Gençlik Damarı !

Risale-i Nur Mizanlarından Onüçüncü Söz'ün İkinci Makamının Haşiyesidir

Risale-i Nur'daki hakikî teselliye mahpuslar çok muhtaçtırlar. Hususan gençlik darbesini yiyip, taze ve şirin ömrünü hapiste geçirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyaçları var. Evet gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler... His ve heves ise kördür, akibeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder. Bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker. Ve bir saat sefahet keyfiyle bir namus mes'elesinde; binler gün hem hapsin, hem düşmanın endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur. Bunlara kıyasen bîçare gençlerin çok vartaları var ki: En tatlı hayatını, en acı ve acınacak bir hayata çeviriyorlar ve bilhassa şimalde koca bir devlet, gençlik hevesatını elde ederek, bu asrı fırtınalarıyla sarsıyor. Çünki akibeti görmeyen kör hissiyatla hareket eden gençlere, ehl-i namusun güzel kızlarını ve karılarını ibahe eder. Belki hamamlarında erkek kadın beraber çıplak olarak girmelerine izin vermeleri cihetinde bu fuhşiyatı teşvik eder. Hem serseri ve fakir olanlara, zenginlerin mallarını helâl eder ki; bütün beşer bu musibete karşı titriyor.
İşte bu asırda İslâm ve Türk gençleri kahramanane davranıp iki cihetten hücum eden bu tehlikeye karşı, Risale-i Nur'un Meyve ve Gençlik Rehberi gibi keskin kılınçlarıyla mukabele etmeleri elzemdir. Yoksa o bîçare genç, hem dünya istikbalini, hem mes'ud hayatını, hem âhiretteki saadetini ve hayat-ı bâkiyesini azablara, elemlere çevirip mahveder ve sû'-i istimal ve sefahetle hastahanelere ve hissiyatın taşkınlıklarıyla hapishanelere düşer. Eyvahlar, esefler ile ihtiyarlığında çok ağlayacak. Eğer terbiye-i Kur'aniye ve Nur'un hakikatlarıyla kendini muhafaza eylese, tam bir kahraman genç ve mükemmel bir insan ve mes'ud bir müslüman ve sair zîhayatlara, hayvanlara bir nevi sultan olur.

Evet bir genç, hapiste yirmidört saat her günkü ömründen tek bir saatini beş farz namazına sarfetse ve ekser günahlardan hapis mani olduğu gibi o musibete sebebiyet veren hatadan dahi tövbe edip sair zararlı, elemli günahlardan çekilse; hem hayatına, hem istikbaline, hem vatanına, hem milletine, hem akrabasına büyük bir faydası olması gibi o on-onbeş senelik fâni gençlikle ebedî parlak bir gençliği kazanacağını, başta Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan, bütün Kütüb ve Suhuf-u Semaviye kat'î haber verip müjde ediyorlar.

Evet o şirin, güzel gençlik nimetine istikametle, taatle şükretse; hem ziyadeleşir, hem bâkileşir, hem lezzetlenir. Yoksa hem belalı olur, hem elemli, gamlı, kâbuslu olur, gider. Hem akrabasına, hem vatanına, hem milletine muzır bir serseri hükmüne geçirmeğe sebebiyet verir.

Eğer mahpus, zulmen mahkûm olmuş ise, farz namazını kılmak şartıyla, herbir saati, bir gün ibadet olduğu gibi, o hapis onun hakkında bir çilehane-i uzlet olup eski zamanda mağaralara girerek ibadet eden münzevi sâlihlerden sayılabilirler.

Eğer fakir ve ihtiyar ve hasta ve iman hakikatlarına müştak ise; farzını yapmak ve tövbe etmek şartıyla herbir saatleri yirmişer saat ibadet olup hapis ona bir istirahathane ve merhametkârane ona bakan dostlar için bir muhabbethane, bir terbiyehane, bir dershane hükmüne geçer. O hapiste durmakla hariçteki müşevveş, her taraftaki günahların hücumuna maruz serbestiyetten daha ziyade hoşlanabilir. Hapisten tam bir terbiye alır. Çıktığı zaman bir katil, bir müntakim olarak değil, belki tövbekâr, tecrübeli, terbiyeli, millete menfaatli bir adam çıkar. Hattâ Denizli hapsindeki zâtların az zamanda Nurlardan fevkalâde hüsn-ü ahlâk dersini alanlarını gören bazı alâkadar zâtlar demişler ki: "Terbiye için onbeş sene hapse atmaktan ise, onbeş hafta Risale-i Nur dersini alsalar, daha ziyade onları ıslah eder."

Madem ölüm ölmüyor ve ecel gizlidir, her vakit gelebilir ve madem kabir kapanmıyor, kafile kafile arkasında gelenler oraya girip kayboluyorlar ve madem ölüm, ehl-i iman hakkında i'dam-ı ebedîden terhis tezkeresine çevrildiği, hakikat-ı Kur'aniye ile gösterilmiş ve ehl-i dalalet ve sefahet hakkında göz ile göründüğü gibi bir i'dam-ı ebedîdir; bütün mahbubatından ve mevcudattan bir firak-ı lâyezalîdir. Elbette ve elbette hiç şübhe kalmaz ki, en bahtiyar odur ki; sabır içinde şükretmek ve hapis müddetinden tam istifade ederek Nurların dersini alarak istikamet dairesinde, imanına ve Kur'ana hizmete çalışmaktır.

Ey zevk ve lezzete mübtela insan! Ben yetmişbeş yaşımda binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hâdiselerle aynelyakîn bildim ki: Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa dünyevî bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi hayatın lezzetini kaçırır.

Ey hapis musibetine düşen bîçareler!. Madem dünyanız ağlıyor ve hayatınız acılaştı; çalışınız, âhiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bâkiyeniz gülsün, tatlılaşsın, hapisten istifade ediniz. Nasıl bazan ağır şerait altında düşman karşısında bir saat nöbet, bir sene ibadet hükmüne geçebilir. Öyle de, sizin bu ağır şerait altında herbir saat ibadet zahmeti; çok saatler olup, o zahmetleri rahmetlere çevirir.

Said Nursi


8 yorum

Ebedi Gençlik

Evet, Allah üstadımızdan razı olsun. Bize ebedi gençliğimizi nasıl kurtaracağımızı göstermiş. Küçük zevklerden ve basit duygulardan sıyrılarak ,biraz da gayret göstererek ihtiyarlığımızda ve ahirette ebedi saadeti temin edebiliriz. En mühim yolunu üstadımız bizzat kendi yaşayarak tüm gençlere rehberlik etmiş ve göstermiştir. Allah ebeden daima razı olsun.

16.01.2012 - Vird-i Zeban

gençlik

öncelikle isteye yeni üye oldum böyle bilgili insanların arasına katılmaktan dolayı kendimi çok şanslı hissediyorum umarım bu yazımı okuyanlar olur çünkü birileriyle bu konuları paylaşmaya ihtiyacım var :)
ben 16 yaşında bir erkeğim ve belki bundan 2 hafta önce olsa bu yazımı ağlıyarak yazardım ama şuanda için gerçekten mutluluk ve huzur dolu genç olduğum için diğer gençler gibi benimde içim şehvet dolu bi süre hayallerim vardı zina yapmak yakışıklı olmak beğenilmek gibi kibirli duygular ve nice şeytanın hoşuna gidebilecek davranışlar benim bir zamanlar hayalimdi ama içimden bir ses böyle yapmaman gerektiğini söylüyordu çünkü imanlı bir insandım ama dışarı çıktığım zaman o dar paça giyinmiş gözüme ışıl gelen o kızları gördüğümde resmen çıldıracak gibi oluyordum gözüme öyle güzel geliyorlardıki resmen çıldıracak gibi oluyordum bugüne kadar hiç sevgilimin olmamasıda beni daha çok tetikliyordu ama bi taraftanda kızlardan uzak durmak diğer gençler gibi gösteriş meraklısı olmamam gerektiğini düşünüyordum gençlik öyle berbat bişey ki etrafında günlük zina yapan sevgilisi olan gösteriş budalası olan insanları gördükçe sende onlar gibi olmak istiyorsun bende hep ne yapsam diye düşünüyordum ve nerdeyse piskolojim bozulacaktı ama sonradan doğru yolu buldum doğru yol allah yolu eskiden hergün mstürbasyon yapardım ama artık hiç yapmıyorum harama bakmıyorum ve hiç dışarı çıkmıyorum elimden geldiğince nefsimi terbiye etmeye çalışıyorum ve yakındada allah c.c izin verirse namaza başlamayı düşünüyorum eğer sizde benim gibi arada kaldırysanız kesinlikle diğer gençler gibi olmayı bırakıp allah yolunu seçin eskiden kendimden yakışıklı birini gördüğümde kıskanırdım içimde herzaman bir hırs vardı herzaman en güzel görünün en popüler olan ben oluyum isterdim yani tüm kötü duyguları tattım ama artık bu duyguları hiç tatmıyorum diğer insanları ne durumda olduğu umrumda değil isteyen zina yapsın ben nefsimle savaşmaya devam edecem ve asla yenilmiyecem ve en güzeli böyle onlar günahkar dünyalarında kötü duyguları hissetmeye devam etsinler ben böyle çok mutluyum en güzel yol allah c.c yolumuş bunu anladım eskiden piskolojim bozulacak gibi oluyodu ama artık kendime güvenim tam ve dünyanın en mutlu insanıyım allah c.c inşallah diğer genç kardeşlerimede doğru yolu gösterir çünkü hepsi bataklığa batmış durumdalar hepsi gösteriş budalası olmuş telefon denilen oo alet onları esir almış ve dünyayı çok seviyorlar inşallah doğru yolu bulurlar gençlik gerçekten çok zor heleki 21. yüzyılda yaşıyorsan çok zor kızlar gözüme öyle güel görünüyorlarki anlatamam ve en iyisi gerçekten eve saklanmak dışarı çıkıp mücadele etmek isterdim ama nefsime hakim olamam diye düşünüyorum o yüzden saklanmaya devam edecem Allah c.c hepimizin yardımcısı olsun dünya gerçekten çok zor ama öbür dünya daha zor napcaz bilmiyorum ama eliizden geldiğince öbür dünyayı düşünmeye bakalım çünkü burda herşey sahte sınırlı ve sonu rahatsız edici inşallah Yarabbim bizi bu dünyada mutsuz öbür dünyada mutlu olanlardan eyler ...Elhamdülillah ...

22.08.2010 - süphanallah

25 yaşına kadar

25 yaşına kadar gençliğimi yaşadım. Pişman değilim, eğer o günleri yaşamasaydım, şu anda manevi duygularımı yüksek tutamazdım. Zaten yaş ilerledikçe manevi duygular daha anlam kazanmaya başlıyor. Gençliğini yaşa ama sınırını koyarak yaşa. Aksi takdirde ileride bir kere gözün açıldımı bir daha kapayamazsın. Doyuma ulaşmadan hayatında keskin virajları dönmemelisin.

15.01.2012 - veli göl

CVP:25 yaşına kadar

pişman değilmiş.. Yani yaptığı günahlar için TEVBEKAR değilmiş.. üstüne üstük o günahlarla övünüp insanlara günaha teşvik edermiş..

halin nicedir senin?

15.01.2012 - hal

Maşallah

Maşallah kardeşim senin yaşında bunları idrak edebilmek, ugulayabilmek kolay iş değil.Nefsini dziginlemeyi öğrenmişsin.Namaza da hemen başlamalısın tabiki hepsinden önemlisi.Keşke senin yaşına tekrar dönebilsem de bu kararları alabilsem.Hiçbir imkan var mı zamanı geri getirmeye.Ne kadar şanslı olduğunun farkındasın değil mi?

14.12.2011 - dreamer8

süphanallah..

Mrb kardeşim bnde 18 yaşında bi üniversite ögrencisiyim.İnanırmısın anlattıklarının çogu nerdeyse hepsi bnm kafamda da war dedigin gibi psikolojiyide çok fena etkiliyor.Uzun bir zamandır ugraşıyorum ama bir türlü başaramıyorum dogru yolu.Görünce 1 başımı egiyorum iki egiyorum üçde artık bakmaya utanarak bakıyorum ama rahat huzurlu millet gibi normal bir şeymiş gibi değil.ALLAH Yard. olsunda snn gibi olalım...

03.11.2010 - arayıs57

60 yaşındaki bir günahkar

60 yaşındaki bir günahkar bana nasıl imrenirse ben de şimdi sizlere öyle imrendim genç kardeşlerim.Çok zor bir savaş ama bereketi, nimetleri öylesine büyük ki.Bu yaşta bunları farkedebilmek bence Allahın bir nasibidir.Korunmuş kullarsınız kanımca.

15.12.2011 - dreamer8

@Dreamer8'e

S.A. tevbe kapısı ahir ömre kadar açıktır. Cenab-ı hakk, bizi ve sizi bu asrın dehşetli fitnesinden muhafaza eylesin...

16.01.2012 - Vird-i Zeban

Konular