kemalat noktasında eşit değiliz.İnsanlar arasındaki eşitliği bozan en mühim şey inanç ve yaşamdır.Seven insanın nazarında ve gözünde sevgilisinden daha sevimli kimse yoktur.ondan daha büyük kimse yoktur.Ama yaratıcının katında ise büyüklük ve küçüklük ve aşağılık şartlara bağlıdır.Allaha itaat etmeye bağlıdır.Şimdi rabbimiz alimlerle abidleri abidlerle zabitleri bir tutmaz.Hak mezhepte gidenlerle gitmeyenleri münafıklarla fasıkları, fasıklarla kafirleri bir tutmaz.Bir fasık Allah katında bir kafirden üstündür.Bir fasık Allah katında bir mezhepsizden üstündür.Evet iyilik noktasında bir insan ne kadar üstünde olsa küçük bile olsa inancı olan insan inanç noktasında ötekisinden üstündür.Hiç kimse haşa ve kella Alevileri insan dışı bir kategoriye koymuyor.Yada onları kafir kategorisine koymuyor.Açıkça Allahı inkar etmedikçe Müslüman ve günahkar kategorisine koyabilir.Bu kategoriye öteki Sünni olanlarda girer.Alevi genci ile Sünni kızı arasında inanç eşitliği olmasa da eşitlenebilir.Alevi genci eğer bir Sünni gibi yaşamıyorsa itikadi ve ameli olarak Sünni gibi yaşayarak eşitleyebilir.O zaman hiçbir sorun kalmaz.

İtiriaz:Evleneceğim alevi insanın ibadeti inancı beni ilgilendirmez..

Cevap:Evet Hayatı ve evliliği sadece şehvet,çocuk sahibi olmak, mutlu olmak ve dünyayı yaşamak olarak görenler için kiminle neyle evlendiğinin önemi olmayabilir.Ama evliliğin temeline Allah rızasını koyan,evliliği ve hayatı imtihan olarak görenler için ise evlilik sadece basit bir amaç için olmaz.Dinimiz mümin olan ile mümin olmayanı, kafir olan ile müslüman olanı ,fasık ile ehli ibadeti, münafık ile kafiri ayırmıştır.Kiminle evlenip kiminle evlenemeyeceğini açıklamıştır.İnanan bir bayan gidip bir kafir ile evlenemez.Ancak o kafir iman edip Müslüman olursa müstesna.Evliliğin temelini ve saadetin gereğini dinimiz inancı beni ilgilendirmez beyanın aksine inanç birliğine ve eşitliğine bağlamıştır.Bir kadını evleneceği insanın asaleti de,zenginliği de inancıda ilgilendirmelidir..Evlilikte bu kriterleri aramamak din ve imanın kurallarını umursamak olur.Umursanılmayan o eşin inancı bir gün başa bela olabilir.Yada yavaş yavaş o inanca insan kayabilir.Yada inançların bir gün çatışması olabilir.Yada inancı kendisine zıt olan kişinin yarın inancına hakaret etmesi o insana ağır gelebilir.Hayata dair her şeyi paylaşacak olan çiftlerin inançlarının birbirine ters olması terslikleri ve çatışmaları doğurur.Ancak inancı olmayan başkasının inancını önemsemez.Alevi inancı ve Sünni inancı olmayanların izdivaçları hiç sorun olmaz.Alevi bir gencin Sünni bir bayanın inancını önemsememesi önemli değil ama Sünni bir bayanın alevi bir gencin itikadi ve imani noktada sağlam olmayan inancını önemsemesi kendi mutluluğu için gereklidir.

İtiraz:Sevgilim alevi dini yaşayıp oruç tutmuyor ama Allahı bildikten sonra gerisi benim için önemli değil..

Cevap:Allahı bildikten sonra gerisini önemsiz görmek çok tehlikeli bir yaşam ve inanç biçimidir.Allahı hakkıyla kimse bilemez.Ama Allahı bilenler ona en güzel şekilde kul olmuşlardır.İnsanın dünyaya geliş gayesi rabbini tanımaktır.Allahın rahmetini keremini şefkatini büyüklüğünü bilmeyenler ona hakkıyla kul olmaya çalışmazlar.Sadece Hıristiyan,Yahudi ve öteki insanlar gibi Allahı bilirler.Böyle bir şekilde Allahı bilmek yetmiyor. Allahı bilmeyenler başka şeyleri rab olarak edinirler ve onlara taparlar.İlah edindikleri nefisleri için her şeyi herkesi harcamaktan çekinmezler.Rabbini bilen ise sadece ona kul ve köle olur.Haddini bilir rabbinin emirlerini ve yasaklarını bilir.Hayatının sınırlarını rabbinin emirleri ve razı olacağı şekilde çizer.Bugün alevi olup sadece Allahı inşallah temennisi hatırına bilenlerde vardır.Alevi olup Allahı hakkıyla bilmeye ve ibadet etmeye çalışanlarda vardır.İbadeti olmayan orucu olmayan bir kadın evleneceği erkeğin bu şeyleri yapıp yapmayacağına kıymet vermeyebilir.Ama dini ve imani hassasiyeti olan kadınlar İslamın şartlarından olan namaz ve orucun bir erkekte olmasını önemserler.Bilirler ki İslam olmanın şartı namaz,oruç,vs gibi emirleri yapmaktan geçer.Bilirler ki namazsız ve oruçsuz hayatlarda hayır yoktur.Allaha kul olmayan hayatlar ve ömürler boştur batıldır abestir.Alevi koca oruç tutmuyor Sünni eş oruç tuttuğu zaman eşinin oruç tutup kendisine eşlik etmemesi onu üzecek.O manevi lezzeti tatmayacak.Mahzun olacak.Sanki eşi ona muhalefet ediyormuş gibi bir halet ortaya çıkacak.Belki çocuklar babanın oruç tutmaması ve ibadet etmemesini örnek alacaklar.Aklı başında olan bir insan Evlilikte bütün ihtimaller göz önüne alır.Sadece aşk olsun muhabbet olsun demez.Bilir ki aşk ve muhabbetin kalıcılığı her şey paylaşıldığı zaman olur.

İtiraz:Her sey din değildir. İnançları olmasa da alevi sevdiğim iyi bir insandır!..

Cevap:Hayır her şey dindir.Çünkü din güzel ahlaktır.Din saadet ,emniyet ve mutluluğun anahtarıdır.Din hayatın hayatı hem nuru hemde ziyasıdır.Dinin iksirinden dinin nuraniyetinden dinin hakikatinden dinin saadetinden dinin hikmetinden hissesi olmayan kalpler ölüdür,hayatlar boştur.Her şey din olmadığı için toplum böyle ahlaksızlığın ,zulmün ve insafsızlığın girdabinde kıvranıyor.Her şey din olmadığı için saadet,mutluluk ve emniyet ortadan kalkmış.Her şey din olmadığı için insanların birbirine saygısı ve sevgisi kalmamış.İnsanlar arasında yardımlaşma ve dayanışma ,hürmet ve merhamet kalkmış.Her şey din ile mana kazanır anlam bulur değer kazanır.Din insanı insan eder onu manevi olarak sultan eder.Dinin hikmetli ve hakikatli kurallarının olmadığı yerde adalet olmaz.Beşeri kanunların zulmü olur.İnsanlar sevmek adına menffatlerine ters düştüğü için dini inkar edemezler.Din hükümler deneme yanılma yöntemleri ile olmazlar.İlahi hükümlere dayandığı için hakikatli olurlar.Din insanların helal olan zevklerini kısıtlamaz.Din insanları ellerindekilerden mahrum etmez.Din saadet ve mutluluk için vardır.Baskı ve mahrumiyet vermek için değildir.Din insanları inanmaya zorlamaz sadece inandıktan sonra inandığı gibi yaşamasını ister.Dinin hükümlerini hiçe sayıp istediğini yapanlara diyecek yoktur.Dini değerleri hiçe sayıp evlenenlere diyecek söz yoktur.Evleneceği alevi yada Sünni birisinin iyi olmasını yeterli görenlere de bir şey diyemeyiz.Hasas bir bayan bilir ki Allah katında iyilik sahipleri iman sahipleridir.Bir insan bütün dünyayı iyilik olarak bağışlasada namazı olmadığı zaman kıymeti olmuyor.Rabbimiz sadece iyiliğe bakmıyor imanın olmasına da bakıyor.Eğer iyilik yeterli olsaydı nice dünyada gelmiş geçmiş iyi insanlar var,iyi işler yapmışlar ama iman etmemişler.Onların iyi olması cennete girmesine yetmemiştir.Dinimiz evlilik için sadece eşin iyi olmasını gözetmez.İmanı, ahlakı ,diyaneti ve takvası olmasını ister.

İtiraz:Sevgilim alevi ve ben aşkım uğruna her şeyi kabul ederim.Aşk engel tanımaz…

Cevap:İnsanın sevdiği alevi olabilir.Alevi yada sunni kim olursa olsun aşk uğruna mantıksız ve yanlış engelleri aşmak için çaba sarf edebilirler.Sevdiği insanı kaybetmemek için mücadele edebilirler.Ama aşk adına her şeyi kabul etmek akıllı insanların değil hislerine mağlup olmuş mukayese ve muhakeme gücünü yitirmiş yarını düşünmeyenlerin işidir.Aşk fani hayat gibi fani olacaktır.Fani hayatın karşısında hiçbir aşk duramaz.ölüm gelip aşıklardan birisini götürür.Fani olacak olan gidecek ve bitecek olan bir aşk için değil baki ebedi sermedi bir aşka götürecek bir aşk için her şey kabul edilebilir.Akıllı insan aşk uğruna her şeyi kabul ederse değerlerini yitirebilir.Aşk uğruna dinsizleşebilir.Aşk uğruna dininden ve rabbinden vazgeçebilir.Aşkına dini engel olarak görmek ise büyük bir bedbahtlıktır.Dinimiz insanların akıllarının ve fikirlerinin ve hislerinin almadığı şeyleri hesap eder.ölçer biçer ona göre hükümler verir.tavsiyeler ve nasihatler eder.Din akıl ve fikir sahiplerinin önüne engel çıkarmaz onlara akıl ve fikrin istikametli alanını gösterir.Din sadece hislerine mağlup olacaklar ile olanları uyarır.onların yanlış yapmasını engeller.Dinimiz insanların önüne koyduğu şartlar engel değildir.O insanlara destektir.Onların hata edip yanılmamaları içindir.Din der ki , evlilikte sadece aşk referans değildir.Denklik önemlidir.ahlak önemlidir.kültür önemlidir.Bir alevi genci önüne koyulan engelleri aşabilir.Namaz ibadet oruç vb gibi şeyleri yapmasını isteyerek Sünni bir bayan ile bir seviyeye gelmesini istemesi engel değildir kolaylıktır.Aşıklara engel koymak için değil onları birleştirmek için vardır.İnsan bütün engelleri aşma azmini din,iman ,İslam için yapmalıdır.Allah rızasını kazanmak için yapmalıdır.Yoksa dünyevi aşk için değil.Alevi genci eğer islamın şartlarını yerine getirip dört mezhepten birisine göre amel ediyorsa sorun yoktur.Ailesi isme takılıp kalmışsa o zaman Sünni bayan onunda bizler gibi olduğunu göstermek için önyargı engellerini aşmak için çalışabilir.

İtiraz:Herkes birbirinin inancına saygı göstermeli…:

Cevap:Evet her kes birbirinin inancına saygı göstermelidir.Ama yakıcı ve zarar verici inançlara saygı göstermek olmaz.Adamın inancından sokak ortasında çiftleşmek varsa.Adamın inancından anadan üryan gezmek varsa.adamın inancında dinlere hakaret varsa adamın inancında içki içmek karı dövmek varsa böyle inançlara saygılı olunmaz.İnançlara saygılı olacağız.Ama Müslüman olmayanların inançlarına saygı gösterip onları inanmaya zorlamayacağız.Ama inandığını söyleyip yaşamayanların üstüne üstlük birde inanlara hakaret etmesine saygı gösterilmez.Herkesin birbirine saygı gösterdiği evlilik islama göre yoktur.Dinimiz bir müslümanın Hıristiyan bayanla evlenmesine bir şey demese de öyle bir ömür boyu devam edilmesini hoş görmez.Bir gün gelir inançlar çatışır.çocuğunu kimin inancı üzerine yetiştirileceği sorun olur.birisi oruç tutar öteki önünde yer.birisi inancı gereği içki içer öteki bakar..irisi örtülü olur ötekisi örtüye karşı çıkar vs vs.İki taraf farklı düşündüğü zaman aihret için iki tarafın birlikteliği nasıl söz konusu olabilir.Ahiret için değil o zaman evlilik sadece dünyevi bir birliktelik olur.Bir alevi genci seven bir Sünni kız inancı gereği oruç tutmayan gusül yapmayan yada namaz kılmayan bir eşe saygı duysa da bir zaman sonra onun kendisi gibi yaşamamasından dolayı üzülebilir sıkıntı duyabilir rahatsız olabilir.Sünni gibi yaşayanlara diyeceğimiz bir şey yoktur.Demek iki tarafın birbirinin inancına saygı duyması yeterli değildir.Birisinin inandığı Allaha öteki inanmadığı zaman inanan buna nasıl saygı gösterir..Birbirinin inanı ne olursa olsun biz beraber yaşarız diyenlere karşı diyecek sözümüz yoktur.

İtiraz: :Hepimiz adem ve havvadan olmayız.alevi –sünni ayrımı niye.

Cevap:Evet hepimiz adem ile Havadan olmayız.Ama her adem ve havanın çocukları aynı ayarda, inançta, dinde, imanda, kullukta gitmemişler.kimisi sapıtmış kimisi Allaha kul olmuş kimisi dalalete düşmüş.kimisi inkar etmiş kimisi anarşi çıkarmış.kimisi katil olmuş.İster istemez iyiler kötüler inanlar inanmayanlar dostlar düşmanlar meydana gelmiş.insanlar ülkelere, milletlere, kavimlere ,ayrılmış.Bu milletlerde içlerinde ayrılmış kimis hristiyan kimisi Yahudi kimisi ateşperest olmuş kimisi ise ineğe tapar olmuş.Kimisi Müslüman olmuş.Müslümanlar bile içlerinde farklılaşmış fırkalara bölünmüş.kimisi hak olmuş kimisi batıl olmuş.kimisi doğru gitmiş kimisi yanlış gitmiş.fırkalara bölünülmüş.büyük çoğunluk kendisini ehli sünnet olarak tarif edip o istikamette giderken bir kısmı ise ehli sünnet kabul edilen kuran ve sünnetin zıddına farklı bir yol takip ederek ayrışmış.bu ayrışanlardan birisi ise alevi denilen kesimdir.kendilerini öteki Müslümanlardan bir nevi ayırmışlar.alevi Sünni ayrımı meydana gelmiştir.Camilere altarnatif olarak cem evleri kurulmuş.ibadetleri beden ile yapma zorunluluğu kaldırılarak kalben ve fikren inanmak yeterlidir görüşü getirilmiş.oruçlar kısaltılmış güdük hale gfetirilmiştir.bu ve benzeri farklılıklar ile ehli sünnet çizgisinden ayrışmışlardır.Hz adem ve havanın çocukları ayrışarak çok zenginlik ve kültürlülük meydana getirmişlerdir.Ama arada düşmanlıklarda vücuda getirmişlerdir.Aradaki düşmanlıkları kaldırmak için Allahın emrettiği çizgiye gelinerek bu ayrışmalar kısmi olarak aşılabilir ancak.Bu da ancak eski köhnemiş ata dedenin batıl inançlarını terk etmekle olur.Yoksa ayrışmaların bir tarafı hak üzere yaşayıp ölürken öteki kesim ise batıl ve isyan üzere ölüp gidebilir.

İtiraz:: Herkesin dini herkesi ilgilendirir. Her kesin dini kendine.:

Cevap:Evet herkesin dini kendisine diyor alevi genci seven genç kızlar.Bu tepkime hali doğaldır ama bütün bütün doğru değildir.Çünkü her kesimin inancın değerleri bir olmaz.ve bazen çatışır.Herkes kendi dini sınırlarında yaşadığı halde dinler arasında yüzyıollardır saevaşlar kçıkmış kanlar akıtılmıştır.inancı gereği başkasının inancını yok etmeye çalışmış yada inancını tevhid üzere görmediği kesimlerle savaşmıştır.yani temeli ilahi temele düayünün dinler bile mücadele hak batıl doğıru yanlış savaşları yapmıştır.herkesin dini herkese dinilse de öyle olmuyor.küçük evde nasıl bazen menfaatler için çatışılıyor.öylede küçük görülen dini hassasiyetler için bile insanlar çatışırlar.Bazen bölgeler gelenekler ve adetleri değişik olanlar bile ailevi noktada çatışıyorlar. gelenek adet farklılıkları eşlerin arasında sorun oluyor.hele din gibi hassa bir mesele daha büyük sorunlara yol açabilir.insan başlangıçta eşinin inancına alaka göstermesede zamanla kendi inancıyla çeliştiği için yada uyuşmadığı için yada ters düştüğü için alaka gösterip tepki gösterebilir.zamanla herkesin dini kendine fikrinin yanlış olduğu anlaşılacaktır.ister istemez birbirinin inancından etkilenme onu tabi olma halleri bile ortaya çıkacaktır.iki tarafta birbirlerinin inancına lakayt kalmayacaktır.ya birbirine tabi olma hali olacak yada çatışma hali olacaktır.hiç bir zaman herkes kendi inandığı gibi yaşama alanı her zaman bulamayacaktır.kendi dininde gusül olmayan birisine gusül al diyemeyecektir.kendi dinide oruç olmayan birisinden oruç bekleyemeyecektir.Alevi gençlerle evlenecek olan genç kızlar herkesin dini kendisini ilgilendirir demesinler.kendi inancıyla ilgilenmesi için karşı tarafı ikna etsinler.

İtiraz:: Alevi bir erkeği seviyorum ailem ve çevrem söyledikleri beni korkutuyor….

Evet alevilik kimliği toplumda inançsız bir kesim imajı ile anılmaya başladığı için ve alevi kesimlerde bazı sapkın düşünce ve uygulamalar olduğu inancı toplumda yaygınlaştığı için sunni kesimlerde kaygı ve endişe meydana getirmiştir.Alevi kesimlerin daha çok solculuk akımlarını ve sol partileri desteklemesi ,çağdaş ve laikliğin savunucusu görünmeleri,ibadet noktasında sunilerin zıddına bir hayat tarzı yaşamaları vb gibi sebeplerden dolayı alevi kesimlerine karşı bir önyargı ,korku ve dışlama yapısı oluşmuştur.Bu durum karşısında alevi gençlerini seven sunni kızlarda korku ve endişe meydana gelmiştir.Sunni Aileler aleviye kız vermek istemedikleri gibi alevi kesimde oğullarına alevi olmayan kız almayı yada alevi kızlarını sunni erkeklere vermeyi istemez hale gelmişlerdir.bu iki kesim arasındaki kız alıp vermeme iki tarafın endişesi neticesidir.Sunni tarafı kızlarının alevi gençleri ile evlendiği zaman dinsiz olacağına yada örtülü ise açılıcağına yada mezhepleri olmadığı için mezhepsiz olacağı endişe ile kızlarını vermeye yanaşmazken alevi kesim ise kendilerine ayak uyduramayacaklarını ve inanç farklılakları endişesini taşıyorlar.Bu endişe ve tasaları gidermek için baba ve annelerin gereksiz ve vehmi bile olsa endişelerine katılmak gerekir.çünkü onların rızalığı önemlidir.Belki bütün bütün düşündükleri gibi olmayan ve dindar olan aleviler vardır.Ehli sünnet gibi yaşayan ama alevi olarak anılan kesimler vardır.Aileler bu tür gençler noıktasında gereksiz endişe duyuyorsa onlar ikna edilebilir.Eğer alevi gencin ailesi için sorun yoksa ve çocuklarının inancına karışmıyorsa çocuk ehli sünnet inancı üzerine yaşıyorsa sorun yoktur.Şu gerçekte unutulmamalıdır ki,alevi kesimleri dinsizlikle itham eden ve her haltı yiyen insanların Alevilerden korkmasına gerek yoktur.Çünkü kelimeyi tevhidi getirip fısk ve sefahette yaşayan alev yada sunni bile olsa aynıdır.Yada aleviyi seven kızlar o alevi gibi ehli dünya bir hayat yaşıyorsa korkulacak sadece isim olamaz.iki tarafta aynıdır.Alevi genç seven bayanlar sadece söylenenlere değil o alevin nasıl yaşadığına da baksınlar.kendileri gibi yaşıyorsa yada öyle yaşama taahhüdü veriyorsa bunları göz ardı etmesinler.Ailelerinin dediği gibi birisini seviyorsalar ailelerine itaat etsinler.yok ehli sünnet gibi yaşıyorsa evlenmeyi düşündükleri kişi o zaman ailelerinin ön yargılarını kırsınlar ve ikna etsinler.

İtiraz:i: Sevgilim alevi ve benim inancıma saygı duyuyor.

Cevap:Sevgilisi alevi olan sunni bayan “evleneceğim erkek beni sevsin de inancıma karşımasın yeter diyemez.çünkü inançların vaat ettiği mutluluğun şartı iki tarafın inanç noktasında ittifakı ile olur.çatışmayan uyuşan,korkutmayan sevindiren ,kaygı ve tasa değil neşe veren bir aile yapısı olması gerekir.Bir kadının inancına saygı duyulması yeterli olmaz.Bahtiyar o gençtir ki eşi yada nişanlısı yada sözlüsünün inancını taklid eder ki ebedi arkadaşını kaybetmesin.Bedbaht o adamdır ki dindar eşinin taklit etmez fısk ve günahta gider.Eşin iyisi makbul olanı eşinin inancını taklid edip o eşine tabi olmasıdır.Sadece erkeğin eşinin inancına saygı duyması yetmez.Cenabı hak o inancı yaşayanı sever.Eğer alevi genç evleneceği sunni bayanın inancına saygı duyacaksa kendi inancına da saygı duyulmasını isteyecektir.İnancı gereği içki içmeyi ,inancı gereği gusül yapmamayı inancı gereği oruç tutmamayı isteyebilir.bu durumda kendi inancına saygı isteyen başkasının da inancına saygı duymak zorunda kalacaktır.Yada zamanla saygı duyduğu eşinin inancı gibi olmaya başlayacaktır.Acaba düşünmek gerekir ki sunni bayan evleneceği alevi gencin inancına saygı duyduğunu söylerken yaratıcısı olan ve namazı kulluğu emreden Allahu Teala inancına saygı duyan evleneceği gencin inancından razımıdır.İşin bu boyutunu da düşünmek gerekir.Rabbimiz hem alevinin hem de suninin inancından razı olmasının önemi yok mu dur ki, sadece evlenilen kişinin saygı duyması yeterli oluyor.Alevi gençleri seven sunni bayanlar evlenecekleri kişilerin sadece inançlarına saygı duymasına bakmasın inancını benimseyip yaşamasına da baksın.

İtiraz::Sevgimize Allah niye karışıyor ve ayrımı niye yapıyor.:

Cevap:Evet bazı alevi seven bazı kızlar ailelerinin,çevrenin yada alevi gencin ailesinin evlenmelerine karşı çıktığı zaman söylediği en tehlikeli sözlerden biriside budur.Allah sevgimize niye karışıyor.

Bu söz insanı imandan,dinden,islamdan ve imandan çıkarabilir.Bu sözü koyun ve inekler bile sahibine söylemezler.sahibimiz bizim nerede otlayacağımıza karışıyor.demezler.bilirler ki sahibiz bizim iyiliğimizi istiyor.Bizi kurtların saldırısından korur.bu sözü ne işçiler,ne çocuklar ne de ötekiler üzerinde sahiplik hakkı olanlara karşı söylemeye hakları yoktur.kainatı ve insanları yaratan ve her şeyi onun emrine veren ve onu mühim hikmetler neticesi ahseni takvim üzere yaratan elbette o mükemmel insanı başı boş bırakmayacaktır.ona istediğin gibi yaşa gez toz demeyecektir.bu kadar şeyi ona hizmetkar etmesi boş abes değildir.hayvanların bile özgürlüklerine bir sınır çekilmiş iken insan nasıl başı boş olabilir.küçük bir sevgili uğrunda isyana sapıklığa düşemez.ben istediğimi severim sevmem,istediği yaparım istediğimi yapmam diyemez.aczini,fakrını haddini aşamaz.aşarsa belasını veya cezasını bazen gözle görülmeyen bir mikrobun eliyle,bazen bir hastalığın eliyle bazen de bir topal sineğin eliyle bulur.Allah insanın sevgisin ede sevgilisine de hayatına da ölümüne de karışacaktır.çünkü o Allah insandan kudretini ve rızkını çekse ortada ne hayat nede rızık kalacaktır.

Allah temizleri temiz olanlara pis olanları da pis olana layık görür.İtikadi noktada pisliğe bulanan birisinin temiz olana layık olmadığını emretmesi hikmetinden ve o kulların saadeti içindir.insan zalimliği ile küçük fani geçici nakıs sevgisi uğrunda yaratıcısına isyan edebiliyor,sevgisine engel gördüğü için haddini aşıp sevgimize niye karışıyor diyebiliyor.şu insan kendisine verilen o sevgi ve muhabbetin asıl sahibi Allah olduğunu bilmiyor.o muhabbet ve sevgiyi fani kullara değil baki olan sevgiliye vermesi gerektiğini idrak edemiyor ve böyle hezeyanlar savuruyor.

Eğer kul sevgisini ve muhabbetini Allahın razı olmadığı yerlere sarf ederse rabbi ona karışacaktır.ve o muhabbeti meşru dairede kullanmasını isteyecektir.sevgisinin doğru layık yerlerde kullanmasını isteyecektir.çünkü hayat,sevgi ,beden,aşk ve her şeyin sahibi odur.onun için bakmayan göz,onun için atmayan kalp,onun için duymayan kulak onun için konuşmayan bir dil neye yarar.kaç para eder.onun yolunda feda edilmeyen her şeyin yeri ancak azap ve cehennem olacaktır.

O kullarının akılsızca şuursuzca aptalca ve ahmakça hatalar yapmaması için onların saadet ve mutlulukları için müdahale edip onların cahiliyetini giderir.onların bilmediği görmediği anlamadı idrak edemediği çözemediği şeylerin sahibi olduğu ve bildiği için karışır müdahale eder.Allah sevgimize niye karışıyor diyen ahmakların hali körü karşı geçiren,yada uçuruma gitmekten alıkoyan adamın haline benzer.kör kendisini uçuruma düşmekten alıkoyacak yoldan alıkoyan adama sen benim yoluma niye karışıyorsun demesi neyse akılsız ve manen kör bir aşığın sözü de aynıdır.sünni kızlar öyle ahmakça diyeceklerine rabbim ikimizin kalbini birbirine çevir.ikimizin kalbini de sana çevir desinler.

İtiraz;:sevgilim alevi biz birbirimizi sevdikten sonra gerisi boştur.

Cevap:alevi sevgilisi olan suni kızların her şeyi yok sayıp bütün değerleri yıktığı cümlelerden biriside bu sözdür.biz birbirimizi sevdikten sonra sevgimize engel olacak olan şeylerin hepsi boş denildiği zaman din,ahlak,İslam,ana baba ve inançların hepsi yok sayılmış oluyor.aşkı uğrunda her şeyi yok sayan suni bayanlar bilmedir ki yok saydığı şeyler onun varlığın sebebi olan şeylerdir.varlığının sebebi olan şeyleri yok sayanlar inkara saparlar.koca büyük şeyleri küçük sevgilerinde gark edip batırırlar.sevgisine kutsallık verirken kutsal olan şeyleri ise hiçe indirip abesiyete atıyor.bütün amaçları ,emelleri hedefleri gayeleri sadece sevgisine endekslemiş oluyor.birbirine kuralsız ve yasaksız sevenlerin karşısına bir gün istemeden kurallar çıkacaktır. Nasıl ki kurallar, kanunlar ve nizamlar boşuna kurulmamıştır.bir amaca bir sebebe bir hikmete bakarlar.bağlayıcı olurlar.hakları korurlar.öylede sevgisini aşkını ve muhabbetini ilahi kanunların nizamların ve kuralların düsturlarına bağlamayanlar çok zarar ederler.mağdur olurlar,pişman olurlar.akıllı olan aşkını ve nikahını ilahi kanunların koruması altına alır.rabbini şahit kılar.hayırlara ulaşır.

Yukarıda on dört madde halinde alevi seven genç suni kızların itiraz ve şekvalarına akıl,mantık ve insaf çerçevesinde cevaplar vermeye çalıştık.karını ,zararını iyi hesaplamasını öğütledik.dünyevi ve uhrevi kriterlere göre yapaçağı tercihlerin kar ve zararlı yönlerini gösterdik,son olarak ta gerçek alevi ile gerçek olmayan alevi arasındaki farkı anlaması için bir hakikatli hatıra seçtik.bu hatıra okununca gerçek alevi ile gerçek olmayanı ayırt edeceğini ümid ediyoruz.İşte hikaye:

Kim gerçek alevi kim sunni.

Askerde bir alevi genç sunnilerle Alevilik mi iyi ,Sünnilik mi iyi tartışmasına giriyormuş.Bu alevi genç ramazan isimli bir ilahiyatçıyla tartışmak için zemin kollamış.Böyle bir zeminle karşılaşınca ilahiyatçı gence hitaben”Ağabey biliyormusun ben aleviyim demiş.Maksadı tartışmak ve Aleviliğin sünnilikten iyi olduğun ispat etmek.Bu beyanı karşısında sevinçli bir üslupla ramazan isimli ilahiyatçı “Ne tesadüf bende aleviyim demiş.Alevi genç şaşırmış ciddimisin demiş..Nasıl alevisin.!!

İlahiyatçı Ramazan :Hz Ali namazını hiç geçirmezdi bende geçirmem.çünkü aleviyim.

O, hiç içki içmemiş bende içmem çünkü aleviyim.

O, hiç zina etmemiş bende zina etmedim.Çünkü aleviyim.

Hz Ali oruç tutardı bende tutuyorum.Çünkü aleviyim.

Hz Ali şunu yapardı,bunu yapardı bende yaparım çünkü aleviyim diyormuş.İlahiyatçı ramazan.

Alevi genç:Ramazan ağabey ben alevi değilim.Çünkü hz Ali oruç tutmuş ben hiç oruç tutmadım.O namaz kılmış ben hiç kılmadım.O içki içmemiş ben içkisiz sofraya oturmam.O camiye gidermiş ben hiç gitmedim.Bu şartlarda ben gerçek alevi olamam.

İlahiyatçı Ramazan: Gerçekten alevi olmak istiyormusun demiş.

Alevi genç:Tabi ki istiyorum demiş.

İlahiyatçı ramazan :Gerçek Alevilik budur demiş.

Alevi genç :Ramazan ağabey sana söz veriyorum.Bunda sonra sen ne kadar sunniysen bende o kadar sunniyim.Sen ne kadar aleviysen ben o kadar aleviyim.demiş.

Gerçek Alevilik olan Hz Alinin takvası ,verası ve zühtüne girip yaşamaya gayret etmiş.Çünkü bilmiş ki Hz ali camiye giderken öldürülmüş.Demek o namaz kılarmış.Namaz kılan camiye gider.Namaz kılmayanın camide ne işi var.

Şimdi netice olarak Deriz ki:Ey alevi seven suni kızlar, sizinde alevi sevdikleriniz böyle kriterler taşıyorsa gerçek bir alevi bulmuşsunuz demektir. Yok bu kriterleri taşımıyorlarsa demek gerçek alevi değil sevdiğiniz. Ne onda gerçek Alevilik var nede bende diyorsanız o zaman sorun yoktur. Tencere yuvarlanıp kapağını bulmuştur.VESSELAM.


9 yorum

DİN KONUSUNDA

S.A kardeşlerim benim fikrim şudur :

Ben asla milli IRKÇILIK yapmam ama DİNİ IRKÇILIK yapmakta üstüme yoktur eğer karşımdaki insan müslüman değilse ben o insandan allah rızası için uzak durmalıyım ALEVİ kesimlerde dahil. Benim hayatımda sadece müslümanlık ve müslüman kardeşlerim var ....

Karşımdaki insan NAMAZ kılabilir ORUÇ da tutabilir bu onun müslüman olduğunun kanıtı değildir hadi KELİME-İ ŞAHADET getirsin bakalım ALLAH (c.c) bir olduğunu ve o mübarek zat olan peygamber efendimizi (MUHAMMED AS.) rabbimizin RESULÜ olduğunu kabul ediyorsa işte müslüman o dur kardeşlerim

haydi AEO kardeşlerim sizleri çok seviyorum

05.07.2011 - ahmet yoldaş

zor bı durumdayım

arkadaslar aslında benım hıkayemde tanıdık ben sunnıyim sevdıgım ınsan ıse alevi 5. senedır onu tanıyorum ve her konuda cok ıyı anlasıyoruz ve bırbırımızı cok sevıyoruz ve evlenmeyı dusunuyoruz.bızım sorunumuzda aynı aslında onun aılesı karsı degıl fakat benım aılem henuz ılıskımızı bılmıyolar ama karsı cıkacaklarını biliyorum bende bı turlu cesaret edıp soyleyemıyorum. bu ayrım benım ıcın gercekten cok anlamsız gelıyor sonucta hepımız muslumanız ayrımda soz konusu olamaz.namaz kılmak,oruc tutmak... bunlarla kıyaslama yapıyorlar acaba soruyorum butun sunnıler gerekenlerı yerıne getırıyomu?Çok zor bı durumdayız gercekten onu cok sevıyorum ama bı yanda da aılem napacagımı bılemıyorum benım durumumda olanlar lutfen bı akıl versınler Rabbim bizim gibı durumda olanların yardımcısı olsun

11.03.2011 - suu

amin ya rabbil almin.

amin ya rabbil almin. süphane rabike rabbil izzet-i we sellamül ame murselin al hamdüllillahi rabbil alemin el fatiha:

04.02.2011 - ASLANYÜREK_VEDAT

Alevi kardeşim: sende geç o hezeyanları.

ALEVİ DEDESİYLE ÖVÜNEN ALEVİ KARDEŞİM: Bize uydurukçu demişsin çok ayıp etmişsin.Biz uydurmayız ve yalan söylemeyiz Biz kurgular yapmayız..Biz milyonlarca insanın imza bastığı hakikatlere tabi oluruz.Biz varı yok yapmayız.Yoku olanı da var etmeyiz.Bizler karnımızdan kafamızdan, havadan, konuşmayız.Biz ehli sünnet olan insanlar kafamıza göre bana göre mantığıma göre konuşmayız.Biliriz ki bizim küçük dar nakıs aklımız kuranın sünnetin her meselesini anlamaz.Biz kuranın ve sünnetin profesörleri olan müçtehitlerin,mücedditlerin muhakkiklerin ,esfiyanın evliyanın kuranının umman denizine dalarak çıkardığı hakikatleri ve hikmetlere tabi oluruz.O insanlar ise asla yalancı değillerdir.Çünkü onlar peygamberin ilmine ahlakına hayasına doğruluğuna hikmetine varis olmuşlardır.Onun için onlar peygamberin varisleri olmuşlardır.O mübarek insanlar ömürlerini ve hayatlarını kuranın ve sünnetin hakikatlerine vakıf olmak için hayatlarını bu yolda feda etmişler.bizi yalancı yaptığın zaman bütün o insanları yalancılıkla itham etmiş olursun. dürüst ve doğru kardeşim.
Alevi kardeşim her şeyin gerçeği ve sahtesi vardır.Malın sahtesi, üretimin sahtesi, insanın sahtesi , kişiliklerin sahtesi vardır.Gerçek olanlar kaliteli iken sahteler çürük olur.Gerçek olanların müşterisi çok olurken sahtelerin müşterisi az olur.Gerçeklere talep çok olurken sahtelere ise talep az olur.Gerçek kalıcı iken sahteler geçici olur.Gerçekler faideli iken sahteler zarar verir.Yalancıların mumları yatsıya kadar yanarken gerçeklerin mumları asırlarca yanar.Gerçek mezheplerin destekçisi milyarlarca insan iken sözleri, fikirleri düşünceleri her yerde kabul görürken; gerçek mezhep sahiplerinin arkasında peygamber,evliyalar alimler ve kuran varken sahte olanlarının ardında şeytanlar ,nefisler ve hevalar vardır.Gêrçek iman sahipleri ,mezhep sahipleri kuranla ,sünnetle amel ederken kuranın tefsirleri olan kitaplarla amel ederken ;çürük ve batıl iman sahipleri ve mezhepleri ise Kafalarına göre amel ederler.Her zaman azınlıkta kalırlar.Her zaman batıldan beslenirler.Umarım beni anlıyorsun.Seni fazla incitmemeye çalışıyorum.
Alevi kardeşim ben kuranı okurum ama kuranın umman gibi hazinelerini çıkaracak olan ilmim fikrim nazarım basiretim kısa ve eksik olduğu için kuranı anlamak için onun yanında kuranın tefsirlerini okuyorum,İslam tarihini okuyorum,ilmihal okuyorum.kuranı tek başıma anlayacak ilmim yoktur.çünkü hafız değilim.alim değilim.sünnet ilminde mükemmel değilim,kıyas ve icma ve Arapça usullerinde uzman değilim.bunlarda usta olduğum zaman tefsir usulü öğrendiğim zaman belki kurandaki Allahın muradı şudur diyebilirim.kurandaki Allahın muradı ilahiyesini kesin olarak şudur hiçbir alim dememiştir.sadece şu murat edilmiş olabilir denilmiştir.Kuran her tabakaya her kesime her dimağa her asra ve zamana bakar.her asrın tabakatının hissesi vardır..Kuranı tabir,tefsir ve tevil edecek ilmim olmadığı için kuranın imanı ve malum tefsirlerini okuyarak kurandaki hükümleri anlamaya çalışırım.Kuranın hakikatlerini temsil ve teşbih dürbünlerine ile bizlere yakınlaştıran alimlerin tefsirleriyle anlamaya çalışırım.Kendi kafama göre kuranı yorumlayamam.Çünkü benim içine nefsimi cahil ilmimim katarak yorumladığım şey belki sapkınlık ve bidattır.Beni kafir edebilir.Çünkü kuran; kuranı kendi kafalarına göre yorumlayanların kafir olabileceklerinden bahseder.Çünkü oradaki 600 sayfanın üzerine 600 milyarlık sayfalık tefsirler yazılmıştır.350 bin tefsir sadece kuranın hakikatleri üzerine yazılmıştır.1400 sene zarfında.
Kuran senin küçük aklının anlayacağı kadar küçük değildir.Senin bu kuranı okudum ve şunu anladım deme halin;bir çobanın gidip anayasa profesörüne ders vermeye kalkışmasına benzer.Bir pratisyenin gidip profesöre ders vermeye kalkmasına benzer.Ömürlerini bu işe adamış kuran profesörlerinin tefsir kitaplarına müracaat edip kuranın şu hükmü nedir nasıldır neden böyledir için böyle gelmiştir demek yerine kendi kafana göre anlamaya çalışmak cehaletin ve dalaletin en büyük halidir.Senin kurandan anladığın işte işine gelen olduğu için ve Bektaşi mantığınla hareket ettiğin için işine gelen yerleri okuyup anlıyorsun.Kuranı kendi nefsine ve kafana göre yorumluyorsun.Kendi kana ve mantığına göre yorumladığın anlam mana Allahın murat ettiği mana olmadığı ve sapıklık olduğunu gösteren ifadendir.350 bin tefsir kurandaki 70 ten fazla namazı emreden ayetler ışığında namaz 5 vakittir dediği halde sende bunlara itimat etmek yerine bu alimlere itibar etmek yerine kafana göre istediğin ve anlamak istediğin manayı veriyorsun.Bu halinle hem maskara, hem yalancı, hem sapık, hem de küfür içerisine girmiyor musun.Kuranı kafasına göre yorumlayan kafir olur diyor ayeti kerime.Sen nerede gezdiğinin farkında bile değilsin.İşte Alevilik gibi meslekler ve böyle ortaya çıktı.Kuranı kendi kafalarına göre yorumladıkları için ortaya çıktı. Milyarlarca Müslüman namazı beş vakit olarak kılarken sizler kalbinizle kılmayı savunuyorsunuz.Milyarlarca Müslüman kuran ve sünnette açık ve seçik olan namazı rükülü secdeli olarak kılarken sizler ise kalbinizden kılıyorsunuz.Milyarlarca insan orucu 30 gün tutarken sizler üç gün tutuyorsunuz.Milyarlarca Müslüman hacca giderken öteki emirleri aynı mantık içerisinde yaparken siz farklı yapıyorsunuz.Milyarca müslüman camiye giderken sizler ise camiye gitmiyorsunuz.Cami yapmıyorsunuz.Hz ali camide şehit edilmiş diyorsunuz.Bu hakikat Hz Ali r.a camiye gittiğini göstermiyor mu..Milyarlarca insan sapıklıkta siz mi doğrusunuz.Milyonlarca farklı asırlarda yaşamış meslekleri meşrepleri ayrı insanların hepsinin aynı noktaya imza atmaları parmak basmaları tesadüf müdür.hiçbirisi namazın kalbinle mana olarak kılınacağına işaret edip onay vermemişlerdir.Sen hiç mi İslam tarihi okumadın.Sen hiç mi hadis okumadın.Sen hiç mi sahabi hayatlarını okumadın.demek okumamışsın.Okusaydın Hz Ali’nin namazdan başını kaldırmadığını bilirdin.Hz Alinin kuranda çok rükü ve secde eden olarak övüldüğünü bilirdin.Sen okusaydın İslam tarihinde camilerin ne zaman mescitlerin ne zaman inşa edildiğini bilirdin.Okusaydın Hz Alinin çocuklarının babaları gibi nasıl takva sahibi ibadet edenler olduğunu bilirdin.Okusaydın Hz Ali’nin torunu Zeynel Abidin hazretlerinin bir gecede 1000 rekat namaz kıldığını bilirdin.Senin göremediğin anlamadığın fark edemediğin hakikatleri alimlerin görüp kitaplarında yazdığın bilirdin.Ondan sonrada kalkıp kuranda cami yazmaz demezdin.Allahın bir ismi cami dir canm.
Kardeşim yazdığım yazıları ve hakikatleri ters ve önyargılı okuduğun için şaşı anlıyorsun.Senin işine gelmeyen nokta işte burasıdır..Senin işine gelmeyen şey atalarının da işine gelmediği için kuranın neresinde namazın şekli, rekatları, yapılışı yazılıdır diyorsunuz.Ama işinize gelen yerlerde ise kurandan nokta atışı olarak yer gösteriyorsunuz.Bektaşi ye demişler namaz kıl.Demiş Kuranda namaza yaklaşmayın.Diyor.Öteki demiş:Ayetin devamını okusan orada namaza içkili olarak yaklaşmayın diyor..Bektaşi demiş:Ben hafız değilim birader..İşte mantığınız budur.Milyonlarca evliyaya, esfiyaya, aktaba, kutuba, seyide, alime, gavslara, itimat etmiyorsunuz. Ama kendi nefsinize ve dedelerinize itimat ediyorsunuz.Allahın dinine iftira ediyorsunuz.İslamda olmayanları varmış gibi göstermeye çalışıyorsunuz.Hiç bir alt yapınız olmadan Kuranı kafanıza göre yorumluyorsunuz.Evet dinimiz mantık dinidir.Kurandan herkesin vicdanen alacağı şeyler vardır.Ama ama kuran ve sünnet ve İslam herkesin çürük sakat, yarım, eksik, nakıs mantığına göre yorumlanacak bir kitap inanç sistemi değildir.Siz ve sizin gibiler öyle anlayıp yaptığı için bugün bu haldeyiz.Bu dalalet fırkaları hep böyle çıkmıştır.Kimisi kuranı, kimisi sünneti, kimisi namazı, kimisi tarikati, kimisi peygamberi inkar etmiştir.Hz Alide olmayan şeyleri ona mal ederek büyük cinayetler işliyorsunuz.Onda olmayan şeyleri varmış gibi gösteriyorsunuz.O mübarek zata iftira ediyorsunuz.O sizin ona istinat ettiğiniz şeylerden uzak ve müberradır.Onu alet etmenin elbet bir hesabı vardır Allah katında.O hiç kimseye yevmi mahşerde sahip çıkmayacaktır.Yalancılara kimse sahip çıkmaz.Yüzünü kara edenlere kimse sahip çıkmaz.Sevdiği gibi yaşamayanlara kimse sahip çıkmaz.
Ben hala bu alevi kardeşlerimin Hz Alinin nesine sahip çıktığını çözemedim. İbadetlerinden eser yok.Cesaretinden eser yok.İmanından eser yok.İlminden eser yok.Benim bildiğim alevi kardeşlerim solculuğa, ateizme, komünizme laikliğe sahip çıkıyorlar.Bunlarda ahiret cihetiyle fayda vermez.Hz Ali Allaha düşman olanlara düşmandı.Sizler dost oluyorsunuz.Hz Ali ibadete karşı çıkanlara düşmandı siz dost oluyorsunuz.Hz Ali Peygambere düşman olanlara düşmandı siz dost oluyorsunuz.Anlamadım siz kimin neyi ile övünüyorsunuz.Kardeşim
Evet kardeşim Sivas ta sadece biz diye tabir ettiğiniz zihniyet yoktu sizin zihniyette vardı.Evliliğiniz dünyevi cihetle güzel ve mutlu gidebilir.Sen eşine karışmazsın o dinini yaşar.Yada sana tabi olup alevi olur.Dünya cihetiyle mutlu yaşayabilirsiniz.Belki iyi bir insansın.İyi bir babasınız.İyi bir ali reisisiniz.Belki iyi bir vatandaşsınız.Bu cihetlerle iyi olabilirsiniz.Ama Allah katında iyiliğin şartı olan iman, kuran, sünnet, teslimiyet ibadet cihetinde iyi olmadıktan sonra ibadeti sadece kalbe hapsettikten sonra.ibadeti Peygamber gibi Hz Ali gibi öteki büyükler gibi yapmadıktan sonra,sünnete uymadıktan sonra,orucunu tam tutmadıktan sonra,namazını kılmadıktan sonra iyiliğin dünyada kalır ahirette seni kurtaracak bir eserin amelin olmaz.KUANI NE GÜZEL ETMİŞSİN VE OKUMUŞSUN. KEŞKE BİRDE TEFSİRLE BERABER OKUSAYDIN. ORADA NAMAZIN VAKİTLERİNİ görecektin. Âlimlerin senin göremediğin bilmediğin anlamadığın yada yanlış mana hüküm verdiğin yerleri ne güzel ispat ve izah ettiklerini görecektin. Üç kere okuyup ta namazı yine bildiğin gibi anlaman eksikliğini gösterir. Senin hayret ve endişenin kaynağı bilmediğin şeylerdir. İnsan bilmediğinin düşmanıdır. Bildiğine dost olur. Herkesin ayrı yorumladığı şeyler sadece furuat nevinden olan şeylerdir. Ama bütün âlimlerin icma suretinde kati olarak farziyetini ispat ettiği namaz vb gibi şeylere karşı hala inkâr vaziyetinde ve kendi anladığından ısrar edip o insanlara itimat etmeyenden daha yobaz ve bağnaz kim olabilir. Kurana ve sünnete değil atalarının batıl, boş, yalan dinine itimat edenlerden daha yobaz ve bağnaz kim olabilir. Kuranın hükümlerini aynı yorumlayan milyonlarca hatta milyarlarca insana muhalefet edip kendi okuduğunu doğru görenden daha yobaz ve bağnaz kim olabilir. Yobaz ve bağnazlar başkalarını da öyle zannettikleri için onlara öyle suçlamalarda bulunurlar. Alevisi ve sünnisi kurana inanıyor ama alevisi kuranın değil kendi atalarının dediğini yapıyor. Kurana inanıyor ama kuranla amel etmiyor. Kurana inanıyor ve 70 ten fazla yerde namaz emredildiği halde namazı sadece kalple kılmayı savunuyor.
Alevi kardeşim sen gerçekten manasını anlamını hakikatini ve hikmetlerini bilerek alevi olursan ve iman edersen korkma yanmazsın.Kimse kimseyi kimsenin adına yakmaz.Sizler gerçek alevi olursanız hacı bektaş veli gibi yaşarsanız kimse sizi yakamaz.Sizler Hz Ali gibi yaşarsanız onun gibi hakiki manada secde ve rüku ederseniz onun gibi oruç tutarsanız onun gibi amel ederseniz kimse sizi yakmaz.Savunduğu gibi yaşamayıp onu suistimal edenler yanar.Kuran ve sünnetin emrettiği yaşamayanlar yanar.Kulluk ve ibadet vazifelerini yapmayanlar yanar.Vazifesini kulluğunu yapmadıktan sonra alevisi de birdir sünnisi de birdir.İslami beğenmeyip İslam aleyhine yeni fikirler ve çığırlar açan kim olursa olsun birdir.Biz kuranı anlayacağımız zatların eserleriyle beraber okuruz.Biz kuran okuruz ama kendi anlamak istediğimizi anlamak için değil Allahın ne murat ettiğini anlamak için okuruz.Bizler işimize geleni anlamak için okumayız hakikati öğrenmek için okuruz.Sende unutma ki, doğrular Allah ve rasulünün getirdikleridir.Onun getirdiği hükümleri beğenmeyip yenilerini uyduranlar sapıktır ve dalalet ehlidir.Doğruları kuran sünnet ve vicdan belirler.Sana doğru gelen şey Allahın dinine ters olabilir.Sana doğru gelen islama zıt olabilir.Sana doğru gelen sünnete uymayabilir.Herkesin doğrusu kuran ve sünnete uyarsa doğrudur.Yoksa tarihte yanlışlarını doğru diye hatalarını mükemmel diye cinayetlerini mübah diye pis fikirlerini güzel diye,batıl düşüncelerini harika diye yutturan niceleri çıkmıştır.Tarih sahte kahramanlarla doludur.Batıl boş malayani çirkin fikirlerini topluma enjekte edip yutturan,ideolojisini millete dayatan kendisini ilah gibi gösteren heykellerine insanları tapındıran niceleri çıkmıştır.Bugün bir parça kesimin iddia ettiği doğrular Allah ve peygamber katında doğru değil dalalettir..Şeytan onlara kendi yollarını doğru gösterirken milyarlarca tabisi bulunan ve hepsinin icma ettiği ittifak ettiği yolu yanlış göstermektedir.Bugün 2 milyara yakın Müslüman 2 kere 2 dört eder diyor ama küçük nokta kadar bir kesim iki kere iki dört değil üç eder diyor.Şimdi aklı başında insan nasıl buna evet doğrudur der.İşte sizin doğrularınız böyle bir şeydir.
Senin üç kere okuyup ama bir türlü göremediğin ve işine gelmediği ayetin başında bak şöyle bir yer vardır. —NAMAZI BİTİRDİĞİNİZDE-,sen bu kısmı almıyorsun. Ama şurasını okuyorsun. ALLAH'I AYAKTAYKEN, OTURURKEN VE YAN YATARKEN ZİKREDİN. Sonra Bektaşi mantığıyla hareket ediyorsun. Yine ayetin devamı olan şurasını almıyorsun. ARTIK 'GÜVENLİĞE KAVUŞURSANIZ' NAMAZI DOSDOĞRU KILIN. ÇÜNKÜ NAMAZ, MÜ'MİNLER ÜZERİNDE VAKİTLERİ BELİRLENMİŞ BİR FARZDIR.(NİSA/103) deniyor.
Senin işine gelen yeri okuyup işine gelmeyen yeri görmediğin ayetin tamamı şöyledir. —NAMAZI BİTİRDİĞİNİZDE, ALLAH'I AYAKTAYKEN, OTURURKEN VE YAN YATARKEN ZİKREDİN. ARTIK 'GÜVENLİĞE KAVUŞURSANIZ' NAMAZI DOSDOĞRU KILIN. ÇÜNKÜ NAMAZ, MÜ'MİNLER ÜZERİNDE VAKİTLERİ BELİRLENMİŞ BİR FARZDIR.(NİSA/103).
Sonra yine ne olursan ol yine gel denilen Mevlanın sözünü alıyorsun. Ama Mevlana hazretlerinin ne olursan ol yine gel sözünün devamı olan (ne olursan ol yine gel ama geldiğin gibi kalma) devamın yine Bektaşi mantığınla görmüyorsun. Kardeşim Kuranın ve sünnetin hakikatlerine gözünü kapatan kendisine gece yapar. Gören, bilen ve hakkıyla hüküm eden Allaha karşı edepsizlik ve haddi aşma halini inanan zaten sergilemez. Biz inananlar şiddeti, diyalektik çatışma fikriyle dünyayı mahveden ideolojilerin ardına düşmeyiz. Şiddet ve anarşiden beslenen sol görüşü benimsemeyiz. Allahın dinine alternatif sistemler ve fikirler icat etmeyiz. Hel solcu hem Müslüman olamayız. Ya müslümanız yada solcuyuz. Beni anladığını zannediyorum. Alevi dedesi olan kardeşim. Ahmak ve Amerika n patentli bir adam her cami yanına bir cem evi yapmayı arzu ediyormuş. Bu ahmak adam her halde cemevlerinde calgılı çengili ibadetler yapıldığından haberi yok ki böyle bir hezeyan savuruyor. Cemevlerindeki gürültülen yüzünden camide namaz kılanların rahatsız olup huşuları kaçacağından haberi yok gafilin. Sahi cemevlerinde ilahi pop yıldız yarışması yapsanıza nasılsa karışık bir şekilde çalgılı ve çengili ibadet ediyorsunuz. Aşağıdaki ayetleri sana hediye ediyorum kardeşim.

KURANDA GEÇEN NAMAZ AYETLERİNDEN BAZILARI.
—Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, müminler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.
(NİSA/103)
—Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namazı kıl, fecir vakti (namazda okunan) Kuran’ı, işte o, şahit olunandır.
(İSRA/78)
—Gündüzün iki tarafında ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.
(HUD/114)
—Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.
(BAKARA/43)
—Ey iman edenler, rükû edin, secdeye varın, Rabbinize ibadet edin ve hayır işleyin, umulur ki kurtuluş bulursunuz.
(HAC/77)
—Ehline (ümmetine) namazı emret ve onda kararlı davran. Biz senden rızık istemiyoruz, biz sana rızık veriyoruz. Sonuç da takvanındır.
(TAHA/132)
Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp-uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.
(MERYEM/59)
Onlar namazlarında huşu içinde olanlardır;
(MÜ'MİNUN/2)
Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır.
(MÜ'MİNUN/9)
Ki onlar, namazlarında süreklidirler.
(MEARIC/23)





Hayat gayeyi maksadını bilenlere güzeldir
Bilmeyenlere ise zehir zıkkım bir gazeldir.!
************************************************
Boş ve abes sözlerin maskaralığını yapmaktansa
güzel sözlerin hamallığını yapmayı tercih ederim.!

21.01.2011 - tahkik

RABBİM bütün alevi

RABBİM bütün alevi kardeşlerime bu yazıyı iz an ve şuurla okuyup anlamayı nasip etsin...elinize emeğinize sağlık RAHMAN ebeden razı olsun..

25.01.2011 - vuslat gülü

geç o yalanları

nedemek gerçek alevi gerçek sünni nerenden uyduruyon bunları hz ali zamanında cami yoktu bi kere kuran okuduysan cami diye birşeyin geçmedigini gözlerinle görürsün cnm namaza gelince allah kuranda ayakta egilerek oturarak bana dua ediniz diyor namazın ne şekli nede sayısı yazıyo inanmıyosan bi araştır cnm senmisin gerçek müslüman yoksa o karaladıgın kişilikmi hiç bişey okumadan konuşuyorsunuzya allah affetsin sizi

15.01.2011 - alevi cenk

bu beyinler sivastada vardı

arkadaşlar ben bir alevi dede çocuguyum eşim sünni olmasına ragmen onu sevdim ve 5 yıl beraberligin sonunda evlendik şimdi birde çocugumuz oldu çok mutluyuz yukarıda yazanları hayretle ve endişe ile okudum bu ne bagnazlık hepimizi allah yarattı ve bize dogru yolu göstermek için kuran-ı kerimi gönderdi o kuranı degişik yorumlarla 3 kez okudum herkes ayrı yorumluyor fakat şunu gördümki aleviside sünniside kurana inanıyo ama farklı yorumluyo kimisi arap kültür ve geleneklerine göre kimisi çaga degişen topluma göre ama aleviler yansın ölsün falan bu arkadaşlarımızı allah affetsin kimse yanmasın ne demiş mevlana ne olursan ol yine gel onun için lütfen kuran okuyun ve öyle konuşun ben saidi nurside okurum alevi kitaplarıda önemli olan bana ne verdigidir unutmayın herkesin bi dogrusu vardır lutfen şiddetten kaçının allah herşeyi görüyo bırakın kim istiyorsa ona versin cezasını

15.01.2011 - alevi cenk

Alevi Cenk

Haklısın cenk arkadaşım hiç kimseye düşmez insan ayrımı kürt,türk,çerkez,alevi filan hepimiz insanız ve sınav dünyasında yaşıyoruz bizim ne haddimize insanı küçük görmek...Ayrıca Allah-Kul ilişkisi diye birşey vardır bırakalım da her insanın sevabını ,günahını yaratan ve herşeyi en iyi bilen rabbimiz versin.

18.03.2011 - filiz21

...

arkadslar ben sunnıyım sevdıgım ınsan ıse alevı bılınen malum sorunlardan bızde de mevcut 5.senedır beraberız ve evlenmeyı dusunuyoruz lutfen tavsıyelerde bulunursanız cok sevınırım cunku gercekten artık dusunmekten napacagımı bılemez oldum Allah herkesın yardımcısı olsun...

11.03.2011 - suu

Konular